KİPTAŞ Genel Müdürü'nden korkutan uyarı: İstanbul depreminin fragmanını yaşıyoruz

11 ilde yıkıma neden olan Maraş depremleri sonrası İstanbul için beklenen felaket de gündeme geldi. Uzmanlardan üst üste uyarıların geldiği süreçte İBB’ye bağlı KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt’un yaptığı açıklama endişeleri daha da artırdı. Maraş’a ilişkin konuşan Kurt “İstanbul depreminin fragmanını yaşıyoruz. İstanbul’da bundan daha düşük bir deprem de olsa, daha büyük felaketle karşı karşıya kalırız” dedi.

KİPTAŞ Genel Müdürü'nden korkutan uyarı: İstanbul depreminin fragmanını yaşıyoruz
Son Güncelleme: 17 Şubat 2023 Cuma 09:02
17 Şubat 2023 Cuma 08:59

Kahramanmaraş merkezli 7,8 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından gittiği bölgeden dönen İBB iştiraki KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, izlenimlerini anlattı, İstanbul ile ilgili de konuştu:

“Çok ciddi bir yıkım var. Hatay, Antakya merkez tamamen yok olmuş durumda. Samandağ’a gittik, orası da öyle. İskenderun nispeten o bölgelere göre daha iyi ama orada da çok ciddi denecek yıkımlar var. Gözlemlerimiz özellikle ana akslarda binaların altında dükkân olan yerlerin çoğunun, tamamına yakınının yıkıldığını gördük. Burada da kolon kesme işlemlerinin olduğunu tahmin ediyoruz. Bazı yerlerde de enteresan durumlar gördük. Bazı binalar yan yana, üç bina var, ortadaki yıkılmamış, sağındaki ve solundaki yıkılmış. Bazılarının beton numuneleri güzel, sağlam görünüyor ama gene yıkılmış. Muhtemelen orada da bir kolon kesme ya da projeyi yanlış uygulama gibi durumlar var.
Artık maalesef enkaz kaldırma süreçleri başladı.”

ÖNCEDEN ÇÖZÜM BULMALIYIZ

Enkazlardaki çalışmalara ilişkin de gözlemini aktaran Kurt, felaketin büyüklüğüne de dikkat çekerek şunları söyledi:

“Yani yıkılan bina sayısına insanları oranladığımızda bunun altından kalkılabilecek bir durum değil maalesef. Yani deprem anında enkazlara yapılacak müdahaleler, fiziksel olarak çok altından kalkılabilecek bir yük değil. Sadece bir ilin 2- 3 ilçesinden bahsediyorum gözlemleyebildiğimiz. Önemli olan bu hâle gelmemek. Yani biz böyle bir afetle karşılaşırsak, depremin en gerçek ve acı yüzünü biz şu anda yaşıyoruz ülke olarak, üzülerek söylüyorum. O yüzden bizim bu yıkımdan önce bir çözüm bulmamız gerekiyor, tüm paydaşlar olarak. Bununla ilgili de akılcı hareket etmemiz gerekiyor açıkçası. Yani arama kurtarma faaliyetleri hem vatandaşlar hem STK’lar çok canla başla müdahale ettiler ama yeterli değil, olma şansı da yok. Çünkü çok ciddi bir yıkımdan bahsediyoruz maalesef.”

İSTANBUL YAPI KIRILGANLIĞI ÇOK YÜKSEK

Beklenen İstanbul depremine karşı da değerlendirme yapan Ali Kurt, Kahramanmaraş’taki depremlerin benzerinin yaşanması durumunda kat be kat fazla sorun yaşanacağına işaret etti. Kurt, şöyle konuştu: “Çünkü hem yapı kırılganlığı çok yüksek bir kent hem de çok dar alanda çok yoğun yapılaşmanın olduğu, ekonominin can damarının olduğu bir kentten bahsediyoruz. Umarım biz İstanbul’da böyle bir afete yakalanmadan bu riskli yapıların tahliyesini yaparız. Biz ‘İstanbul Yenileniyor’ diye bir sistem hayata geçirdik.

Amacımız, riskli yapıları inşaat maliyetine dönüştürmek ama çok hızlı başladığımız bu süreçte yavaşlamaya başladık. İnşaat, finans maliyetleri çok arttı. O yüzden biz sürekli dedik ki devlete, ‘Gelin, birlikte yenileyelim’. Sosyal konut kampanyalarındaki gibi, orta gelir gruplarına sundukları kampanyalardaki gibi uygun ödeme planları veya uygun faiz seçeneklerini biz vatandaşa sunarsak, uygun uzun vadede ödemelerde borçlanmalar sunarsak bu riskli yapıları çok hızlı tahliye edebileceğimizi söyledik. Bunun ne kadar önemli olduğunu bugün görüyoruz.

AFET ÖNCESİ ÖNLEM ALMAK LAZIM

Çünkü olası bir afette ne kadar imkânlar, koordineler olsa da iş gücü oluşturulsa da maalesef yeterli olmuyor. Bundan sonra biz enkaz sonrasını, yani afet sonrasını planlayacağız. İstanbul’da bunu yapmamamız için daha dayanıklı bir hâle getirmek zorundayız bu kenti. Deprem olduktan sonrası gerçekten bir kaos. Şu anda biz İstanbul depreminin, üzülerek söylüyorum ama fragmanını yaşıyoruz ve orada ne kadar eksik olduğumuzu gördük. Allah korusun diyorum. İstanbul’da bundan daha düşük bir deprem de olsa, daha büyük felaketle karşı karşıya kalınır. Çünkü çok dar bir alanda, çok daha büyük bir nüfustan bahsediyoruz.

Sadece İstanbul değil, Marmara’dan bahsediyoruz, 30 milyon nüfus. Yani ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 25’inden bahsediyoruz. Şu anda Maraş bölgesindeki deprem, ülke nüfusunun yüzde 15’ini etkiliyor. Türkiye’de nüfusun yüzde 15’i öyle ya da böyle hareket edecek. Canlı kalanlar hareket edecek. Bir iç göç başlayacak. Komşu illere bir göç başlayacak. Büyük kentlere göç başlayacak. Bunun hem ekonomik hem sosyolojik çok ciddi olumsuz etkilerini maalesef göreceğiz. Bununla ilgili hep söylüyoruz. Afet öncesi önlem almak lazım. Afet sonrası maalesef sıkıntılı bir süreç. Şu an bunun fragmanını yaşıyoruz.”

VATANDAŞLAR BİNASINI TEST EDİYOR

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, depreme dayanıklılık testi yapmak için bugüne kadar yapılan çalışmalarda, ekiplerin gittikleri konutların yüzde 40’ına sokulmadığını belirterek “Şimdi tabii ki herkes çağırıyor. Bir anda on binlerce binaya cevap veremeyebiliriz” dedi.

İmamoğlu, binasının güvenliği konusunda endişe yaşayanların Alo 153 hattını arayarak veya ‘istanbulyenileniyor.com’ sitesi üzerinden İBB’ye başvuru yapabileceğini söyledi. İmamoğlu “Bu konu bugüne dair değil, zaten çalışır durumdayız. Onun için bize başvurabilirler. Bizim bu konuda acil tespit mekanizmalarımız var. Tabii ki bir sonraki aşamada, daha detaylı tespit için farklı laboratuvarlar devreye girebilir. Biz acil tespit konusunda destek vermeye hazırız, bu konuda ekiplerimiz var. Zaten 1,5-2 yıldır çalışıyoruz. Belki de şu an bize acil tespit ile ilgili soru soranların cevapları bizde olabilir çünkü, belli bölgeleri bitirdik. Yaklaşık 10-11 ilçede ciddi yol aldık” dedi.

UZMANLAR ADAPAZARI, DÜZCE VE İZMİT’İ HATIRLATaRAK UYARDI: ‘ZEMİN SIVILAŞMASI ÖNLENEMEZ’

Maraş depremleri sonrası yıkımın büyük olduğu yerlerde zemin sıvılaşması olduğu belirtilmişti. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, alüvyal zeminlerde oluşan depremlerde zemin sıvılaşması görülebileceğini söyleyerek “Sıvılaşmayı önlemek mümkün değildir. Uygun alanlarda yapılar yapılması gerekir” dedi.

Depremlerde, alüvyal zeminlerin riskli olduğu ve bunların üzerine yapılacak binalarda bu koşulların mutlaka gözetilmesi gerektiğini belirten Uzun “Özellikle zemin şartlarının büyük etkisi var. Ana kaya üzerine inşa edilen yapılar depremden daha az etkilenecektir. Uygun alanlarda bina yapmak lazım” ifadelerini kullandı. Doğal afetlerin oluşumunda o yerin coğrafi özelliklerinin büyük etkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Uzun, alüvyal zeminlerde ise sıvılaşma beklendiğini ve bu alanların da Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde daha çok yer aldığını söyledi. Uzun “İbn-i Haldun’un da dediği gibi coğrafya kaderdir. Kuzey Anadolu fay hattı, fay oluğu içerisindeki bütün ovalar, tektonik ve çukur alanlar bundan etkilenir. Geçmişte yaşadığımız depremlerde Adapazarı, Düzce, İzmit buralarda da zemin sıvılaşması görülmüştür” sözlerini kaydetti.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar