Kılıçdaroğlu'ndan Suriye eleştirisi: Biz yangını söndürmek için değil, benzinle gittik

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, " Apartmanda, komşuda yangın çıkarsa elinde bir kova suyla koşacaksın yangını söndürmek için. Biz, komşuda çıkan yangını söndürmek için değil bidon benzinle gittik"dedi.

Kılıçdaroğlu'ndan Suriye eleştirisi: Biz yangını söndürmek için değil, benzinle gittik
Son Güncelleme: 3 Mart 2020 Salı 16:57
3 Mart 2020 Salı 16:46

Yönetilemeyen, savrulan bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıya olduklarını öne süren Kılıçdaroğlu, "Söylenmesi gereken çok şeyi söyledik, yapılması gereken çok şeyi yapmaya çalıştık. Öneriler getirdik. Yapmayın, etmeyin dedik. Türkiye sıradan bir coğrafyada değil. Bütün dünyanın gözlerinin olduğu stratejik bir bölgededir dedik. Egemen güçlerin bu ülkeden nasıl kovulduğunu acaba bu ülkeyi yönetenler biliyorlar mı? Milli Kurtuluş Savaşı'nın hangi koşullarda verildiğini acaba biliyorlar mı? Bir milli kurtuluş savaşı yapacaksınız ve asla egemen güçlere teslim olmayacaksınız. Bunu biliyorlar mı acaba?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bölgede egemen güçlerin taşeronluğuna soyunmanın en büyük tehlike olduğuna dair uyarılarda bulunduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Komşumuz bir ülkenin rejimini değiştirmek için özel çaba harcıyorsunuz. Sana ne kardeşim? Varsa bir sorun, uluslararası kuruluşlar var. Gidersin BM'ye, gidersin başka organizasyonlara, 'Suriye'de insan hakkı ihlalleri var. Kabul etmiyoruz' dersin. Uluslararası arenaya taşırsın. Biz hiçbir zaman demokrasiden ödün veren bir rejimi savunmadık, bundan sonra da savunmayız. Nerede bir insan hakkı ihlali varsa oraya gözlerimizi diker ve bakarız. Hiçbir zaman Suriye'deki rejimi savunmadık, savunmuyoruz da. Her bölgede, bütün komşularımızla barış içinde yaşayalım. Arzumuz budur."

"Liyakatli insanların bulunduğu yerde devlet aklı olur"

Bir Mehmetçiğin tek tırnağının bile Suriye'den de Libya'dan da İdlib'den de değerli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Niye söylüyoruz bunu? Çünkü biz kendi bölgemizde, komşuda savaş istemiyoruz. Örnekler verdim. Apartmanda, komşuda yangın çıkarsa elinde bir kova suyla koşacaksın yangını söndürmek için. Biz, komşuda çıkan yangını söndürmek için değil bidon benzinle gittik. Çünkü öyle talimat verdiler. 'Onu yapacaksın' dediler." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, devlet aklının, ülkeyi yönetenlerin ülkenin hangi koşullarda kurulduğunu bilmesi, devletin çıkarlarını her ortamda savunması anlamına geldiğine işaret ederek, "Liyakatli insanların bulunduğu yerde devlet aklı olur. Liyakati yok etmişseniz orada devlet aklından söz edemezsiniz, bir kişinin aklından söz edersiniz. Bir kişinin aklının egemen olduğu bir devletin geleceği felaketlerle doludur. Dünya kadar örneği vardır." değerlendirmesinde bulundu.

"Sana bu görevi kim verdi?"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 26 Şubat 2006'da Üsküdar AK Parti İlçe Kongresinde yaptığı konuşmada "Biz, Geniş Orta Doğu ve Kuzey Afrika projesinin içinde eş başkanız. Biz, orada görev ifa ediyoruz. Böyle bir görev Türkiye'ye seçilerek verilmiştir." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sana bu görevi kim verdi? Sana Büyük Orta Doğu projesinin eş başkanlığını kim verdi? Çık, milletin önünde bunu açıkla. Orta Doğu'yu kan gölüne döndüreceksin diye sana talimatı kim verdi? Sen kendi ülkenle uğraş. Bu ülkede demokrasiyi büyüt. Kişi başına geliri artır. Her evde huzur, bereket olsun. Sana ne Orta Doğu'dan? Sana ne kuzey ya da güney Afrika'dan? Neden egemen güçlerin talimatına, yönlendirmesine, görevlendirmesine göre görev alıyorsun?

Aslında zaman zaman Erdoğan da gerçekleri görüyor. Hakkını yemeyelim. Anneler Günü dolayısıyla 12 Mayıs 2013'te şu konuşmayı yapıyor; 'Bizi Suriye'deki kanlı batağın içine çekmeye yönelik her türlü eyleme karşı soğukkanlı olmak zorundayız. Büyük devlet hadiseler karşısında aklı selimle düşünebilen bir devlettir.' diyor. Doğru mu? Doğru. Peki ne oldu da bundan vazgeçti Erdoğan? Kim sana telkin etti? Kim seni yönlendirdi? Kim 'Orta Doğu'ya gir' dedi? Aslında onun cevabını da Erdoğan, 5 Aralık 2017'de AK Parti Grubunda veriyor. 'Biz, Özgür Suriye Ordusunu, Amerika seninle beraber kurduk. Sizden önceki Obama yönetimiyle beraber kurduk' diyor. Telkinin kim tarafından yapıldığını, kimin talimatıyla bu işlerin içine bulaşıldığını Erdoğan kendisi itiraf ediyor."

Suriye'nin, Orta Doğu'nun parçalanmasının kimin işine yaradığını soran Kılıçdaroğlu, "Akıl var. Aklını kiraya vermeyeceksin. Devleti yönetiyorsan, devlet aklı denilen kavramı asla unutmayacaksınız. Uzmanlara danışacaksın. Bir değil, beş sefer danışacaksın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tarihini bileceksin. Orta Doğu'yu, Arap dünyasını bileceksin. O dünyada suya giderken nasıl kandırıldığını göreceksin. Dünya kadar tarihi örnekleri var. Orta Doğu'yu anlamak istiyorsan Falih Rıfkı Atay'ın Zeytindağı anılarını okuyacaksın." ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, olay gecesi Hatay Valisi Rahmi Doğan'ın şehit sayısına ilişkin bilgilendirme yaptığını anımsattı.

Partisinin, bu kadar şehidin olduğu bir olayı siyasi polemik konusu yapmama kararı aldığını ve açıklanmasında sakınca bulunan bilgilerin paylaşılabileceği öngörüsüyle TBMM'nin kapalı bir oturumda konuyu görüşmesini talep ettiklerini bildiren Kılıçdaroğlu, buna uygun olarak başlangıçta süreci sükunetle takip ettiklerini dile getirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, parti adına yapılan açıklamalarda hiç kimseye eleştiride bulunmadıklarını ve bu konuyu siyasi bir malzeme yapmadıklarını da vurguladı.

Daha sonraki süreçte TBMM Başkanlığına olağanüstü toplantı çağrısında bulunulmasına yönelik başvuru yaptıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, Meclis'in kapalı oturumda konuyu görüşmesiyle milletin temsilcileri olan milletvekillerinin bilgilendirilebileceğine, ayrıca bu zorlu sürecin birlik ve bütünlük içerisinde TBMM'de aşılabileceğine inandıklarına işaret etti.

Türk ordusunun TBMM'nin ordusu olduğunu ve başkomutanlığın Meclisin varlığından ayrılmaz bir bütün olduğunu düşündüklerini aktaran Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a ve bütün vatandaşlara başsağlığı dileklerini ilettiğini de kaydetti.

Kılıçdaroğlu, hükümetin İdlib'deki şehitler konusunda ilk gün ve ikinci gün herhangi bir açıklama yapmadığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olaydan sonraki üçüncü gün konuştuğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ekonomiden, başarılarından, işsizliği nasıl engelleyeceklerinden, bir sürü şeyden bahsetti. Tabii doğal olarak bir de benden bahsetti. Gerçekten dinleyince memleketin haline bir daha üzüldüm. Biz ne kadar sorumlu davranıyoruz, o beyefendi ne kadar sorumsuz davranıyor. Milleti ateşe atsa, o gencecik pırlanta gibi çocuklarımızı ateşe atsa sevinecek adam."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kılıçdaroğlu beni aramadı." dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Arayacak olan ben değilim, sensin. Nedir bu durum, bilgi vereceksin. Bu şunu gösteriyor, bir cumhurbaşkanı tarafsız olmazsa memleketi yönetemez, 83 milyonun cumhurbaşkanı olamaz. Cumhurbaşkanı bulunduğu konum gereği devletin sigortasıdır. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sigortası yok." diye konuştu.

"O gece bir kişi vardı; Hatay Valisi"

Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'nin olağanüstü toplanmaması üzerine, cumartesi günü CHP olarak bütün milletvekillerinin katılımıyla grup toplantısı yaptıklarını hatırlattı.

Erdoğan'ın konuşmasına çok üzüldüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"İnsanda biraz vicdan, ahlak olur. Daha şehitlerimizin cenazesini toprağa vermemişiz. Nasıl böyle konuşursun sen? Cümleyi açarken bir başsağlığı dile. Şehit sayısını da yanlış söyledi. Nasıl bir yönetim anlayışı, nasıl bir kibirdir, insan olarak anlamakta zorlanıyorum. Biraz vicdan, biraz ahlak, biraz adalet, biraz hukuk, insana saygı lazım. Nasıl böyle bir konuşma yaparsın."

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın "Şehitler Tepesi boş kalmayacak." sözleriyle "Neden ben buraya daha fazla şehit defnetmiyorum, neden daha fazla şehit Türkiye'ye gelmiyor? O tepe asla boş kalmayacak, sürekli şehitler gelecek." demek istediğini ileri sürdü.

Şehitler Tepesi'nde yüz binlerce şehidin ile dalgalanan bayrağın bulunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Çocuğu Suriye, Irak'ta olan annelerin dramını acaba bu saray sosyetesi biliyor mu Allah aşkına? Bunlar biliyorlar mı? On binlerce anne, baba o gece sabaha kadar uyumadı. Binlerce gelin sabaha kadar uyumadı." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, Şehitler Tepesi'nin boş olmadığına ve ülkenin her karış toprağında şehit kanı bulunduğuna dikkati çekerek, "Adamın haberi yok. Bu devletin nasıl kurulduğundan, neler yapıldığından haberi yok." ifadelerini kullandı.

"Asker Yolu Gözlerim" türküsünü anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bunlar asker yolu gözlemenin ne anlama geldiğini biliyorlar mı? Askere giden bir evladın huzur içinde eve dönmesinin ne kadar değerli olduğunu biliyorlar mı?" sorularını yöneltti.

Kılıçdaroğlu, İdlib şehitlerinin haberinin alındığı geceye ilişkin, "O gece bu memleketin cumhurbaşkanı yoktu, bakanları yoktu, özellikle de Milli Savunma Bakanı yoktu, Genelkurmay Başkanı yoktu. Neredeydiler o gece? O gece devletten bir kişi vardı; Hatay Valisi." sözlerini sarf etti.

Bu açıklamalar yerine "kahramanlık edebiyatı" yapamayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bir yüzbaşının annesi, 'Bunları dile getirmezsen hakkımı helal etmem sana.' diyor. Dertlerini ben dile getirmeyeceğim de kim dile getirecek? Yaralılarla konuştum, milletvekillerimiz konuştu. Yaşanan tabloyu, o dramı anlatmak istemiyorum." diye konuştu.

"Yeni öğrenmiş demek ki"

Kemal Kılıçdaroğlu, Metehan'dan bu yana Türk ordusunun emir komuta zincirinin bozulmadığını belirterek, "İlk kez 20 Temmuz sivil darbesinden sonra ordunun emir ve komuta zinciri yoktur. Genelkurmay Başkanının hiçbir yetkisi yoktur, hiçbir kuvvet komutanı Genelkurmay Başkanına bağlı değildir. Bu, açıkça anayasaya aykırıdır. Yaşanan perişanlık, devlet aklının kaybolma perişanlığıdır." dedi.

Hatay Valisi Doğan'ın her açıklamasında şehit sayısının çok daha artmasına yönelik endişe duyduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, vali dışında bir hükümet yetkilisinin açıklama yapmamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Ordumuza büyük bir kumpas kurulmuş, onlarca şehidimiz var, beyler sarayda oturuyorlar, bir Allah'ın kulu çıkıp millete bilgi vermiyor." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in, şehit olan askerler için olayın üzerinden 2 gün geçtikten sonra başsağlığı mesajı paylaştığını belirterek, "Yeni öğrenmiş demek ki. Bütün bu tablo Türkiye'nin iyi yönetilmediğini gösterir." şeklinde konuştu.

"Putin'e koşuyorsunuz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olayın üzerinden 3 gün geçtikten sonra kamuoyunun önüne çıktığını ifade ederek, "bu durumun Erdoğan'ın şehit haberini sıradan bir olay şeklinde algıladığının göstergesi olduğunu" iddia etti.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bunlar mı vatansever? Bunlar mı Türkiye'yi emperyal güçlerden koruyacaklar, çıkarlarını savunacaklar? Emperyal güçlerin maşası olanlar Türkiye'yi düzlüğe çıkaramazlar. Putin'e, Merkel'e, Trump'a telefon eder, onlara meydan okur. Onlar gelir tak tak vururlar. Koşa koşa ayaklarına gider. Hani sen kahramandın, başkomutandın? Benim askerimi vuran hangi devlet olursa olsun benim düşmanımdır. Silahlı kuvvetlerimi, güvenlik güçlerimin vurulmasını sağlayan ya da vuran her devlet benim düşmanımdır. Ben niye ayağına gideyim? Topuğunuz kıçınızda Putin'e koşuyorsunuz. Diyorsunuz ki 'Kılıçdaroğlu sen niye böyle konuşuyorsun?' Ne konuşayım?"

Partisinin bugünkü grup toplantısının şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile açıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "söz konusu vatansa gerisinin teferruat olduğuna" yönelik inançlarını dile getirdi.

Egemen güçlerin CHP'yi sevmediğini ve iktidar olmasını istemediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Çünkü bilirler ki CHP'ye istedikleri sözü geçiremezler, CHP kendi ülkesinin çıkarlarını savunur." ifadelerini kullandı.

"Feriştahınız gelse deviremez"

Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın şehit haberinin üzerinden 3 gün geçtikten sonra yaptığı konuşmada kendisini hedef aldığını belirterek, "Hedef Kılıçdaroğlu. Niçin? Kılıçdaroğlu vatansever. Nasıl devireceğiz? Feriştahınız gelse deviremez. Çünkü biz haklıyız." şeklinde konuştu.

"Erdoğan'ın çocukları Beştepe'de, uçan saraylarda, diğer saraylarda keyif çatacaklar, bu ülkenin fakir fukara garip gurebanın çocuklarına Şehitler Tepesi'ne layık göreceksin." diyen Kılıçdaroğlu, "Sen niye gitmiyorsun, sen git. Elinden tutan mı var, kahramanlık edebiyatı yapıyorsun." dedi.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar