Erdoğan’dan S-400 açıklaması: Taviz vermeyeceğiz, burası kasaba devleti değil

Tacikistan ziyaretinin dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400 anlaşmasından dönüş olmayacağını belirtti.

Erdoğan’dan S-400 açıklaması: Taviz vermeyeceğiz, burası kasaba devleti değil
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 12:04
16 Haziran 2019 Pazar 10:28

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tacikistan’daki temaslarının dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Zirvedeki konuşmasında bu konuların altını çizdiğini kaydeden Erdoğan, “Tüm dünya için istikrar, barış ve işbirliğinin üzerinde ısrarla durduğunu” belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suriye’de devam eden savaşı görmezlikten gelemeyiz. 4 milyona yakın mülteciyi hatırlatmadan geçmemiz mümkün değil. Bu savaşın küresel ve bölgesel etkilerine dikkat çektik. Buradaki siyasi çözüm çabalarımızı özellikle gündeme getirdik. Bir terör örgütünün bir başka terör örgütü ile yok edilmesinin doğru olamayacağına işaret ettik. Filistin konusundaki duruşumuzu burada da paylaştık. Kudüs’ün kırmızı çizgimiz olduğunu özellikle tekrar vurguladık. Afganistan, Keşmir ve Rohingya Müslümanlarının sorunlarının çözülmesi için adım atılması gerektiğini yine gündeme getirdik.

Psikolojik ve agresif savaşların zirve yaptığı günlerden geçiyoruz. 5. Asya Zirvesi’nde nasıl bir yol haritası belirlendi? Zirve sonrasında başta Putin ve Ruhani olmak üzere, Çin ve Özbekistan devlet başkanları ile yaptığınız görüşmelerde neler konuştunuz?

“Rusya ile aramızdaki ikili ilişkiler çok çok iyi bir noktada. Türkiye’nin ticaret hacminin en yüksek olduğu ülke Rusya. Şu anda 25 milyar doların üzerindeyiz. Belirlediğimiz hedef 100 milyar dolar. Rusya ile ilişkilerimiz derinlikli bir şekilde ilerliyor. Bu yıl sonu itibarıyla Türk Akımının açılışını yapacağız. Bu da ayrı bir güç. Buradan Avrupa’nın değişik ülkelerine bizim üzerinden -birlikte tasarruf kullanmak suretiyle- doğalgaz akıtılacak. Bu çok önemli. Biz de artı ihtiyaçlarımızı buradan sağlayabileceğiz.

Rusya ile yürüttüğümüz bir diğer konu da nükleer enerji santrali çalışmalarımız. Daha önce 100 kadar mühendis gitmişti. Onlar orada belli bir eğitim aldı. Ardından 100 kadar kişilik ikinci bir ekip daha gönderildi. Bunlar da eğitim aldı. Bunlar artık nükleer enerji santralimizin beyinleri. Burası hızla devam ediyor.

Bu arada Rusya ile S-400 konusunu da görüştük. Zaten S-400 konusu bitmiş vaziyette. Herhangi bir olumsuzluk söz konusu değil. Öyle zannediyorum ki Temmuz ayının ilk yarısında artık onlar da gelmeye başlayacaktır. Bu konuyla ilgili takvimi arkadaşlarımız takip ediyor

ABD’den S-400 konusunda gelen mektuba Türkiye ne zaman yanıt verecek? Nasıl bir mesaj verilecek? Yaptırım meselesi nasıl aşılacak? Trump ile görüşmeniz mi belirleyici olacak? F-35’den Türkiye’nin vazgeçmesi mümkün mü?

Milli Savunma Bakanlığımız o mektuba karşı bir mektup konusunda çalışmasını sürdürüyor. Çok kısa zamanda, belki de bu hafta içerisinde cevabi mektup gönderilecektir. Çerçevesi içeriği belirlenmiş vaziyette.

Diğer konuya gelince, bu konuda kararımız nettir. S-400’den taviz vermeyeceğiz. Her zaman söylüyorum; burası kasaba devleti değil, burası Türkiye Cumhuriyeti. İmzayı atmışız, her şeyi bitirmişiz. Karşı taraftan Rusya, bize vereceği kredide her türlü kolaylığı göstermiş ve gerçekten uluslararası piyasada olmayan faiz yüzdeleriyle bize bir kredi vermiş. Şimdi burada tükürdüğümüzü yalarsak devlet terbiyemize uymaz, benim de devlet adamlığıma uymaz. Böyle bir şeyi yapamayız.

“Belli bir yere kadar sabredeceğiz”

F-35 konusunda da söyleyeceğim şeyler aynı. Üzerimize düşeni hep yaptık. Ödemelerse, taksitlerimizi tıkır tıkır ödüyoruz. Şu ana kadar 1 milyar 250 milyon dolar ödeme yaptık. Biz görevimizi yerine getirirken, karşımızdaki de görevini yerine getirecek. F-35’lerden 4 tanesini teslim aldık. Bunlar şu anda Arizona’da. Generalimizi gönderdik, pilotlar orada, eğitimleri aldılar. Ama uçakları göndermeye gelince bu noktada maalesef bize yanlış yapıyorlar. Bu uçakların bir kısım parçaları da Türkiye’de üretiliyor. İşin bir de bu boyutu var. Sen ödemeyi yapacaksın, parçaların bir kısmı burada üretilecek ama kalkıp ‘uçakları vermeyeceğiz’ diyeceksin. Bu tabii ki yakışık almıyor. Bu konuları ben Sayın Trump ile görüştüğüm zaman bakıyorum ki o farklı konuşuyor. Bunlara gelince bunlar da farklı davranıyor. Bu tür şeyleri yapmak doğru değil. Belli bir yere kadar sabredeceğiz. G20 zirvesinde Sayın Trump ile etraflıca görüşmemiz olacak. Orada bu konuları ele alacağız. Ama aşağıdaki birileri farklı şeyler konuşursa, o zaman hemen zaten Sayın Trump ile irtibatımızı kurarız, orada da konuları telefon diplomasisi ile çözmeye çalışırız. Orada da bu işler fazla gecikmiyor.

BM’de Filistin meselesi hiçbir çözüme kavuşmadı. Hatta yıllar geçtikçe Filistinlilerin aleyhine gelişmeler oldu. 27 ülkeli yapıda Filistin meselesine değişik vizyon getirilebilir mi? Uluslararası baskı mekanizması kurulabilir mi?

Kurulmaması için aslında hiçbir sebep yok. Kurulabilir, kurulmalı. Bunların hepsini geçelim İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) var. Buradaki dönem başkanlığımızda çok ciddi, kararlı bir adım attık. BM Genel Kurulu’ndan çok önemli bir kararı çıkarttık. Demek ki isteyince oluyor. Bütün mesele o. Ama bir Arap Ligi’nden bugüne kadar Filistin meselesinde çok sıkı bir duruş maalesef göremedik. ‘Yüzyılın Anlaşması’ deniliyor. Burada da İİT üzerinde çok büyük sorumluluk var. Bu konuyu hafife alamayız. Bölge ülkeleri olarak üzerimizde önemli sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Hatta ben biraz daha ileri gidiyorum. Suudi Arabistan’ın burada sorumluluk üstlenmesi lazım. Bu tarihi bir sorumluluktur. Bundan kaçan, gelecek nesillere bunu anlatamaz. Geçmişte orada olan tahribatları nasıl gelen idareciler, yöneticiler bu kuşaklara anlatamıyorsa, yarın da o nesiller bunun hesabını soracaktır.

Macron ‘Türkiye Doğu Akdeniz’deki çalışmaları durdurmalı’ dedi. GKRY de Fatih Gemisi mürettebatı için bir tutuklama emri çıkarttı. Türkiye karşıtı bir bloklaşma mı var Doğu Akdeniz’de?

Doğu Akdeniz’de söz söyleme hakkı olanlar konuşabilir. Fransa’nın Doğu Akdeniz’de söz söyleme hakkı nereden çıktı? Doğu Akdeniz’e kıyıdaş mı? O kendine göre gelin güvey oluyor. Böyle bir şey yok. Kıbrıs’ta biz garantör ülkeyiz. Yunanistan, İngiltere garantör ülke. Bu ülkeler bir şey söylerse anlarım. Fransa’nın ne işi var burada? Eğer diyeceksen ‘benim de TOTAL şirketim anlaşmalar yapmış; bırak da TOTAL konuşsun o zaman. O da nereye kadar bu konuda konuşmasını sürdürebilir o da ayrı mesele. Senin Fransa olarak böyle bir şey söyleme hakkın, yetkin yok. Uluslararası hukuka göre Kıbrıs’ın bütününde yaşayan halk, oradaki sulardan çıkan bütün imkan neyse onu ortaklaşa paylaşır. Olay bu. Orada benim soydaşımın hakkı var. Biz bu hakkın takipçisiyiz. Bu hakkı yedirmeyiz. Güneyin de aynı şekilde eşit oranda hakkı var. Ama kuzeydeki benim Türk soydaşlarımdan farklı değil. Aynı hakka sahip. Bunun ölçmesi biçmesini güneydeki yapacaksa, kuzeyin aldatılmasını görmezlikten gelebilir miyiz? Fransızın burada ne işi var? O kendine göre durumdan vazife çıkarıyor. Sayın Macron bu işlerde çok acemi. Hala alışamadı bu işe. Herhalde alışana kadar da çok vakit geçecek.

“Bahçeli ile sağlıklı iletişimimiz var”

Sayın Devlet Bahçeli ile kritik zamanlarda görüşmeler gerçekleştiriyorsunuz. Bu sefer görüşme isteğiniz neden kaynaklandı? Sadece İstanbul seçimlerini mi konuştunuz?

Cumhur İttifakı’nın sağlıklı yürümesi konusunda zaman zaman bir araya gelmemiz şart. Bu zaman zaman şahsımdan, zaman zaman Sayın Bahçeli’den geldi. Hem yerelde hem genelde. Bizim Cumhur İttifakımız sadece yerelde devam eden bir süreç değil. Aynı zamanda parlamentodaki çalışmalarla genele sirayet eden bir süreçtir ve bu konuda da Sayın Bahçeli ile sağ olsun sağlıklı iletişimimiz var. Grup başkanvekillerimizin kendi aralarında sağlıklı ilişkisi var. Çalışmaları birlikte yürütüyoruz. Seçime 10 gün var ve gelişmeleri gözden geçirelim dedik. Sayın Bahçeli, ayın 14’ünden itibaren kendisinin de İstanbul’da olacağını söyledi.

Karşımızda dörtlü bir ittifak var. Bizim ittifakımızın farklı özellikleri var. Bizim ittifakımız hem milli hem yerli. Bir diğer özelliği de yerelle ilgili çok ciddi bir tutarlılığa sahip olması. Ayrıca İstanbul gibi bir şehre hizmet noktasında çok ciddi bir perspektif ortaya çıktı."

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar