İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi'nin 51. Oturumu, 43 ülkenin dışişleri bakanı ve 5 bakan yardımcısının katılımıyla İstanbul’da başladı. Oturumun başkanlığını devralan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, açılış konuşmasında küresel düzeyde yaşanan adaletsizliklere dikkat çekti; İsrail’in Filistin topraklarındaki saldırılarını ve İran’a yönelik son askeri hamlelerini sert ifadelerle eleştirdi.
Toplantının açılışında konuşan Fidan, çok taraflılığın krize girdiği bir dönemde, İİT’nin küresel adaletin inşasında öncü bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı. “Dünya nüfusunun dörtte birini temsil eden, büyük kaynaklara sahip İslam ülkeleri adil ve hakkaniyetli bir uluslararası düzenin öncüsü olmalıdır” diyen Fidan, Filistin meselesinin İİT'nin temel varlık nedenlerinden biri olduğunu hatırlattı.
“İSRAİL BÖLGEYİ TOPYEKÛN FELAKETE SÜRÜKLÜYOR”
İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü saldırıların yanı sıra İran’ın nükleer tesislerine yönelik operasyonlarına da değinen Fidan, bu hamlelerin bölgeyi felaketin eşiğine getirdiğini söyledi. İsrail’in yalnızca Gazze’yi değil, Batı Şeria’yı da savaş alanına çevirdiğini belirten Fidan, “İsrail’in hedefi, Filistinlileri topraklarından sürmek ve iki devletli çözüm vizyonunu ortadan kaldırmaktır” dedi.
Kalıcı bir ateşkesin sağlanması, rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’ye engelsiz insani yardım ulaştırılmasının öncelikleri olduğunu belirten Fidan, Katar ve Mısır’ın bu yöndeki diplomatik çabalarını da takdirle karşıladıklarını söyledi.
Fidan'ın konuşması şöyle:
Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın dönem başkanlığı süresince, küresel adaletin tesis edilmesini önceleyecek ve zulmün karşısında dimdik durmaya devam edecek. Uluslararası işbirliğinin temeli olan çok taraflılık, sistemin bizzat kendisinin sorgulandığı meşruiyet krizi ile karşı karşıyadır. Artan hoşgörüsüzlük, kimlik temelli kutuplaşma ve uluslararası hukukun aşınması küresel istikrarsızlık hissini daha da derinleştirmiştir. Korumacı politikalar uluslararası ilişkilere hakim olmaya başlamıştır. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere, uluslararası mekanizmaların işlevsizliğini Gazze'de süregelen vahşet tam anlamıyla gözler önüne sermiştir. Teşkilatımız tam da bu konuda öncü rol oynamalıdır. Dünya nüfusunun dörtte birini temsil eden, muazzam kaynaklara sahip bir bloğun parçası olan İslam ülkeleri, adaleti savunan, haklı önceleyen bir küresel sistemin inşasına öncülük etmek zorundadır. Teşkilatın ortaya çıkan yeni koşullara uyum sağlamasını hep birlikte temin etmek zorundayız. Toplantımıza geniş katılım sağlanması, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etme konusundaki kararlılığımızı ve ortak gücümüzü göstermektedir. İçinden geçirmekte olan çalkantılı dönemde İslam hepimizin acilen ihtiyaç duyduğu gerekli rehberliği sağlamaktadır.
İsrail, şimdi de komşumuz İran'a saldırarak bölgeyi topyekün bir felaketin eşiğine sürüklemektedir. İstişarelerimizde öncelikle bu sınır tanımayan saldırganlığa dur demek için sergileyeceğimiz güçlü duruşu ve ortak adımları ele alacağız. Esasen İslam İşbirliği Teşkilatı coğrafyasındaki tüm sınamalara çözüm araçlarımızla bölgesel sahiplenmeyi geliştirmeliyiz. İran’ın nükleer programı ile ilgili devam ettiği müzakerelerin devam ettiği zamanda saldırıları kınıyoruz. Uluslararası toplumun ilk önceliği daha şiddetli sarmalının önlenmesi önceliğimiz olmalıdır. İsrail, Filistin halkına saldırılarına devam ediyor. Sadece Gazze değil, Batı Şeria'da bir savaş bölgesine dönüştürülüyor. İsrail'in amacı Filistinlileri evlerinden sürmek ve iki devletli çözüm vizyonunu sona erdirmektir. Kalıcı ateşkes, rehinelerin ve tutukların serbest bırakılması ve Gazze'ye kesintisiz insani erişim sağlanması önceliğimizdir. Bu amaçla devam eden müzakereleri güçlü bir şekilde destekliyoruz. Katar ve Mısır'a bu konudaki gayretler için bir kez daha teşekkür ediyorum. İki devletli çözümün adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için uygulanabilir tek yol olduğu açıktır. Filistin topraklarında devam eden işgalin, bölgemizdeki tüm çatışmaların kökeninde yatan neden olduğu artık çok daha net bir hale gelmiştir. Filistin davası ve Kudüs'ün sahiplenilmesi, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın varoluş nedenidir.
"SURİYE HALKININ ARKASINDA DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Ortak çabalarımız sayesinde bugün Suriyeli kardeşlerimizle istikrarlı ve müreffeh bir Suriye hedefi doğrultusunda gerekli adımları atmamız mümkün olmuştur. Suriye'nin teşkilatımıza dönmüş olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Devam eden yaptırımların hafifletilmesi süreciyle eş zamanlı olarak hep birlikte Suriye halkının arkasında durmaya devam edeceğiz. İslam coğrafyasının kadim bir parçası olan Balkanlar, sadece tarihi bağlarımızın değil, aynı zamanda ortak medeniyetimizin ve kardeşliğimizin de derin izlerini taşımaktadır. Bu topraklarda yaşayan Müslüman kardeşlerimiz geçmişte nice sınamalardan geçtiler. Bugün de parçalanma tehlikesine karşı dirayetle, vakarla mücadele etmekteler. Onların yalnız olmadığını, İslam aleminin Bosnalı kardeşlerimize sahip çıktığını göstermek ortak görevimizdir. Bölgedeki ayrımcı, ayrılıkçı ve nefret temelli söylemleri, dini ve etnik revizyonist yaklaşımları en güçlü şekilde kınıyoruz.
Yorumlar