Abbas: Trump, Kudüs'ü İsrail'e hediye etmek istiyor

İslam İş Birliği Teşkilatı Kudüs Zirvesi’nde konuşan Filistin Devlet Başkanı Abbas, “Trump, Kudüs'ü İsrail'e hediye etmek istiyor” dedi

Abbas: Trump, Kudüs'ü İsrail'e hediye etmek istiyor
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:46
13 Aralık 2017 Çarşamba 12:18

 Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas İstanbul’da toplanan İslam İş Birliği Teşkilatı Kudüs Zirvesi’nde konuşuyor.

 Abbas’ın açıklamaları şöyle:

“Geçen 100 yılık bir süre. Büyük Britanya 100 yıl önce siyonist harekete böyle bir söz verdi. 1917 yılında İngiltere, Ortadoğu'da yoktu ve hiçbir sorumlulukta yoktu. Ancak buna rağmen, İngiltere kendine ait olmayan bir toprağı siyonist harekete söz verdi. Bunun en ana partneri ABD idi.

TRUMP, KUDÜS'Ü İSRAİL'E HEDİYE ETMEK İSTİYOR

ABD, tüm anlaşmaları, eylemleri adım adım takip etmekteydi. BM nezdinde bu sözün gerçekleşmesi için her şeyi yaptı. Bu sözün üzerinden 100 yıl geçti. Şimdi ikinci sözün vakti geldi. Trump, Kudüs'ü İsrail'e hediye etmek istiyor. Sanki ABD'nin eyaletlerinden birini hediye ediyormuş gibi davranıyor.

DÜNYA ÜLKELERİ ABD’NİN YANINDA YER ALMADI

Dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu, Kanada, İngiltere ve Avustralya dahi bu defa ABD'nin yanında yer almadı. Hakkı teslim bağlamında İngiltere şu an, Balfour Anlaşması sözüne karşı olarak onun tam tersinde bir kararı almış olduğunu görüyoruz.

ABD TÜM İNSANLIĞIN VİCDANINI YARALAYACAK BİR KARA ALMIŞTIR

Biz Kudüs'ün işgalini durdurmak için bir aradayız. Bu adıma karşı güçlü bir duruş sergilemek için buradayız. ABD, tüm insanlığın ve Müslümanların vicdanını yaralayacak bir karar almıştır. Küdus şehirlerin çiçeğidir, bir tacın en kıymetli tacıdır. Ve geçmişte, bugün ve gelecekte Filistin'in başkenti olacaktır.

MÜSLÜMAN VE HRTİSTİYANLARIN KUTSAL MEKANLARINI KORUMALIYIZ

Hem Müslümanların hem Hristiyanların kutsal mekanlarını korumalıyız. Filistin'in bir devlet olarak ortaya çıkması için çalışmamız gerekiyor. Bu münasebetle Filistin halkına ve Mescid-i Aksa'da nöbet tutan kardeşlerimize, Kudüs'ün kalbinde yaşayıp orada yerleşimcilerin zulmüne maruz kalan, aşırı ihlallere maruz kalan halklarımızı da selamlamak istiyorum. İşgal ve sömürge uygulamaları İsrail tarafında durmadan devam etmekte.

HEP BERABER KUDÜS’Ü SAVUNACAĞIZ

Buradaki kadim şehir içerisinde yaşayan tüm Müslüman ve Hristiyanları selamlıyorum. Kudüs surları içerisinde kalan ve şehrin tüm bölümlerinde yaşayan insanları selamlıyorum. Bizler beraber duracağız ve hep beraber Kudüs'ü savunacağız. Bizler Filistin devletimizin başkenti olan Kudüs'ü savunmaya devam edeceğiz. Bizler gerçek anlamda özgürlük ve bağımsızlığımızı gerçek anlamda alana kadar asla geri adım atmayacağız.

ULUSLARARASI KARARLARA İHLALDİR

Trump'ın Kudüs kararı, uluslararası kararlara açık şekilde ihlal oluşturmaktadır. ABD, çok net şekilde kendisi böyle bir ihlalde bulundu. BM kararına göre, hiçbir ülke Kudüs'e elçiliğini taşıyamaz. Bütün halkları Filistin davasıyla dayanışmaya çağırıyoruz. Bizler ABD tarafından alınmış bu kararın gayrimeşru olduğunu ifade ediyoruz. Bu yapılan uluslararası hukuka açık bir ihlaldir. Bu nedenle ABD artık barış sürecinde arabulucu olma vasfını yitirmiştir. Biz ileride de siyasi süreçte asla ABD'nin yer almasına müsade etmeyeceğiz. Şüphesiz bu tek taraflı karar, İsrail'e hiçbir meşruiyet veremeyecektir. Kudüs, Filistin'in edebi başkenti olarak kalacaktır. Bu karar radikal grupları tetikleyecek, meseleyi siyasi çekişmeden, dini bir çekişmeye dönüştürme tehlikesi vardır. Burada çok masumane bir soru soracağım. Dünyada din savaşından fayda görecek kimdir? Dünyada din savaşını hareket ettiren kim? Dünyada terör örgütlerini yaratan, destekleyen kim?

GERİ ADIM ATMASINI BEKLİYORUZ

ABD'nin Filistin Kurtuluş Örgütü'nü bir terör örgütü olarak görmesini de kınıyoruz. Geri adım atmasını bekliyoruz. Anlaşılan onlar bizim terör örgütü olmamızı istiyorlar. Ama olmayacağız. Asıl terörün mucitleri onların ta kendileri. ABD yönetimiyle her daim işbirliği içerisindeydik. Bu son karar bütün çizgilerimizi aşmıştır. Bizler kendileriyle resmi olarak bir anlaşma yaptık. Bu anlaşma gereği bazı uluslararası teşkilat ve örgütlere üye olmamayı kabul ettik. Buna karşılık, Kudüs'ün başkent olarak tanımaması ve Washington'daki ofisimizi kapatmamasını istedik. ABD bu anlaşmayı bozdu, o bozduysa biz de verdiğimiz sözlerden geri adım atacağız. Sonraki zamanlarda barış sürecinde yer almalarına müsade etmeyeceğiz.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar