Ahmet Hakan yazdı: Hiç şansı yok İran’ın!

ABD ile İran arasında İranlı komutan Süleymani’nin öldürülmesi ile başlayan gerginlik hakkında bir yazı kaleme alan Ahmet Hakan, İran’ın hiç şansı olmadığını ifade etti.

Ahmet Hakan yazdı: Hiç şansı yok İran’ın!
Son Güncelleme: 9 Ocak 2020 Perşembe 10:12
9 Ocak 2020 Perşembe 10:10

ABD’nin İranlı komutan Süleymani’yi öldürmesi ile başlayan gerginlik, İran’ın Irak’ta ABD üslerini vurması ile tırmanışa geçti. Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, ABD- İran arasındaki gerginliği köşesine taşıdı.

Hakan’ın yazısı şöyle;

“Hiç şansı yok, çünkü...

Vatandaşlarının izdiham nedeniyle ezilerek ölmediği bir cenaze merasimi tertip etmekten bile aciz bir ülke İran.

Hiç şansı yok, çünkü...

ABD’ye yaşatacağını söylediği kâbusu, düzenlediği cenaze merasiminde kendi vatandaşlarına yaşatmış bir ülke İran.

Hiç şansı yok, çünkü...

Bir cenaze merasiminde 60’a yakın vatandaşının ezilerek ölmesini, zerre kadar sorun etmezken ha bire hamaset yapan bir ülke İran.

Hiç şansı yok, çünkü...

Düzenlediği cenaze merasiminde onlarca vatandaşının ezilerek ölmesi nedeniyle... Düşmanlarının küçümsemesine maruz kalan bir ülke İran.

Hiç şansı yok, çünkü...

Cenazede ezilerek ölmeyi takdiri ilahiye bağlayan, insan hayatına zerre kadar kıymet vermeyen bir ülke İran.

İkisi de memnun aslında

TRUMP memnun...

Azil süreci unutuldu, seçimde şansı daha da arttı falan...

İran memnun...

Protesto gösterilerinin izi bile kalmadı, rejim yeniden dirildi falan...

İran-ABD kriziyle ilgili kahvehane muhabbetleri

Uçak düşüyor, deprem oluyor... HAARP devrede oğlum...

Tiyatro bu tiyatro... “Ben burayı vurayım, sen burayı vur” oyunu oynuyorlar.

Üçüncü dünya savaşı çıkar abi... Bu iş büyüyecek, göreceksin.

Filler tepişir olan bize olur. Aman biz olaylara karışmayalım.

İran da amma tırt çıktı ha! Trump var ya... İran’dan daha deli.

Orta Doğu nasıl kurtulur?

Galeyanı bir tarafa bırakıp kafayı çalıştırarak...

Mezhepçiliği, aşiretçiliği bir tarafa bırakıp vatandaşlık bilincini geliştirerek.

Körü körüne kabulü bırakıp sorgulamaya başlayarak...

Kalabalığa uymaktan vazgeçip birey olmayı becererek...

Dindarlığının merkezine şekli değil ahlakı koyarak...

Bir kurtarıcı beklemeyi bırakıp kendini kurtararak...

Tercihlere karışmayı bırakıp tercihlere saygıyı öğrenerek.

Öfke sorununu keşfedip öfke kontrol seanslarına katılarak...

Cehalete karşı amansız bir cihat başlatarak...

Ölmek ve öldürmek yerine yaşamak ve yaşatmayı hedefleyerek...

Başkalarının dağıttığı kartları oynamak yerine kartları kendi dağıtarak...

Bağırarak konuşmayı terk edip sakince tartışma devrini başlatarak...

Suçu başkalarında değil kendinde arayarak...

 “Niye bizim üzerimize yapılan planlar bu kadar kolay uygulanıyor” diye sorarak...”

 

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar