Erdoğan kabine toplantısı sonrası alınan kararları açıkladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrası merakla beklenen açıklamalarını yapmak için kameraların karşısına geçti.

Erdoğan kabine toplantısı sonrası alınan kararları açıkladı
Son Güncelleme: 1 Mart 2021 Pazartesi 20:37
1 Mart 2021 Pazartesi 19:52

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

"Dün siyasi tarihimizin en karanlık dönemlerinden birinin sembolü olan 28 Şubat müdahalesinin 24. yıldönümünü geride bıraktık. Hiç şüphe yok ki 28 Şubat hadisesi 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi milli iradeyi, milletin bizatihi kendisini hedef alan darbe girişimidir.

Sandıkla iktidara gelmiş, anayasa ve yasalar çerçevesinde idare eden hükümet bir kısım medya, sivil toplum kuruluşların da yer aldığı kirli senaryolarla istifaya zorlanmıştır. Sermayenin renklere bölünmesi, esnafından holdingine bu ülke için üreten, çalışan, ihracat yapan şirketin ötekileştirilmesi ekonomimizde derin yaralar açmıştır.

Türkiye tarihinin en büyük soygunlarından biri bu dönemde yaşanmıştır. Milletimizin milyarlarca lirası bankalar vasıtasıyla hortumlanmıştır.l Anayasal suç işleyenlerle ilgililerle hiçbir işlem yapılmamıştır. Binlerce, on binlerce insanımız sırf inançlarından, fikirlerinden, siyasi görüşlerinden dolayı hukuksuzluğa ve zulme maruz kalmıştır.

Ortaokul, üniversite, Kuran Kursu, camilere, hatta vatandaşımızın kestiği kurbanlara kadar ağır baskıyla karşılaşmıştır. Başındaki örtüsünden dolayı evladının yemin törenine katılamayan anneler, kimliğindeki fotoğraf sebebiyle kanser tedavisi göremeyen nineler 28 Şubat'ta yaşanan garabetlerden sadece bir tanesidir. İkna odaları bu dönemin alameti farikası olarak milletimizin hafızasına kazınmıştır.

Kimi faşist üniversite yöneticilerinin geçen hafta yayınladıkları bildiride özgürlükten bahsetmeleri tam bir kara mizah örneğidir. Tarih her türlü baskıya rağmen iradesine sahip çıkanlar ile vesayete selam duranları elbette unutmamıştır, unutmayacaktır. Attıkları manşet, köşelerindeki yazdıkları iğrenç yazılarla darbe şakşakçılığı yapanlar bin yıl bile geçse alınlarındaki o kara lekeyi asla silemeyecektir.

Tıpkı 27 Mayıs'ın, 12 Eylül'ün mimarları gibi. 28 Şubat'ın mimarları da aziz milletimiz tarafımdan ademe mahkum edilmiştir. Milletimiz daha beşinci yılını doldurmadan 28 Şubat zihniyetini sandığa gömmüştür. 27 Mayıs, 27 Mayıs bildirisinden cumhuriyet mitinglerinin tamamı hezimete uğramıştır. 15 Temmuz gecesi yaşananlar milletimizin istiklal ve istikbalini koruma kararını dost düşman herkese yazılan tarihi destanla göstermiştir.

Milletin inancıyla, değerleriyle kavga edenler, dün olduğu gibi yarın da kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaklardır. Milletimiz bir daha asla yeni 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat'ların yaşanmasına müsaade etmeyecektir. Türkiye'nin bir daha böyle acılar, utançlar yaşamaması için bugüne kadar elimizden geleni yaptık, inşallah bizden sonraki nesillere bu irade ve inancını devredeceğiz.

Milli iradenin üzerine gölgesi düşen pek çok antidemokratik uygulamayı kaldırdık. Türkiye'yi eski günlere döndürmek isteyen darbe heveslilerine bırakmayacağımızı gösterdik. Hak ve özgürlükleri genişleterek Türkiye'de milli iradeyi yeniden egemen kıldık. Sadece 15 Temmuz sonrası attığımız adımlar dahi başlı başına birer devrimdir. Cumhur İttifakı ile tarihe geçirdiğimiz Cumhurbaşkanlık sistemi ve reformları ülkemize kazandırdık.

Yargı reformunu yasama Meclis'te, idare boyutuyla Cumhurbaşkanlığımız ve kurumlarımızla hayata geçirdik. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yarın İnsan Hakları Eylem Planımızı kamuoyuyla paylaşacağız. 9 başlık altında yüzlerce faaliyet yer alıyor.

İnsan Hakları Eylem Planı'nda hemen her konunun dönüp dolaşıp darbe anayasasının sıkıntılarını gördük. Yeni anayasa teklifimiz bu eylem planının da adeta çatısını; yani tacını oluşturuyor. Biz tüm samimiyetimizle siyaset kurumunun en önemli sorumluluklardan birinin Türkiye'yi ayağına vurulan darbe anayasası prangasından kurtulması gerektiğine inanıyoruz.

Yeni ve sivil anayasa meselesini tüm platformlarda tartışmaya açarak herkesin katkısını almak üzere bir yola çıkıyoruz. 10 yıldır ülkemizin gündemine müteaddit defa getirdik. İnşallah bu defa bunu başaracağız. Kendi hazırlık çalışmalarımıza şimdiden başladık. Korkularla, önyargılarla, ideolojik at gözlükleriyle hareket edersek ne tarih ne de millet bizi affeder.

"Gelin cumhuriyetimizin 100. yılını sivil bir anayasa ile karşılayalım"

Yeni ve sivil anayasa çağrımızın bilhassa darbelerden mağdur olmuş farklı kesimlerde oluşturduğu heyecanı memnuniyetle takip ediyoruz. Bu konuda söyleyecek sözü olan herkesi yeni ve sivil anayasa hazırlanması sürecinde yapıcı bir anlayışla yer almaya davet ediyoruz. Gelin ülkemizi darbe anayasalarına mahkumiyet utancından kurtaralım. Gelin cumhuriyetimizin 100. yılını sivil bir anayasa ile karşılayalım.

Cumhur İttifakı olarak yeni ve sivil anayasa metnimizi tamamlayıp milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız.

Küresel ekonomi zorlu bir dönemden geçiyor. Büyük bir daralma, milyonlarca kişinin işsiz kalmasına, gelir dağılımında bozulmalara, ülkeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarına sebep oldu. Bugün hala aşıya ulaşamayan 100'ün üzerinde ülke bulunuyor.

Yüzde 1,8 olarak gerçekleşen 2020 yılı büyüme oranımız izlediğimiz politikaların başarısının en somut örneğidir. Türkiye büyürken İngiltere yüzde 9,9, Almanya yüzde 4,9, Amerika yüzde 3,5 oranında küçüldü. 2021 yılında iyi bir başlangıç yapan ihracatımız Şubat ayında yüzde 9,6 artışla 16 milyar doları aşmıştır.

Yılın ilk iki ayı itibariyle dış ticaret açığımız yüzde 15,3 azalmıştır. Gelişmeler ihracattaki artışın önümüzdeki aylarda da süreceğine işaret ediyor. Elbette ki biz bununla yetinmiyoruz. Bizim için asıl önemli olan ekonomik büyümenin toplumun tüm kesimlere ulaşması ve istihdamın oluşmasıdır.

Böyle bir durumda kaliteli ve kalıcı büyümeden söz etmek mümkündür. İşte 2021 yılını bu açıdan çok önemli görüyoruz. Hedefimiz refahı daha da arttıracak, sağlıklı ve istikrarlı büyümenin, orta ve uzun vadede güçlü bir şekilde sürmesidir. Fiyat istikrarı için de üretken, yatırımlara ve katma değeri yüksek rekabetçi üretime dayanmamız gerekiyor.

Bir ekonominin yapısal temelleri ne kadar güçlüyse şoklara karşı direnci de o kadar artar. Geçtiğimiz hafta ülkemiz piyasalarında yurt dışındaki gelişmelerden kaynaklanan dalgalanmalar görüldü. Gelişmiş ülkelerin tahvil faizlerinde yaşanan artış pek çok gelişmekte olan ülkeyi etkiledi. Bu tip küresel dalgalar ne ilktir ne de son olacaktır.

Bizim için önemli olan bu tür risklere karşı dirençli, sağlam ekonomiyi tesis etmektir. Enflasyon, faiz, kuru kontrol altına almış, büyümesini, ihracat, istihdamını koruyan ekonomi bu şokları kolayca savuşturabilir. Özellikle fiyat istikrarının sağlanmasına, cari açıkla mücadeleye önem veriyoruz.

Ekonomi alanında hayata geçireceğimiz reformun da hazırlıklarını yürüttük. Arkadaşlarımız sahaya indi. Tüm taraflarla bir araya geldi. İletilen talepleri dikkatle dinledi. Çözüm odaklı bir yaklaşımla üzerine gideceğimiz alanları öncelikli hale getirdik. Her reform gibi bu çalışmalardan da rahatsız olanlar elbette çıkabilir. Biz kısa mesafe koşucusu değil maraton koşucusuyuz.

"Yeni kontrollü normalleşme sürecini başlatıyoruz"

Salgının seyrine göre ihtiyaç duyulan her zaman ve her alanda halkımızın her ferdinin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Salgınla mücadele stratejimizi sürekli güncelliyoruz. Milletimize daha önce söz verdiğimiz şekilde bugün itibariyle yeni kontrollü normalleşme sürecini başlatıyoruz.

Tedbirlerin sıkılaştırılması da gevşetilmesi de salgının seyriyle ilgilidir. Salgının yayıldığı ortamda normalleşme adımlarını atmak mümkün değildir. Türkiye coğrafi alan ve nüfus itibariyle büyük ülke oülduğu için adımlarımızı kademeli olarak atmamız gerekir.

Tedbirlerin sıkılaştırılması da gevşetilmesi de salgının seyriyle ilgilidir. Salgının yayıldığı ortamda normalleşme adımlarını atmak mümkün değildir. Türkiye coğrafi alan ve nüfus itibariyle büyük ülke oülduğu için adımlarımızı kademeli olarak atmamız gerekir.

İşte alınan kararlar

100 bin nüfusa düşen vaka sayısı başta olmak üzere çeşitli kriterlere göre illerimizi sınıflandırdık. 81 vilayetimizi renklere ayırdık. Her hafta risk durumuna göre değerlendirilecek. Valiliklerimiz başkanlığındaki il hıfzıssıha kurumuzu yeni düzenlemeler girecektir.

İlleri mavi-sarı-turuncu-kırmızı diye sınıflandırdık. Tedbirlerin sıkılaştırılması veya gevşetilmesi kararı iyileşme veya kötüleşme durumuna göre verilecek.

Normalleşme adımlarının prensipte nasıl atılacağını kapsamlı görüştük. Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde tamamen kalkarken, yüksek ve çok yüksek riskli illerde bir müddet daha pazar günü devam edecek.

Akşam 21 sabah 05 arasında sokağa çıkma kısıtlaması sürecek. Okullar tüm okul öncesi eğitim kurumları ilkokullarda 8. 12. sınıflarda eğitim öğretime açılacaktır. Düşük ve orta riskli ülkelerde eğitim, öğretime başlanacak. Yüksek ve çok yüksek riskli illerde sadece liselerde yüzyüze sınavlarda yapılacak.

Restoran, kafetarya, tatlıcı, pastane, kıraathane, çay bahçesi gibi yerler çok yüksek riskli iller dışında sabah 7 ile akşam 10 arasında faaliyetlerini yüzde 50 sınırlama ile sürdürecektir.

Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye'de normale döndürülecek. İhtiyaç halinde valilikler farklı düzenlemeler yapılabilecektir. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı grubu vatandaşlarla ilgili düzenleme düşük ve orta riskli illerde kaldırılırken yüksek ve çok yüksek riskli illerde arttırılacaktır."

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar