MHP'den seçim değerlendirmesi: Üstlendiğimiz tarihi misyonun devamı için sağlam bir ruhsat aldık

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, 14 Mayıs'ta yapılan seçimin sonuçlarına ilişkin, "MHP, geleneksel tabanını konsolide etmekle kalmamış, devletimizin bekası ve milletimizin bütünlüğü uğrunda üstlendiği tarihi misyonun devamı için sağlam bir ruhsat almıştır." ifadesini kullandı.

MHP'den seçim değerlendirmesi: Üstlendiğimiz tarihi misyonun devamı için sağlam bir ruhsat aldık
Son Güncelleme: 18 Mayıs 2023 Perşembe 14:37
18 Mayıs 2023 Perşembe 14:35

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, 14 Mayıs akşamından itibaren birkaç günde olup bitenler objektif bakış açısıyla tahlil edildiğinde Türkiye'de siyaseti dizayn eden yegane güç odağının Türk milleti olduğunun görüleceğini kaydetti.

Milletin 14 Mayıs'ta istikrara, doğruluğa oy verdiğini, kaosu, karmaşayı, belirsizliği değil, huzur, güvenlik ve esenliği seçtiğini aktaran Yalçın, "Kavgayı değil, barış ve kardeşliği tercih etmiştir. Maceraya prim ve ruhsat vermemiştir. Yalanı, iftirayı, fitne ve entrikayı sandığa gömmüştür." değerlendirmesinde bulundu.

Milletin mevcut sorunlara rağmen, "Yaparsa Cumhur İttifakı yapar" cümlesinde anlamını bulan akılcı temayülü satın aldığını anlatan Yalçın, şöyle devam etti:

"(Millet) Cumhur İttifakı'na 'Pek iyi' notu, yola devam mesajı vermiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'münasiptir' demiştir. Zillet ittifakına kırık not vermiş, kulağını çekmiştir. Aleyhimizdeki bütün algı operasyonlarını ve siyasi mühendislik çabalarını boşa çıkararak MHP'ye teveccüh göstermiştir.

Genel Başkan'ımız Sayın Devlet Bahçeli'nin liderliği ve bilge rehberliği altında partimiz, seçimlerden iki yıl önce teşkilatlarımızın başlattığı saha çalışmalarının semerelerini görmüş, meyvelerini toplamıştır. MHP, geleneksel tabanını konsolide etmekle kalmamış, devletimizin bekası ve milletimizin bütünlüğü uğrunda üstlendiği tarihi misyonun devamı için sağlam bir ruhsat almıştır."

Yalçın, MHP'nin, bazı bölgelerde oylarını arttırarak TBMM'de güçlü bir grup kurma imkanı elde ettiğini kaydetti.

İstanbul başta olmak üzere 81 vilayette MHP'ye oy vererek inanç ve itimadını izhar eden, partiye güç katan üç hilale sevdalı vatandaşlara teşekkür eden Yalçın, şunları aktardı:

"CHP'ye yıllardır seçim kaybettiren malum o kafa, 14 Mayıs akşamı sandık sonuçları gelirken bile 'Terk etmedi sevdam beni' dizesine nazire yapılırcasına utanç verici marifetlerini sergilemiştir. O akşam, 'kazandık, öndeyiz' gibi yalan ifadelerle hem kamuoyu hem de zillet ittifakına oy veren kalabalıklar aldatılmaya devam edilmiştir."

Yalçın, "uğrayacakları hezimeti gören CHP'liler tarafından bahaneler oluşturulmaya, uydurma gerekçeler bina edilmeye çalışıldığını" belirterek, sandık sonuçlarına, Anadolu Ajansının verilerine ve YSK'ye itirazların, yenilgiye kılıf arama, kayıplarını kamufle etme ve muhtemel tepkileri başka mecralara yönlendirme bahanesi olduğunu ifade etti.

"KÜÇÜMSEYEN ZİHNİYET CHP'Yİ HİÇ TERK ETMEMİŞTİR"

Yalan ve iftira siyasetini, inkar politikasının takip ettiğini belirten Yalçın, şu ifadeleri kullandı:

"Daha 14 Mayıs akşamının ilk saatlerinden itibaren zillet ittifakının kaybedeceği belli olmaya başlamıştır. Bunun üzerine, sosyal medyayı aylardır allak bullak etmelerine rağmen, milletin çoğunluğunun itibar etmediği CHP trolleri yeniden harekete geçerek seçmenlere hakarete başlamıştır.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin vurduğu illerde Cumhur İttifakı'na seçmenin gösterdiği teveccüh ve güvene içerleyen troller ve yandaşlar, en ahlaksız suçlama ve küfürlere başvurmuşlardır. İşin doğrusu şudur: Halka tepeden bakan, küçümseyen, dayatmacı aydın tipini yansıtan zihniyet CHP'yi hiç terk etmemiştir. "

Yalçın, jakobenizmin, 1940'lı yıllardan itibaren CHP'nin topluma bakışının, iktidarda sergilediği icraatın ve muhalefette takip ettiği dışlayıcı, aşağılayıcı, hor görücü, seçkinci politikaların temel unsuru haline geldiğini savunarak, şu görüşleri paylaştı:

"Birinci TBMM'den itibaren halkçılığı ve milliyetçiliği temel alan siyasi yönetim anlayışını hayata geçiren CHP, Atatürk'ün ölümünden sonra adım adım özünden koparılmıştır. Bunun içindir ki Türk seçmeni 14 Mayıs'ta, 'Ey CHP biz senin ciğerini biliriz. Sana güvenmeyiz' mesajı vermiştir. 14 Mayıs'ta hakaret, iftira, pişkinlik, nefret suçu kaybetmiş, doğruluk, tutarlılık, hakikate iman, Allah'a bel bağlama kazanmıştır. 'Allah'ın sopası yok ki' diyenlere inat, Yaradan'ın sopası Türk seçmeni eliyle sandıkta zuhur etmiştir. Zillet cephesinin trol stratejisi geri tepmiş, halk sosyal medya militanlarına itibar etmemiştir. Sosyal medyanın siyasi düzlemde ciddi bir etki aktörü olmadığı, dikkate değer, tayin edici bir rol üstlenemediği ortaya çıkmıştır. Sosyal medyadaki trollerin algı çalışmalarının, TikTok misali eğlence ve geyik vasıtası olarak kaldığı, toplumun genel eğilimine de asla tesir etmediği görülmüştür. Diğer yandan seçimler sonrasında başlatılan ahlaksızca saldırı, sövgü ve iftira furyası, sandığa iradesini yansıtan halk çoğunluğu kadar zillet ittifakına oy verenleri de üzmüş, kırmıştır. CHP'ye ve bağlaşıklarına bel bağlayan kitlelerin çoğunluğunun, zillet ittifakına verdikleri oyların boşa gittiğini görerek büyük bir nedamet ve pişmanlık duygusuna kapıldıkları bir gerçektir."

"GÜLÜNÇ BİR ORTA OYUNU SERGİLEMİŞLERDİR"

"14 Mayıs akşamı kurulan komedi sahnesi, CHP adına utanç verici bir ibret tiyatrosudur." ifadesini kullanan Yalçın, şunları kaydetti:

"Bu arada birer kamu görevlisi oldukları ve devletten maaş aldıkları halde, kendi illerindeki sorunlara eğilmek yerine siyaset gezileri yaparak suç işleyen iki belediye başkanı, seçim akşamı sandık sonuçları geldikçe milletin gözünde küçülmüşlerdir. O akşam iki metropol kentimizin belediye başkanı, manipülasyona, spekülasyona tenezzül ederek acemi komedyenler misali, gülünç bir orta oyunu sergilemişlerdir.

İP'li meddahlarıyla birlikte zillet ittifakı hezimetinin sebebi ve mimarı sayılması gereken bu iki figür, saptırma, aldatma ve inkar siyasetinin gönüllü temsilcileri, ortak sembolü olmuşlardır. CHP Genel Başkanı ve zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise sahte sevecen, sözde hoşgörülü ve yalandan helalleşmiş aday formundan hızla sıyrılarak gerçek ve sinsi yüzünü gösteren bir video yayımlamıştır.

Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs'ta Recep Tayyip Erdoğan karşısında kaybedeceği şimdiden belli olduğundan, milli iradenin tecellisi karşısında sakin kalmak yerine hazımsızca hiddete kapılmış, küplere binmiştir. Kılıçdaroğlu, hem hırsından hem de mağlubiyetinden ötürü masaları yumruklamaya başlamış, parti teşkilatı başta olmak üzere hayal kırıklığına uğrayarak adaylığını sorgulamaya başlayanları tehdit etmeyi seçmiştir."

Yalçın, "CHP'ye kaybettirenin, zannettikleri gibi halkın parti politikalarını anlamaması değil, CHP'nin düçar olduğu iflah olmaz siyasi taassup ve Jakoben kafa" olduğunu belirterek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"CHP'nin kurucu ayarlarından çoktan uzaklaşıp Marksist ve bölücü işletim sistemine geçmesi, bu partinin siyasi hezimetinin ana sebebi olmuştur. Hülasa, 28 Mayıs'ta vatandaşlarımız bu gerçeklerin ışığında bir kez daha sandığa gidecek, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı açık ara önde ve çoğunlukla yeniden cumhurbaşkanı seçecektir. MHP'nin, içinde büyük bir tutarlılık ve ilkeli duruşla yer aldığı Cumhur İttifakı, '21. Yüzyılda Lider Ülke Türkiye' idealine müteveccihen başlattığı yürüyüşü 28 Mayıs'tan sonra mola ve fasıla vermeden devam ettirecektir."

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar