Ertuğrul Özkök'ü ağlatan Birand anısı

Buket Aydın’ın sunumuyla CNN Türk ekranlarında yayımlanan "40" programına gazeteci Ertuğrul Özkök konuk oldu.

Ertuğrul Özkök'ü ağlatan Birand anısı
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:57
17 Ekim 2018 Çarşamba 21:31

Devlet sırrını ortaya mı çıkartırsınız, yoksa devletin bekasını mı seçersiniz? sorusu Ertuğrul Özkök şu yanıtı verdi:

Devletin bakasının ne olduğunu tayin etme yetkisi devletin elindeyse, bu sorunun hiçbir anlamı yok. Çünkü iktidar sahiplerinin devletin bekası diye gördüğü bir şeyi ben tam aksine 'Ben bunu yayınlamazsam devletin bekası tehlike altında' diye görebilirim. Bu benim koyduğum bir kural değil. Bu dünyanın bütün demokratik ülkelerinde konulmuş bir kuraldır. Çünkü bazı kavramlar vardır, bunun tarifini yapmak mümkün değil. Hainlik kavramı... Sana göre hain, bana göre değil. Ben hain kelimesini hiç sevmem. Hain, dünyada en kolay kullanılan kelimelerden biridir.

"Devletten gelen her haberde şüpheci olacaksınız"

Özkök açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:  Nazım Hikmet'e dün hain deniliyordu, bugün vatan kahramanı şair oldu. Şimdi 'Devletin sırrını ortaya mı çıkarıyorsunuz' derse, tabii ki şu var; yaptığınız haber, ülkenizin menfaatini bozacak bir haber ise dikkat etmek bence bir yurtseverliktir. Ben bunu çok yaptım. Tecrübeli bir gazeteci olarak bir şey söyleyeyim. Devletten gelen her haberde şüpheci olacaksınız. Hayat bana bunu öğretti. Bana bir kere öyle bir kazık attı ki bu devlet, hayatım boyunca unutamadım. En sevdiğim iki arkadaşımla başım derde girdi benim. Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çandar'la, Andıç meselesinde. Bana devletten gelen bir kaynaktan gelmişti haber, kullandım. Ne yazık ki orda oyuna getirdiler beni. Ondan sonra Mehmet Ali Birand'a bir gün rica ettim, gelip Kanal D'de 'Mehmet Ali geleceğim, senden canlı yayında halkın önünde özür dileyeceğim'. Gittim özür diledim.

"Yaptığım Andıç ayıbını hayatımın sonuna kadar taşıyacağım"

Mehmet Ali Birand'la ilgili açıklamalarda bulunan Ertuğrul Özkök "Mehmet Ali'nin ölümünden sonra bir gün kapım çalındı. Bir büyük kutu, kutunun içerisinde Amerikan Big Band caz dönemine ait 33'lük plaklardan oluşan bir koleksiyon, üzerinde bir not. Mehmet Ali Birand'ın eşinden Cemre'den geliyordu. Ve bana dedi ki 'Mehmet Ali bu plakları en iyi senin değerlendireceğini düşünüyordu'. O gün hayatımın en mutlu günlerinden biriydi. Cengiz'in de Mehmet Ali Birand'ın da Doğan Grubu'nun alınmasından sonra en büyük etkiyi ben oynadım. Buna Aydın Bey de şahittir. Aydın Bey için de ben. Hayat bize bir sürü şey öğretiyor. Ama öğrendiğim en önemli şey; bir yanlış yaptıysanız bunu itiraf etmekten korkmayacaksınız. O itiraf sizi küçültmüyor tam aksine büyütüyor. Bazı şeyler var hayatınızın sonuna kadar taşıyacaksınız. Yaptığım Andıç ayıbını hayatımın sonuna kadar taşıyacağım. Taşımalıyım da zaten. Hiçbir zaman bitmeyecek o. Hayatın akışını geriye çeviremiyorsunuz." açıklamasında bulundu.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar