Ali Koç'tan Süper Kupa krizine dair açıklamalar

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Suudi Arabistan'da yaşanan Süper Kupa kriziyle ilgili konuştu. Ali Koç, TFF ile Suudi bir firma arasında sözleşme olduğunu kendileriyle federasyon arasında hiçbir anlaşma olmadığını söyledi.

Ali Koç'tan Süper Kupa krizine dair açıklamalar
Son Güncelleme: 6 Ocak 2024 Cumartesi 12:27
6 Ocak 2024 Cumartesi 12:25

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanması beklenen TFF Süper Kupa finalinin çeşitli aksaklıklar nedeniyle iptal edilmesinin yankıları sürüyor.

Konuyla ilgili ilk kez konuşan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlıyor:

Müthiş bir iletişim operasyonuyla karşı karşıya kaldık

Kesinlikle konuşmayı düşünmüyorduk; ama konuşmak zorunda bırakıldık. Çok fazla dezenformasyon ve masumane, art niyetle bilgi kirliliği var. Konu siyasi malzeme yapıldı. Odağından çok yanlış yerlere gitti. Olay olduğundan bu yana bütün olayı Fenerbahçe ve şahsımın etrafında döndürülmesi, iftiralar, yalanlar belli bir merkezden düğmeye basılarak yapılmış müthiş bir iletişim operasyonuyla karşı karşıya kaldık.

Bizimle Federasyon arasında yapılmış hiçbir anlaşma yok

Protokol bizde yok. Biz bir mektup yazdık hafta içinde federasyonumuza protokolü rica ettik. Sadece protokolü değil maç gününe kadar olan kriz sürecinde yazışmaları rica ettik. Bizimle Federasyon arasında yapılmış hiçbir anlaşma yok. Sürecin çok amatörce yürütüldüğü konulardan bir tanesi bu. Bizim de talep aklımıza gelmedi, doğruya doğru konuşalım.

Bizim gördüğümüz hiçbir sözleşme yok

Federasyon ile bir firma arasında sözleşme var. Bu sözleşmeyi biz görmedik. Bizim gördüğümüz hiçbir sözleşme yok. Bugün bize cevap geldi. Akşam 17.30-18.00 sularında geldi. İki kulübün de yakından uzaktan sözleşmeyle ilgili hiçbir şey bilmediğini görüyoruz. Cevapta kısaca 'gizlilik vardır, bunu paylaşamayız, çok arzu ediyorsanız, hukukçu yollayın size gösterelim' deniyor.

Almanlar kabul etmedi, en iyi teklif Suudi Arabistan'dan geldi

Yaz aylarında sayın başkanla konuşurken 'Süper Kupa ne olacak?' demiştim. Kendisi bana yurt dışında oynatmayı düşündüklerini Almanya, İngiltere, Azerbaycan, Katar yanılmıyorsam ve Suudi Arabistan'ı söyledi. Şahsen Almanya'nın çok iyi fikir olduğunu düşündüm. Orada yaşayan vatandaşlarımız, pek de Almanların izin vereceğini tahmin etmiyordum. Nitekim de öyle oldu. Sonra en iyi teklif Suudi Arabistan'dan geldi. Bütün dünyanın gözü Suudi Arabistan'da. Müthiş yatırımlar yapılıyor. Dünya Kupası'na talipler, alacaklar. Müthiş futbolla ilgili enerji, dinamizm, heyecan var

100. yıl özelinde hatalı düşünce olduğunu gördük

Futbol açısından o dönemde herhangi 100. yıl hassasiyeti yok. Almanya olmayacaksa Suudi Arabistan'ın uygun olacağını düşündük. Bize böyle söylendi, biz de 'doğru olur' dedik. 100. yıl özelinde hatalı düşünce olduğunu gördük. Özellikle bunu isteme sebeplerimizden biri, Fenerbahçe olarak özellikle iki sebeple ısrar ettik Suudi Arabistan'da oynanması. Biri, maç takviminin cilvesi diyelim, 5 gün önce Fenerbahçe-Galatasaray derbisi olacaktı. Yıllardır biz taraftar götürmüyoruz. İstanbul'da maçta ne cereyan edecek o da belli değil. Gergin tansiyonu düşünerek Olimpiyat Stadı'nda 40 bin Fenerli, 40 bin Galatasaraylı olarak sıkıntı olabileceğini düşündük. Hatta Federasyon Başkanı 'Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynayamayız' dedi.

Telafisi olmayan maçta yabancı hakemler olsun istedik

Yurt dışında oynanırsa yabancı hakem kadrosu ihtimalinin yüksek olabileceğini söyledik. Federasyonumuz sıcak baktı, rakibimiz sıcak bakmadı. Onu sonra öğrendik. İngiltere hariç nerede ise herkes devre arasında. Fenerbahçe'nin hakkı o kadar çok yeniyor ki. Bari bu tek maçta, telafisi olmayan maçta yabancı hakemler olsun istedik. 20 Ekim'de Federasyon açıkladı. Büyük tepkiler oluştu. Siyasi seviyede, taraftar seviyesinde tepkiler oluştu. 100. yılımızda oraya gidiliyor olması. Ülkemizde olsun düşüncesi hakimdi. Demin söylediğimiz sebeplerden dolayı zig-zag çizmedik, sağlam durduk. Yüksek Divan Kurulunda orada oynanmasın diye tavsiye kararı çıktı; zira Galatasaray'da da benzer karar çıktı. Tahmin edersiniz ki, büyük baskı oluştu.

Futbolcularımız aileleriyle yılbaşını geçirsin diye 29 Aralık'a alındı

Önümüzdeki 5 yıl kimin şampiyon olacağı bilinmiyordu. Federasyon bizimle istişare etti. Kesinlikle federasyonun kendi başına aldığı karar değil. Galatasaray ve Fenerbahçe baskı olmasına rağmen projeye devam ettik. Hatta Galatasaray Kulübü federasyona bir yazı yolluyor oynanmasın diye. Federasyon başkanı bizleri çağırdı 'ne düşünüyorsunuz' diye. Biz aynı noktada durduk. 'Biz oynamayız demiyoruz ama amir olarak senin olarak karar vermen lazım' dendi. Federasyon bu maçın Riyad'da oynanacağını açıklandı. 30 Aralık'tı, kulüplerin ricasıyla 29 Aralık'a alındı. Futbolcularımız aileleriyle yılbaşıyı geçirsin diye.

Atanan hakemden rahatsız olduk

Maça atanan hakem olacak iş değil. Sözkonusu hakemin hangi takıma ne kadar yakın olduğu, geçmişi, gençliği bilinen bir şey. Bu işten çok rahatsız olduk. Oraya gitmişken yabancı hakemle oynama fırsatı varken bir yumruk ile talihsiz bir gece yaşandı futbolda. Federasyonun 180 derece dönmesine anlam veremedik"

Planlama çok hatalıydı

Hadisede çok hatalı planlama yapılmış. Sayın Ömer Çelik de değindi. Bazı doğru tespitleri var. Bazı sözleri de yanlış bilgilendirildiği için doğrular ı yansıtmıyor. Tutanak, 16 Kasım'da federasyonda Galatasaray-Fenerbahçe toplantı yapılıyor. Bir sürü konu konuşuluyor. Kime ne kadar koltuk, loca, kura çekimi, kim hangi otelde kalacak vesaire, vesaire. Bize bir bilgilendirme yapıldı, tamamen taraftara yönelik. Suudi Arabistan'da nasıl davranmalısın, sokakta bağırmamalısın diye. Taraftara yönelik bilgilendirme yapıldı

Kulüplere protokol bilgilendirmesi yapılmadı

Kulüplerimize yönelik 'şöyle protokol var, bunlara izin veriyor, vermiyor' diye bir şey sözkonusu değil. Taraftarlara yapılan kuralları iki kulüp de sitesine koydu. Ama kulüplere gelen hiçbir bilgilendirme yok. Burada 11 maddelik tamamen organizasyonla ilgili belge. Tek imzaladığımız bu. Etrafta kabul edilen protokol, sözleşme, vekalet bunların hiçbirisi yok. TFF'de bir protokol var ama biz bilmiyoruz. İstedik, 'gizlidir veremeyiz, gelin gösterelim' dendi.

Maç günü bizim yetkililerle Suudi yetkililer arasında yazışmalar oldu. Ben esas o yazışmaların bir şekilde ortaya çıktığı zaman işin aslı astarı nedir net bir şekilde belli olacaktır. O yazışma ortada olmadığı için şu an soruyoruz.

TFF, sorumluluğu üzerinden atmaya çalışıyor

Biz şunu istedik, ayın 2'sinde, biz de işin dibine inmek istiyoruz. Büyük bir fiyasko oldu. Bu nasıl oldu? Bunun dibine inmek istiyoruz. Protokol var, kulüpler dayatmaya çalıştı diye federasyonun sorumluluğu üstünden atması için kurgulandığı bir senaryo bu.

Pankart ve tişörtü maç günü bildirdiğimiz bile oldu

Ben Fenerbahçe adına konuşabilirim. Futbolda teamüller var. TFF liderliğinde olan bir organizasyon bu. Aynen lig, kupa maçları gibi. Maç haftası varsa pankart, tişört sahaya çıkacağınız onlar size cevap verir. AÇEV, LÖSEV, şehitlerle ilgili mesajları veririz cevap gelir. Hatta maç günü bile oldu. En son derbi maçında şehitlerimiz oldu. Allah bir tane bile şehit göstermesin. Tişörtle çıkmak istediğimizi söyledik onayı aldık. Biz Çarşamba günü sabah yazı yazdık. Dedik ki 'ısınmaya bu tişörtle ve bu pankartla çıkacağız'. Cevap alamadık. Ertesi gün uçağa binerken bir daha sorduk.

Maça çıkacağımız pankart resmi bir yazıyla geldi

Savaşa dikkat çeken bir şeydi. Ondan evvel Ukrayna-Rusya savaşında da aynı pankartı kullandık. Barıştan bahsediyoruz. Yerel otoritenin buna hassasiyet göstermesi. Yurtta Sulh Cihanda Sulh atamızın etkileyici bir söylem. Ama bu pankart üzerinde ısrar etmedik. Zaten federasyonumuz bize iki tane resmi yazı yazdı. Şu pankartla çıkacaksınız diye. Federasyonun yazdığı bize ilk gelen 14 Aralık'ta yazı geldi. Bu maça çıkacağımız pankart resmi bir yazıyla geldi. Şanlı Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu olsun pankartıyla çıkacaklardır diye yazı.

Son dakikada şehitlerimizle ilgili pankart kabul edilmiş

28'inde yanılmıyorsam bir yazı daha geldi. O da şehitlerimizle ilgili pankart. 18 Aralık'ta beyaz renkli tişörtleri planlamaktayız, sizler için uygun ise göreceğiniz formayı çocuklara hediye edeceğiz dendi. Çocuklarımız sahaya önde 100. yıl logomuz arkada Atamızın sloganıyla çıkacaktık. Bize diyorlar ya sözleşmenin dışında hareket edemezsin demek ki son dakika şehitlerimizle ilgili pankart kabul edilmiş.

27'sindeki yazımıza cevap gelmedi

27 Aralık'ta gönderiyoruz yazımızı. Cevap gelmedi. Üstüne gittik. Federasyon 'Dışişlerinden cevap bekliyoruz' dedi. Uçağa bindik, bir daha sorduk.
Cumhurbaşkanı'nın adı geçmedi

Bizim olduğumuz toplantılarda Cumhurbaşkanının adı geçmedi. Uçaktan iniyoruz orada da soruyoruz. Sözleşme nasıl kim neye karar vermiş, bilmiyoruz.

Son dakika dayatmamız yok

Bizim son dakika dayatmamız sözkonusu değil. Her şey normal seyrinde devam ediyor diye biliyoruz. Bize bir kere deseler şu, şu, Suudi tarafından kabul edilmiyor. Ona göre organize oluruz veya orada maçı oynamayız. Biz bunu maça saatler kala öğrendik.

Üç 'Parla' şarkısı, Norm Ender değerli rapçimiz. Çok tutuldu, çok sevildi. Federasyon organizasyona bunu da ekledi. Sonra Allah'ın işi, o gün televizyon kanalına demeç veriyor Norm Ender, 'Parla marşını söyleyeceğim' diyor. Suudi Arabistan'a indik. Her şey yolunda. Otellerimize geçtik. Benim ve Selahattin Bey'in Suudi işadamlarında yemeğimiz vardı. Ekstra bilet ve loca peşindeyiz. Bize çok sınırlı bilet verildi çünkü.
Suudi yetkililer, pankart ve ısınma tişörtlerimizi kabul etmedi

O toplantıda genelde kulüplerin profesyonelleri, staddan, akretidatasyondan sorumlu ekip ve federasyon ekibi ve Suudiler var. Fakat orada ilk defa bizim pankartımızın, ısınma tişörtlerimizin kabul edilemeyeceği ifade ediliyor Suudi yetkililer tarafından. İstiklal marşı Suudi Arabistan milli marşı orada gündeme geliyor.

İstiklal Marşı krizi olmadı

Onların marşı da var. Bizim İstiklal Marşımızda sıkıntı yok. O krizde değil. Parla marşı iptal edilince sanki İstiklal Marşı iptal edilmiş anlaşıldı. Fenerbahçe tişörtle ısınmaya çıkacak. Sanki biz son dakika formayı değiştiriyormuş gibi intiba yarattılar, bilerek ya da bilmeyerek. Federasyon yetkilisi buna üst düzeyde karar verilecek diyor. Kesip atılmıyor. Ertesi gün oluyor biz hala bilet peşindeyiz. Federasyon yetkililerini arıyoruz. Bir loca daha alabilir miyiz diye. Ben A Spor'a röportaj veriyorum. Barış olsun dünyada, insanlık kazansın diyorum.

O pankart, bizim için olmazsa olmaz değildi

Özellikle Filistin'de kardeşimizlerin yaşadıklarına istinaden. Hiçbir normal insanın kabul edemeyeceği görüntülere sahne oluyor dünya. Atamız'ın sözünü gündeme getiriyorum; 'Yurtta sulh cihanda sulh'. Hatta o pankartı İngilizce çıkmak istiyoruz. Bizim için o pankart olmazsa olmaz da değil, işin ekstrası. Ben ve yöneticilerim Suudi Arabistan'ın eski federasyon başkanının evine yemeğe gidiyoruz, öğle yemeğine. Biz orada iken telefon geliyor. Sayın Büyükekşi'den telefon geliyor. Federasyonun kaldığı otele gelmemizi istiyor. Toplantıya 5,30'da toplantıya oturuyoruz. Maç 20.30'da.

Sayın Başkan her şey yolunda deyip programı anlattı

Otele gidiyoruz. Kat tıklım tıklım. Tek gireceksiniz deniyor. Masada Gençlik ve Spor Bakanımız, sayın Dursun Özbek var. Odaya gidiyoruz. Oturuyorum masaya. Bir de Sayın Bakanımızın iki danışmanı var. İlerleyen saatlerde Sayın Kasapoğlu da toplantıya katılıyor. Eski spor bakanı. Birkaç danışmanı yanında. Spor Bakanımız da orta yolu bulmaya çalışıyor. Aklı selimle orta yolu bulup maçın oynanması için. Ben oraya oturuyorum, sessizlik var. Bir kağıt alıyorum. Sayın Başkan 'Her şey yolunda maç başlayacak, gösteri, ışık, alev, şehitlerimiz için 1 dakika saygı duruşu olacak, milli marşlar çalınacak' diye programı anlatıyor

100. yıl formasıyla çıkmak istedik

Diyorlar ki, 'Sizin pankart ve tişört'. 'Bizim pankartla derdimiz yok' diyoruz. Fenerbahçe'nin tişörtte ısrarının sebebi 100. yılın formasını bir kere kullandık. 29 Ekim'de maçımız vardı. Biz Süper Kupa maçında 100. yıl formamızla çıkamayacağımız için ısınmaya tişörtle çıkmak istedik. Bize anlatılan etkinlikler, planlanan gösteriler, görseller onlar bunlar içinde böyle bir formayla çıkmanın sıkıntı olacağı aklımızın ucundan geçmiyor.

Galatasaray da o gün pankart bastırmış

Bize bunun sıkıntı olduğu söylendi. Anladığım kadarıyla Galatasaray da o gün pankart bastırmış 'Ne Mutlu Türküm Diyene' diye ve ısınma formalarının üstüne Atamızı bastırmışlar.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar