Sütte ve dondurmada şarbon riski var mı? Şarbonlu süt nasıl anlaşılır?

Şarbon hastalığı tedirginliğine bir yenisi eklendi. Habertürk yazarı Sevilay Yılman sütte ve dondurmada da şarbon olabileceğini ve tüketmeyeceğini iddia etti. Peki ya Sütte ve dondurmada şarbon riski var mı? Şarbonlu et nasıl anlaşılır?

Sütte ve dondurmada şarbon riski var mı? Şarbonlu süt nasıl anlaşılır?
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:56
12 Eylül 2018 Çarşamba 09:39

Son günlerde şarbon hastalığı riski herkesi korkutmaya başladı. Çeşitli illerde görülen şarbon hastalığına karşı önlemler alınmaya devam ediyor. Şarbon hakkında ortaya atılan iddialardan biri de sütte ve dondurmada şarbon riski olması. Peki ya sütte ve dondurmada şarbon riski olabilir mi? Ette şarbon hastalığı nasıl anlaşılır? Detaylar haberimizde.

Et ve Balık Kurumu’nun Brezilya’dan ithal ettiği etlerde şarbon basili saptandı. Ankara ve Sivas’ın ardından İstanbul’da da şarbon alarmı vatandaşları tedirgin etti.  Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Şarbon hastalığı alanında uzman Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde görevli bir profesörün 'Sütte de risk var' iddiasını köşesine taşıdı. Süt ve süt ürünlerini yememeye karar verdiğini belirten Yılman, "Herkesin kendince önlem alması gerektiğini söyleyen uzman kişiye göre sadece et değil, şarbon tehlikesi taşıyan süt ve ürünleri de aynı riski taşıyormuş. Çiğ sütle yapılma ihtimali yüksek olduğundan özellikle dondurmadan uzak durmak gerekiyormuş" diye yazdı.

Yazar Yılman'ın süt ve süt ürünlerinde de şarbon tehlikesinin bulunmasına yönelik iddiaya yer verdiği yazısı şöyle:

" Dondurmada da şarbon tehlikesi olabilir mi?

Sizi bilmem ama ben şahsen korktum. Ve bir süreliğine eti hayatımdan çıkardım.

Hatta dün WhatsApp gruplarında dolaşıma sokulanları okuduktan sonra süt ve süt ürünlerini de yememeye karar verdim.

Diyebilirsiniz ki; “Abartıyorsun Sevilay!”

Hayır abartmıyorum.

Çünkü uzman olduğu alan Şarbon Hastalığı olan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde görevli bir hoca “Sütte de risk var” demiş bir arkadaşıma.

Bilmiyorum ne kadarı doğru ya da değil ama adının açıklanmasını istemeyen profesöre göre süt ve ürünlerinin tüketimi de çok mühim.

Herkesin kendince önlem alması gerektiğini söyleyen uzman kişiye göre sadece et değil, şarbon tehlikesi taşıyan süt ve ürünleri de aynı riski taşıyormuş.

Çiğ sütle yapılma ihtimali yüksek olduğundan özellikle dondurmadan uzak durmak gerekiyormuş.

Nereden alınırsa alınsın, hangi marka olursa olsun sütün mutlaka ama mutlaka kaynatılmasının riski azaltan bir yol olduğunu da eklemiş uyarılarına...

Etle ilgili de bir sürü şey aktarmış hoca ama onlar zaten günlerdir yazılıp çizildiği için burada tekrar etmeye gerek duymuyorum.

Az bilinen mesele süt özellikle de dondurma olduğu için altını kalın kalın çizmek istedim. Aman dikkat!"

Şarbonlu süt nasıl anlaşılır?

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı'nın şarbonlu süt açıklaması:

Şarbon hastalığının süt ürünlerine bulaşması şarbonlu hayvan ölmeden kısa süre önce sütünün sağılarak kullanılması ile mümkündür. Etkenin süte geçmesi, hastalık mikrobunun kanda üredikten sonra süte geçmesi ile olur. Bu dönem hayvanın ateşlendiği dönemdir. İyi bir işletmede ateşlenmiş hayvanın sütü kullanılmaz. Zaten şarbona yakalanan hayvanın ölüm zamanı genellikle akşamdan sabahadır. Akşam sağlıklı olan hayvan sabah ölü bulunur. O nedenle şarbonlu süt ihtimali çok düşüktür. Periyodik veteriner hekim muayenesi altındaki hayvancılık işletmeleri veya veteriner hekim ile çalışan bilinçli üreticiler hastalanıp ölen hayvanlar ile ilgili standart uygulamaları yaparak bakanlığa bildirimde bulunur.

Markasız veya sokak sütü kapsamında olan bütün çiğ sütler tehlikelidir. Gelişmiş ülkelerde sokak sütü satıcılığı yoktur. Denetimsiz hayvanlardan sağılan ve sokak sütü olarak satılan sütlerde şarbon dışında verem ve brusella mikropları da bulunabilir. O nedenle veteriner hekim denetimindeki sağlıklı sürülerden sağılan UHT ve pastörize sütleri tercih etmek en uygunudur. Aynı şekilde pastörize sütten yapılmış ürünler daha güvenlidir. Denetimli hayvanlardan alınan çiğ sütlerin de çok iyi kaynatılarak tüketilmesinde bir sakınca yoktur. Bir başka uzman değerlendirmesine göre ise; şarbon hastalığına yakalanan hayvan süt vermiyor. Bu nedenle süt ve süt ürünleri için tereddüt etmeye gerek yok.

Şarbonlu et nasıl anlaşılır?

Yani bu hayvanların etlerinde bozulma ve kokuşma demektir. Buna karşılık rigor mortis yani ölüm sertliği, yavaş veya hiç şekillenmez. Doğal deliklerden (Anüs, vulva, ağız ve burun) siyah renkte kan gelir ve pıhtılaşmaz. Vücudun çeşitli yerlerinde ödemler ve hemorajilere rastlanır. Hayvanın derisi yüzüldüğünde deri altı damarları çok dolgun olup kadavrada bir septisemi tablosu görülür. Jelatinöz infiltrasyon bölgelerindeki lenf yumruları büyümüş ve kesit yüzleri hemorojiktir. Kan koyu renktedir ve pıhtılaşmaz, hava ile temasta zamanla rengi kızarır ve pıhtılaşma kabiliyeti kazanır. Dalakta akut bir şişme, normalden 4-5 kat büyüme , kapsülü gergin olup ve üzerinde kan oturmaları vardır. Kesit yüzü koyu renktedir, içinden katran gibi bir kan sızar. Karaciğer ve böbreklerde şişme, paranchim degenerasyonu gözlenir. Özellikle ince bağırsak mukozası parlak kırmızı renkte olup, şişmiş ve üzerinde hemorojiler bulunur. Vücut boşluklarında kanlı bir exudat vardır. Şarbonlu sütün anlaşılması ise daha zordur.

Şarbon hastalığı nedir?

Şarbon (dalak yanığı), antraks veya anthrax; Bacillus anthracis adlı bakteri nedeniyle oluşan zoonotik karakterde bulaşıcı bir hastalıktır. Tüm omurgalıları etkileyebilen şarbon hastalığı, özellikle etobur hayvanlarda, sığır, manda ve deve gibi büyükbaş hayvanlar, koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanlar ile domuz, beygir gibi evcil veya yabani diğer hayvanlarda ve insanlarda görülür. Şarbon hastalığına en duyarlı hayvanlar sığır koyun ve keçilerdir, özellikle sığır, koyun ve beygirlerde ani olarak ortaya çıkan ve insanlara da geçebilen bir hastalıktır.

Şarbon hastalığı nasıl bulaşır?

Hayvanlardan insanlara geçebilen şarbon doğrudan temas yoluyla veya hayvan ürünlerinden bulaşır. Ölen hayvanların insanlar tarafından veya merada bırakılarak yırtıcı kuşlar ve hayvanlar tarafından parçalanması ve kuşlar, yağmur ve sel sularıyla uzaklara, diğer meralara ve topraklara nakledilmesi buralara bulaşmasına sebep olur. Kan emici sinekler de hastalığı yayabilirler.

Sindirim yoluyla (Bağırsak şarbonu): Hayvanlarda bulaşma su, yem, ot gibi gıdalarla mikrobun alınması ile olurken, insana bulaşma yolu; iyi pişirilmemiş etlerin yenmesi ile şekillenir. İnsanlarda toksemi sonu 2- 3 gün içinde ölüm oluşur. Vakaların %25-75 oranında ölümle sonuçlanır.

Solunum yolu ile (Akciğer Şarbonu): Hayvanlarda nadiren görülen bu yolla enfeksiyona, insanlarda sıkça rastlanır. Hayvanların deri, kıl, yapağı ve yünü ile uğraşan insanlarda görülür. Dolaşım yetmezliği ve şok sonu 2-3 gün sonra ölüm oluşur. Ölüm oranı %20‘den yüksektir.

Deri yolu ile (Deri Şarbonu): Deride oluşan çizik, sıyrık ve yaralardan mikrobun girmesi ile olur. İnsanlar, yine hastalıklı kan ve ete temasla mikrobu alırlar. Bakterinin inkubasyon süresi 1-10 gündür. Deri enfeksiyonlarında %5-20 oranında ölüme neden olur.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar