CHP'nin YSK Temsilcisi’nden kurultay davasına tepki: Seçim hukukunda geri vites yoktur

CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan dava, CHP YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu tarafından değerlendirdi. Yakupoğlu, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirtirken, böyle bir kararın seçim yargısının işleyişine ve Yüksek Seçim Kurulu’nun yetkilerine müdahale anlamına geleceğini ifade etti.

CHP'nin YSK Temsilcisi’nden kurultay davasına tepki: Seçim hukukunda geri vites yoktur
Son Güncelleme: 26 Haziran 2025 Perşembe 16:43
26 Haziran 2025 Perşembe 16:39

CHP'nin 38’inci Olağan Kurultayı’nın iptaline ilişkin açılan ve 30 Haziran’da görülmesi beklenen davaya, CHP'nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu yazılı açıklamayla tepki gösterdi. Yakupoğlu, asliye hukuk mahkemesinin böyle bir davada görevli olmadığını belirtti ve davanın seçim sistemine zarar verecek sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.

“YSK DEVRE DIŞI BIRAKILAMAZ"

Yakupoğlu açıklamasında, davanın CHP Olağan Genel Kurulu’nda alınan kararların iptali amacıyla açıldığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Bu dava, demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarının askıya alınması, seçim yargısının başta YSK olmak üzere il ve ilçe seçim kurullarının kapılarına kilit vurulması sonucunu doğurur. Geçmişe dönük yapılmış tüm seçimler ile yapılacak tüm seçimlerin sonuçlarının adli yargıda dava yoluyla iptalinin talep edilmesini yani domino etkisini doğurur.”

Yakupoğlu, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 21. maddesine atıfta bulunarak, siyasi parti kurultaylarında yapılan seçimlerin yargı denetiminde olduğunu hatırlattı. Bu nedenle seçimlerin iptali talebinin asliye hukuk mahkemesi tarafından incelenemeyeceğini ifade etti.

“Bu sebeple yargı denetiminde yani ilçe seçim kurulu tarafından yapılan seçimin iptali, asliye hukuk mahkemesinden istenemez.”

“ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YETKİLİ DEĞİL"

Siyasi Partiler Kanunu’nun 121. maddesine de dikkat çeken Yakupoğlu, siyasi partilerin hukuki denetiminin, özel olarak belirlenmiş kanunlar çerçevesinde yürütüldüğünü ve bu kapsam dışında bir inceleme yapılamayacağını belirtti.

“Hukuk mahkemeleri seçimlerin ne iptali ne irade fesadı halleri olan nispi, kısmi, mutlak butlan veya yokluk yaptırımlarına dayanarak bırakın karar vermeyi inceleme dahi yapamayacaklardır. Çünkü kendi görevleri dışındadır.”

“KURULTAY SEÇİMLERİ İLÇE SEÇİM KURULUNUN GÖZETİMİNDE YAPILDI”

Kurultay sürecinde Divan Başkanlığı’nın görevini, seçim işlemleri için ilçe seçim kuruluna devrettiğini vurgulayan Yakupoğlu, dava konusu işlemlerin Çankaya İlçe Seçim Kurulu gözetiminde gerçekleştirildiğini hatırlattı:

“Bu dava, Kurultay Divan Başkanlığının divan yetkisini devrettiği Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanı riyasetinde, Çankaya İlçe Seçim Kurulu tarafından kesinleştirilen delege seçmen listelerine göre kendi oluşturduğu sandık kurulları tarafından, oy kullanma, sayım döküm iş ve işlemleri yapılan, sandık başı şikayetlerin ve İlçe Seçim Kuruluna itirazların yapıldığı neticede Çankaya İlçe Seçim Kurulu tarafından tüm şikayet ve itirazların karara bağlanarak, kesin seçim sonuçlarının ilan edilerek, seçilmişlere başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere mazbatalarını veren Çankaya İlçe Seçim Kurulu kararlarının iptali davaları değildir. Zira böyle bir görevleri yoktur ve bu güne kadar hiç olmamıştır. Böyle bir seçim iptal yetkisi yaratılamaz. Anayasamızın 79.maddesine göre seçim sonuçlarını, 'Tam Kanunsuzluk' yetkisiyle iptal edebilecek tek yargı makamı, seçim yüksek yargısı olan Yüksek Seçim Kurulu’nun devre dışı bırakılarak, seçimler konusunda 2015 Gemerek Hukuk Mahkemesi kararıyla olduğu gibi seçim yargısına müdahalenin önünün açılacağı, istinaf, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile bitmeyen ve korumaya çalıştığımız seçim yargımız olan Yüksek Seçim Kurulu'nun ortadan kaldırılmasına yol açacak kararı konuşmayı bile kendime zul sayıyorum.”

“SEÇİM HUKUKUNDA GERİ VİTES YOK”

Yakupoğlu, böyle bir kararın kabul edilmesinin yalnızca CHP’yi değil, tüm seçim sistemini etkileyeceğini savundu. Kurultayın iptaliyle, CHP’nin aldığı tüm kararların, adaylıkların ve seçimlerin geçersiz sayılabileceğini ileri sürdü:

“Çünkü, Anayasamızın 79, 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu 21, 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunun 112. maddelerinin, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının ortadan kaldırılmaları sonucunu doğurur. Demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarının askıya alınması, seçim yargısının başta Yüksek Seçim Kurulu olmak üzere il ve ilçe seçim kurullarının kapılarına kilit vurulması sonucunu doğurur. Geçmişe dönük yapılmış tüm seçimler ile yapılacak tüm seçimlerin sonuçlarının adli yargıda dava yoluyla iptalinin talep edilmesini yani domino etkisini doğurur. 6 Kasım 2023 tarihinden itibaren Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel Başkanımız, Parti Meclisimiz ve Merkez Yönetim Kurulumuz tarafından bugüne kadar alınmış tüm kararların yok sayılmasını ve aday gösterilerek seçilmiş olan belediye başkanlarımız ve belediye meclis üyelerimiz ile il genel meclisi üyelerimizin adaylıkları yok sayılacağından seçilmişliklerinin ve iptali sonucunu doğurur. 30 Haziran 2025 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüm kurullarının seçilmişliğinin iptali kararı verilmesinin tartışılması bile zul sayılmalıdır. Olağanüstü Kurultayımızın iptaline karar verilmesi ne hukuki ne de kanuni olacaktır. Seçim hukukunda geri vites yoktur.”

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all
Video Player is loading.
Current Time 0:00
/
Duration 0:00
Loaded: 0%
Progress: 0%
Stream Type LIVE
Remaining Time -0:00
 
1x
Advertisement

Yorumlar

800