Aziz Kocaoğlu: Kaybedilirse İzmir'i terk etmek zorunda kalırım

İzmir için yeniden aday adaylığı başvurusunda bulunan Aziz Kocaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na “İzmir kaybedilirse, kenti terk etmek terk zorunda kalırım. Onun için İzmirin adayı çok önemli" dediğini aktardı.

Aziz Kocaoğlu: Kaybedilirse İzmir'i terk etmek zorunda kalırım
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 12:00
18 Ocak 2019 Cuma 09:54

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, daha önce yaptığı açıklamada yerel seçimlerde aday olmayacağını söylemişti. Kocaoğlu daha sonra Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüğünü ve sorumluluktan kaçmayacağını dediğini aktardı.

Başkan Kocaoğlu İzmir için aday adayı olduğunu ise, “Gelişmeler, yaşadığım olaylar dün sabah tekrar aday adayı olma kararı vermeme neden oldu. Aday adayı olarak müracaat ettim. Bütün aday adayı arkadaşlara başarılar diliyorum” sözleriyle duyurdu.

 Kocaoğlu, yerel seçim ve CHP yönetiminin İzmir'de göstereceği adayla ilgili tartışmaları Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'e konuştu.

Kocaoğlu’nun verdiği röportaj şöyle:

10 sene başkanlık yapmanın yeterli olduğunu, 2014'te de aday olmayacağımı Genel Başkanımızla paylaşmıştım. Adaylık için Binali Yıldırım'ın adı geçiyordu. Siyaset iddia işi. Binali Bey İzmir'e gönderildikten sonra benim bırakıp “Aday değilim” demem olmazdı. Adaylığı açıklandıktan 10 dakika sonra CHP İl Başkanlığı'na aday adaylığı başvurumu yapmıştım. 31 Mart seçiminde aday olmayacağımı da 1 Ekim'de açıkladım, Genel Başkanım'a da önceden söylemiştim. Sonrasında kimseyle bir irtibatım olmadı. Sadece Genel Başkan, belediye başkanları toplantısında  “Başkan, İzmir için bir çalışma yap da getir” ricasında bulundu. Ben de bir çalışma yapıp takdim ettim.

“Konuşma ihtiyacı duydum”

Genel Başkan'la seçim ve adaylarla ilgili bir daha irtibatım olmadı. Ancak İzmir adaylarının belirlenmesinde tereddütler hasıl olunca Genel Başkan'la konuşma ihtiyacı duydum. Randevu istedim. 16 Ocak Çarşamba günü saat 10.00 civarında randevu verdi. Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısından önce görüştüm. Baş başa konuştuk. Konuşma sırasında, izni olursa adaylığımı açıklayacağımı söyledim. Bu konuşmadan sonra Genel Başkan'ın herhangi bir kinayeli sözü de olmadı. Beni kapıya kadar uğurladı.

“En ufak tartışma olmadı”

Bir aday üzerinde Genel Başkan'ın bir kararı var mıdır, yok mudur bilemem. İzmir'de yanlış bir adayın çıkması herkesten çok beni üzer, beni çok büyük sıkıntıya sokar. Bugün bir yazar, “Kılıçdaroğlu ile Kocaoğlu arasında tartışma var” demiş. En ufak bir tartışma yok. Ben bu tür konularda sinirlenmem. İzzeti nefsime, aileme, kişiliğime bir şey söylenirse tepki gösteririm. Böyle bir konuşma olmadı.

“İzmir'in menfaati için”

Genel Başkan kararımı normal karşıladı. Fiilen başkanım, aday olmayacağımı kendi rızamla söyledim ama koşullar aday olmaya zorladı. Bunu, İzmir in menfaati için yapıyorum. Kişisel menfaat için siyaset yapmadığımı bırakın CHP, AKP, dünya biliyor… 15 senedir günde 18 saat çalışıyorum. Bütün arkadaşlarımız son derece kıymetlidir. Ama İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ayrı bir konudur, ayrı bir koltuktur.

“Kimsenin haberi yok”

Kimin geleceğinden CHP İzmir İl Başkanı'nın haberi yok. Bana da sorulmadı. Önemli değil ama kimsenin haberi yok. Parti Meclisi'ne veya MYK'ya isimler geliyor. Gelen isimlerin oturulup tartışılması lazım. İzmir'i bilen insanlar tarafından  konuşulması gerekiyor. Bundan sonra takdir Parti Meclisi'nindir, MYK'nındır, Genel Başkan'ındır. “Aday yapmazsanız, bağımsız aday olurum” dediğim iddia ediliyor. Benim particililiğimi kimse sorgulayamaz. Ben partime çalışırım. “Aday değilim” dedikten sonra 13 ilçe 250 köy gezdim dolaştım. “Hem aday değil,  hem köyleri geziyor” dedikleri için gezmeyi de durdurdum.

“Sabah biri, akşam biri”

Adayların neden açıklanmadığı sorulduğunda “Değerlendiriyoruz, çalışıyoruz” deniliyor. Ama bu süreçte o kadar yoruldu, o kadar gerildi ki bu parti. Sabah biri parti içi dedikodudan öne çıkıyor, öğleden sonra bir başkası, akşam başkası. Barometre gibi. Ben hiçbir aday adayıyla görüşmedim. Hiçbir adaya randevu vermedim. Beni dedikodu malzemesi yapmasınlar. Kendimi korumaya konuya müdahil olmaya çalıştım ama sonunda yine böyle oldu.

“Aday önemlidir”

Ben adayım. Aday olmasam da partime çalışacağım ama aday önemlidir. Adayın da konsensüsle belirlenmesi gerekir. Yani 397 yılla yargılanmış, 15 yıl belediye başkanlığı yapmış, en ufak bir şaibeye kimse tarafından bulaştırılamamış bir adamı yok sayarak aday belirlemek ayrı bir konudur. Ayrı bir değerlendirme konusudur. Ona da saygı duyarım. Yetkili makamlara, Sayın Genel Başkan'a… Ama benim de İzmir'e borcum var.

“Papaza kızıp oruç bozmam”

Canım sağ oldukça buradayım. Papaza kızıp oruç bozmam. Partiye çalışmak için siyaset yapmak için illa belediye başkanı adayı olmak gerekmiyor. Aday olmazsam üzülmem. Aday olmak bir beyandır, bir iddiadır. Kendi iradesiyle aday olmamaya karar vermiş, sonra zorunluluk olarak aday olmaya karar vermiş bir insanım. İzmir' in dokusuna uygun, örgütün de taşıyabileceği, beş yıl bu hizmeti yapabilecek çok kıymetli arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarla çalışmaya her zaman hazırım. Önemli olan sağlıklı bir karar verilsin.

O görüşmede yaşanan diyaloglar şöyle;

Aziz Kocaoğlu: Sayın Genel Başkanım biliyorsunuz AKP, İzmir'e Sayın Nihat Zeybekci'yi gönderdi. Hem büyükşehir belediye başkanlığı hem de ekonomiden sorumlu bakanlık yaptı. Buraya güçlü bir arkadaşı önermemiz lazım. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bir isim mutabakatı var mı? İsim konusunun bugün Parti Meclisi'ne ve MYK'ya geleceği söyleniyor.

Kemal Kılıçdaroğlu: Düşünüyoruz.

Kocaoğlu: Efendim, eğer bu konuda bir şey konuşmayacaksak, ben İzmir de yaşıyorum… İki çocuğum, gelinlerim İzmir'de, torunlarım İzmir'de. Ben bu kentte yaşayacağım. Bu kente mal olmuş bir insanım. İzmir'de her yerde, herkes bana her şeyi söyleyebilir. Nezaket kuralları içinde ben de her şeyi söyleyebilirim. Yarın herhangi bir şey olur da vatandaş adaydan memnun kalmadığı için İzmir kaybedilirse, kenti terk etmek zorunda kalırım. Onun için İzmir'in adayı çok önemli.

Kılıçdaroğlu: Aday için henüz karar vermedik, çalışıyoruz.

Kocaoğlu: Efendim müsaade ederseniz ben de aday olmak istediğimi açıklamak istiyorum. Bunun için müsaadenizi almaya geldim.

Kılıçdaroğlu: Hay hay, memnuniyetle Başkan. Bu yeni bir durum Başkan. Bunu arkadaşlarla da kurulda değerlendirmemiz gerekiyor.

Kocaoğlu: Tamam efendim. Aday olmak istemediğimi, olmayacağımı en iyi siz biliyorsunuz Genel Başkanım. Böyle bir zorunluluk oldu, sizden izin almadan da adaylık açıklamak istemedim. Müsaadeniz olursa da adaylığımı açıklayacağım.

Kılıçdaroğlu: Hay hay, memnuniyetle

Kocaoğlu:  Seçimi riske atacak bir durum var. O zaman beni de potada değerlendirin. Mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı'nı da aday adayı olarak değerlendirin.

Kılıçdaroğlu: Arkadaşlarla konuşacağım. Hayırlı olsun."

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar