İstanbul Boğazı'nda geminin çarptığı yalının adı ne?

İstanbul Boğazı'nda dümeni kilitlenen bir geminin yalıya çarptı. Peki ya İstanbul Boğazı'nda geminin çarptığı yalının ve geminin adı ne?

İstanbul Boğazı'nda geminin çarptığı yalının adı ne?
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:51
7 Nisan 2018 Cumartesi 16:13

İstanbul Boğazı'nda dümeni kilitlenen bir geminin yalıya çarptığı öğrenildi. Yalıya çarpan gemi 225 metre boyunda VITASPIRIT adlı dökme yük gemisi. Yalının adı ise Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı. İşte haberimizin detayları..

Gemi, Karadeniz-Marmara yönlü geçişinde Fatih köprüsü altında dümen gücünü kaybederek Lacivert ve Uskumru restoranlarının olduğu bölgede Hekimbaşı Salih Efendi yalısına çarptı. Yal Organizasyon ve özel davetler için kullanılıyor. Yalıda hasar büyük ancak can kaybı olmadığı öğrenildi.

İstanbul Boğazı'nda geminin çarptığı yalının adı ne?

İstanbul Boğazı'nda korku dolu anlar. Henüz ne taşıdığı hakkında bilgi olmayan Vitaspirit isimli gemi, kilitlenen dümeni sebebiyle bir yalıya çarptı. Mısır'dan sefere çıkan 225 metre uzunluğa, 32 metre genişliğe sahip M/V VITASPIRIT, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün altından geçerken makine arızası yaşadı. Dümeni kilitlenen Malta Bayraklı M/V VITASPIRIT sürüklenerek, Beylerbeyi tarafında bulunan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'na çarptı. Yalıda hasar büyük ancak can kaybı olmadığı öğrenildi.

HEKİMBAŞI SALİH EFENDİ YALISI

Hekimbaşı Salih Efendi yalıyı XVIII. Yüzyıl başında iki oda bir sofadan oluşan küçük bir yapı olarak satın almış, daha sonra ilave inşaatlarla büyütmüştür. Kuzey kısmı selamlık, güney kısmı ise harem olarak inşa edilmiştir.

Selamlıkta güney bölümü gibi kazıklar üzerinde bulunmaktaydı. Kuzey tarafı büyük çiçek bahçesine, batısı denize, doğusu da yalının arkasındaki ormana bakan etrafı çepeçevre şark sedirleri ile döşenmiş, bu büyük salonun ortasına kadar deniz süzülerek girer, ortadaki kapaklar kaldırılarak etrafına limon saksıları dizilir ve denizin sesi dinlenirmiş. Bu bölüm Hekimbaşı’nın ortanca kızı Meliha hanım tarafından 1947 yılında yıkılarak satılmıştır.

Günümüze kadar ayakta kalmayı başaran harem kısmı ise Hekimbaşı Salih Efendi’nin eşi Payidar Hanıma kalan kısımdır. Payidar hanımın ölümünden sonra bu bölüm en küçük kızı Sakibe’ye geçmiş ve onun varisleri tarafından günümüze kadar korunmuştur. Büyük botanik bahçesi Hekimbaşının büyük kızı Übeyde’ye kalmış, varisleri bahçeyi 1966 yılında satmışlardır.

 

 

 

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar