6 Şubat günü Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok hasarı alan illerden biri de Hatay oldu. İlber Ortaylı, binlerce yıllık mirasları da barındıran Hatay'da yeniden restorasyon yapılması için komisyon kurulması gerektiğini söyledi.
İlber Ortaylı, yaptığı konuşmada "1963'de gördüğüm Hatay var. Yol çok virajlıydı. Fransız döneminden kalma asfalt yol vardı. İskenderun tarafından yolculuk yapılıyordu. Fevkalade romantik yerdi. Hatay'a her gidişlerimde bu romantik, bize binlerce yılları hatırlatan Hatay, ilk defa künefe yediğimiz yer, belki onun tadı da artık değil. Antakya'nın Habib-i Neccar Camii'nin yıkılmasını insan anlayamıyor. Fakat yıkıntıdan sonra baktığınız zaman göreceksiniz, bu camiye zaman zaman bazı ilaveler yapılmıştır. Galiba eski yapının bu kadar feci şekilde yıkılıp, ortada sadece bir duvarın kalması bunu göstermektedir. Ortodoks kilisesi, Katolik kilisesi bunlar 19. asır yapılarıdır görünüşte. Temelleri ve esasları eski asırlara uzanıyor. Demek ki binalara yapılan ilaveler temele, eski yapıya sadık kalmazsa, eskinin statik hesaplarına riayet edilmezse, restorasyon ve değişime itaat edilmezse böyle bir olay ortaya çıkarıyor" ifadelerini kullandı.
"MİRASLARI ANCAK TÜRKİYE KORUYABİLİR"
Antakya için hususi komisyon kurulması gerektiğini vurgulayan Ortaylı, "Antakya bize binlerce yıllık imparatorlukların mirasıdır. Onu korumak zorundayız. İnanıyorum ki, bu korumayı da Türkiye Cumhuriyeti yapacaktır. Etrafta buna el atabilecek, düzenleyebilecek başka bir güç, iktidar düşünülemez. Eski ile yeni yan yana. Eskiye belli ki kötü müdahaleler yapılmış zaman zaman. Onu tekrardan aslı ile ortaya çıkarmak şart olmalı. Antakya için hususi bir komisyon kurarak işi götürmeliyiz" dedi.
"ORTAK MİRASTIR BU, ÜÇ DİNİN İZLERİ VAR"
Konuşmasında sorunun bütçe değil gözetim olduğunu belirten Ortaylı, "Mühim olan bakanlıkların bir araya gelmesi değildir. Türkiye gibi bölgenin en zengin devleti için bütçenin de büyük sorun olacağını zannetmiyorum. Türkiye'de eski eserlere yatırım yapmak, onları korumaktan çekinmeyen kuruluşlar, zümre ve yurttaşlar, fabrikatörler, şirketler vardır. Sorun o değildir. Sorun buradaki gözetimdir. İnsanlar ne derecede bilimin ve sanatın gösterdiğine hürmet ediyorlar. İşe el atanlar ne kadar işin kolayına kaçmaktan kaçınacaklar. Ve iş ne kadar yandaşların kullanımına, ehliyetsiz insanlara bırakılmaktan imtina edilecek, buna bağlıdır. Burada ben farklı denetim odaklarına müracaat edilmesine, üniversitelerimiz, ilmi kurumlarımız, sanat tarihçelerimiz başta olmak üzere, icabında dışarıdaki kuruluşların, üniversitelerin de mütalaa ve gözetimine açık tutulmasına taraftarım. Çünkü bu ortak mirastır. Üç büyük dinin izleri var, menkıbeleri ve tarih burada geçiyor. Her köşesinde bunu görüyorsunuz" şeklinde konuştu.
ÇOK AZ İNSAN O TAŞLARIN DEĞERİNİ ANLADI
Konuşmasında Topkapı Sarayı'ndaki fil duvarının yıkılmasını örnek veren Ortaylı, "Antakya alanı için Kurtuluş Caddesi, Müze ve cami arası söz konusu olmalı. Çok dikkatli elemeci, kazı ve değerlendirme yapmak lazım. Ortaya çok yeni eserler çıkacak. Ona göre eski taşların kullanılması lazım. Bodrum'da bile eski binaları yıkarken o güzelim binaları atıldı. Az insan o taşların değerini anlayarak yeni evlerinde kullandılar" dedi.
"UNESCO BAZEN YARARDAN ÇOK YÜK OLUR"
UNESCO'ya da değinen Ortaylı, "Bunun için UNESCO'ya müracaat edilecek. UNESCO'nun müthiş propagandasıyla istifade edilecek. Bir konuyu unutmamak lazım UNESCO bazen yarardan çok yük olur. UNESCO eski eser , restorasyon bankası değil. Her şeyden önce biz kendimiz kendi eserimiz için gereken parayı, miktarı, bütçeyi ayıracağız. Sureti katiyede ehliyeti olmayan, tecrübesi olmayan restoratörler buraya sokulmayacak. Birtakım insanlar gelir, ondan ona devredilir, öbürü daha iyi yapacağını ifade eter. Biz da maalesef restorasyon bir müddet sonra restorasyonla ilgisi olmayanların eline geçiyor. Bu iş üstatların işidir. Mühendislik ve mimarlık diye zenaat var, sanat tarihi ve arkeoloji diye bir dal var dünyada. Kazarak ve öğrenerek beceri sahibi olan dallar var. Bu uzmanlar konuşacak. Mutlaka iyi bir taş işçiliği var, kötü bir sıvacılık var. Bunun gibi ne hatalar yapılıyor. Eski eserler oradan çöküyor" ifadelerini kullandı.
Yorumlar