Akşener'den Erdoğan'a 'dış politika' eleştirisi: Sürekli sevgi talep eden bir anlayışla karşı karşıyayız

İYİ Parti lideri Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış politika ilişkilerini işaret ederek "Çok ilginç ya, beni seviyor diye dış politikada ilişki kuruyor. Sürekli sevgi talep eden bir anlayışla karşı karşıyayız. Böyle dış politika mı olur?" dedi.

Akşener'den Erdoğan'a 'dış politika' eleştirisi: Sürekli sevgi talep eden bir anlayışla karşı karşıyayız
Son Güncelleme: 18 Ağustos 2022 Perşembe 15:36
18 Ağustos 2022 Perşembe 15:34

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin 'Acil İstikrar ve Kapsayıcı Büyüme Eylem Planı'nı açıklamak üzere gerçekleştirilen toplantıda konuşma yaptı. İYİ Parti lideri, iki buçuk yıl önce yaptığı esnaf ziyaretlerinde bilhassa yanında basın varsa, vatandaşın, rahatsızlıklarını dile getirmekten çekindiğini fakat artık bu "korku duvarının" yıkıldığını ve dertlerini rahatça ifade edebildiklerini vurguladı.

Akşener, konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dış politika ilişkilerine eleştiride bulundu. Partili cumhurbaşkanlığı olan bir ülkede ne hukuka ve adalete dayalı bir yönetim, ne de diğer ülkelerle saygıya dayalı bir ilişki olamayacağını vurgulayan Akşener, "Çok ilginç ya, beni seviyor diye dış politikada ilişki kuruyor. Sürekli sevgi talep eden bir anlayışla karşı karşıyayız. Böyle dış politika mı olur?" ifadelerini kullandı.

'ARTIK KORKMADAN DERTLERİNİ ANLATIYORLAR'

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Biz arkadaşlarımla birlikte iki buçuk yıldır Türkiye'nin 900'ün üzerinde ilçesini gezdik. Bazılarınız bizimle geldiniz, başından sonuna yaşanan değişimlere şahit oldunuz. Önce ben gidiyordum, "Hayırlı işler", "İşler nasıl?" falan diyordum. Basın varsa "Her şey iyi", "Allah razı olsun" diyorlardı. Basın gidince yanlarına çağırıp "Abla ne yapacaksın sen bunları?" derlerdi. Çok uzun zamandır seçmenlerin bakıyorum sahipleri var. Siyasi kimlikleri üzerinden ya da başka şey. Seçmen velinimettir halbuki. Hür iradeyle atılmış oya karşı çıkamazsınız, beni neden seçmedin diyemezsiniz. Seçmen istediğini seçer, muhalefete de der ki siz benim avukatım olacaksınız. Yıllarca siyaset anlayışı buydu. Ama şimdi taş devri gibi düşmanlıklar var.

Bakın mesela bin 500 liralık emekli maaşı varmış o zaman öğrendim, o ziyaretlerde. O dükkanların içindeki müşterilerin de dertlerini dinledik ve öğrendik. Öğrendikçe çalışmaya başladık. Ve artık onlar da açıkça dertlerini ifade etmeye başladılar. İnsanlarda korku duvarı yıkıldı. Kurumları da ziyaret ettik, konuştuk arkadaşlarımla. Başka tepki ne olursa olsun el sıkışarak ayrıldık her yerden.

'DIŞ POLİTİKADA BENİ SEVİYOR DİYE İLİŞKİ KURUYOR'

Biz Atatürk'ün ekonomiye, iktisata ve insana dair vizyonunun takipçisi bir partiyiz. Bireysel bir kalkınma değil, bireyin kalkınması meselesini ortaya koyan Atatürk'tür. O dönem daha birey diye bir kavram yok ortada. Müşteri odaklı bir anlayış yok. Ama çıkıyor Anadolu'dan bir lider yapıyor. İnovasyon diye bir şey yok, çıkıyor yapıyor. Bugün durum ne? Partili cumhurbaşkanlığı, yani her şey bir kişide. Her şeye o karar veriyor. Böyle ülkede ne hukuka adalete dayalı yönetim olur, ne diğer ülkelerle saygıya dayalı bir ilişki olur. Çok ilginç ya, beni seviyor diye dış politikada ilişki kuruyor. Sürekli sevgi talep eden bir anlayışla karşı karşıyayız. Böyle dış politika mı olur?

Biz artık Suriyeli sorununun olduğu bir ülkeye dönüştük. Bu partili cumhurbaşkanlığının bizi getirdiği bir nokta bu.

Yani biz ne diyoruz gerçekçi, hukukun üstünlüğüne dayanan, şeffaf yönetim. Türk Telekom'da olduğu gibi ayıptır, yandığımdır diye Haririler'in cebine milyarlarca para konan zihniyet. Türkiye bu ucube sistemi hak etmiyor. Bizim de bu seçimde önceliğimiz seçimi kazanmaktır."

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar