Millet İttifakı’nda kriz mi var?

Millet İttifakı’nda kriz var iddiaları hakkında açıklamalarda bulunan İYİ Parti lideri meral Akşener, "Cumhur İttifakı'nı destekleyen gazetecilerin fantezilerine uygun sorularla karşılaştığımızı görüyorum ben" ifadelerini kullandı.

Millet İttifakı’nda kriz mi var?
Son Güncelleme: 4 Ekim 2019 Cuma 10:36
4 Ekim 2019 Cuma 10:33

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu'nun "CHP HDP ile ittifak yaparsa biz orada yokuz" açıklaması siyaset kulislerini hareketlendirdi. Ağıralioğlu'nun açıklamaları sonrası "Millet İttifakı'nda kriz var" iddiaları konuşulmaya başlandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu iddialar hakkında ise "Millet İttifakı'nı oluşturan siyasi partilerin ittifakını bozmaya yönelik bir Saray hareketi bu. Ben bu ittfakın bozulacağını sanmıyorum." ifadelerini kullandı.

Akşener sessizliğini bozdu

İYİ Parti Genel başkanı Meral Akşener Fox TV’de yayınlanan İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Millet İttifakı’nda kriz iddiaları hakkında Akşener şu ifadeleri kullandı;

“Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmem olmadı. Hangi bilgiler ışığında bunu söylüyor bunu bilmiyorum. Millet İttifakı'nın bozulup bozulmayacağı konusunda Cumhur İttifakı'nın fantezilerine uygun sorularla karşılaştığımızı görüyorum. Bir panik ve hazımsızlık var.

24 Haziran'da bizimkisi seçim işbirliğiydi. AK Parti çoğunluk kaybetti. Sayın Erdoğan da birinci turda zor zahmet seçildi. Bizimkisi milletin taleplerine yönelik rasyonel işbirliği. Cumhur İttifakı ise kimyasal bir reaksiyonla birbirine bağlı, gerçeklikten uzak, tek bir partiymiş gibi koalisyon ittifakı.

31 Mart'a giderken biz belediye seçimlerinde CHP ile ittifak kurduğumuz takdirde Ankara, İstanbul, Balıkesir, Denizli, Bursa, Adana ve Antalya'nın Millet İttifakı adaylarına geçebileceğini gördük. Sonuç itibariyle ortaya şablon çıktı, prensiplerimizi paylaştık. Bir ay boyunca çalıştık ve kamuoyuna açtık. Millet İttifakı bizim talebimizle kuruldu. Bir büyük başarıyı sağladık.

Şimdi esas mesele bu başarıyı getiren ruh halini anlamak. Biz 23 Haziran'da Sayın İmamoğlu'nun soyunu 800 bin arttığı o farkı herkesin doğru incelemesine inanıyorum. Biz bu 800 bini nasıl okuyoruz? Bu 800 bin seçmenin hiçbir siyasi gelenek, siyasi parti sahibi değil. İstanbullu Türkiye'nin özetidir, kendi istediklerini, kendi vicdanlarını yaptılar."

“Reel sektörde sanayide üretim yok”

Ekonomideki gelişmelere de değinen Akşener, güven duygusu olmadığı için hane halkının parası varsa da tuttuğun ifade etti.

İşsizliğin arttığını ve yatırımın olmadığını vurgulayan Akşener, şu açıklamaları yaptı;

“Reel sektörde sanayide üretim yok. Ara mal ithalatına bakınca tamamen dışa bağımlı bir sistem, krediyle çevrilen bir Türkiye ekonomisi var. Eğer 9.6 enflasyon doğru ise, Sayın Damat Bakanın dediği yüzde 5 büyüme olacak ise, yatırım yok, üretiminiz yok, topraklarımız verimli kullanılmıyor, dolayısıyla bütün bunlara bakınca bu olsa olsa metoduyla üç ayda bir açıklanan ekonomik raporların, programların işe yaramadığını görüyoruz. Ekonomi daraldı, soğuyor. TÜİK'in rakamları doğruya bundandır.

İsraf acayip şekilde devam ediyor. 80 milyon TL'ye araba alınıyor Saray'a. Buna karşılık 50 milyon TL yok diye Katarlılara veriliyor! İsrafın önüne geçmek, yolsuzluğun önüne geçmek, hukuk adalet ve demokrasiyi gerçekleştirmek, üretim ekonomisine geçmek, sanayi ve tarımdaki ara malların önüne geçmek, teknoloji yatırımı yapmak çıkış yoludur. 1.5 milyar TL'ye bir yandaş iş adamının arsasını aldılar. Bu bakış açısıyla ülke düzelmez.

"Seçmen veli nimet olmaktan çıktı"

Bu şekilde oluşturan kavramsal olarak saray kendine ait özel bir hayat tarzı, özel bir bürokrasi ve alışkanlıklar zinciri oluşturur. Seçmen veli nimet olmaktan çıktı. 31 Mart'a giderken seçmene veli nimet olmak istiyorsanız kulaklarını çekin demiştim çektiler. 6 Mayıs'ta o sivil darbe yapılmasaydı kulak çekmeye devam edilecekti. Vay efendim bizi nasıl seçmezler diyerek sivil darbe yapıldı. Ama seçmen öyle bir ders verdi ki o kulağı morarttı, koparttı.

IMF tartışmaları

 Akşener konuşmasından IMF ile yapılan görüşmelere de açıklık getirdi. Akşener şöyle konuştu;

“Tam bir yavuz hırsız modeli bu. Sayın Durmuş Yılmaz genellikle yerli ve yabancı yatırımcıların fikrini sorduğu bir ekonomisttir. Bu tür yatırımcıların görüş aldığı bir ekonomisttir. Dolayısıyla IMF randevu istemiş. Gizli mizli değil. Ak Parti ve Sayın Erdoğan'ı, o iltihatları tanıyorsam kesinlikle IMF ile el altından bir görüşmeleri var demektir. Sayın Yılmaz Türkiye'yi koruyan yanıtlar verir. Dolayısıyla bizim partimizin ekonomik kurmayları Türkiye'nin ekonomisini, bakış açısını değiştirecek, yolsuzluğu, israfı, akraba kayırmayı ortadan kaldırarak, hukuk, adalet ve demokrasiyi işleterek üretim ekonomisine geçerek geçeceğine inanırlar. Bizim programımız da bu şekilde. Bu gürültünün, 28 Şubat'da Abdullah Öcalan ile bunlar görüşüyor demiştim. 31 Mart'ta seçimler olurken Abdullah Öcalan'ın mektubu okundu, TRT'de mülakat yapıldı, bizlerin davet edilmediği TRT'de Osman Öcalan'ın mülakatı yayınlandı, o zaman küçük ortak HDP'ye oy veren küçük ortak Öcalan'ın bu mektubuna dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Abdullah Öcalan ve Cumhur İttifakı bir ittifak yapmış oldular. Şimdi de diyorum ki muhtemelen IMF ile bunlar el altından bir çalışma götürüyorlar. Sonuçta el sıkışırlarsa CHP ve İyi Parti sebebiyle biz el sıkıştık derler. En sert bağırınca mutlaka onu yapar. Biz IMF ile Türkiye'nin anlaşmasını doğru bulmuyoruz. Biz oraya para ödüyoruz, neden çıkmıyoruz. Madem bu kadar şeytan bir örgüt?”

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar