Erdoğan: Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı Tanıtım Toplantısı'nda konuşuyor

Erdoğan: Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadı
Son Güncelleme: 1 Temmuz 2021 Perşembe 14:57
1 Temmuz 2021 Perşembe 14:42

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasının satırbaşları şöyle:

"Hazırlık sürecinde değerlendirmeleriyle eylem planına katkı sağlayan tüm taraflara şükranlarımı sunuyorum. Hususların belirlenen sürede ve çerçevede amacına ulaşmasını temenni ediyorum.

Bizim inancımızda bildiğimiz ve bilmediğimiz varlıklar içerisinde asıl olan insandır. Diğer tüm vasıflar bu ulvi sıfatın gerisinde kalır. Aile dediğimiz müessese de kadın ve erkekle mana kazanır. İnsanları sadece cinsiyetlerinden dolayı üstünlük sınıflamasına tabi tutan anlayışın bizim medeniyet ve kültürümüzde yeri yoktur. Aile yapımızla ilgili hassasiyetlerimizde kadın ne kadar sorumluluk sahibiyse, erkek de aynı derecede mesuliyet sahibidir.

"KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEMİZ İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'YLE BAŞLAMADI"

Kadına şiddet meselesinde ortada bir mağdur varsa, bir de fail mevcut demektir. Kadına yönelik şiddetle mücadele öncelikli konularımız arasında yer almıştır. Şahsen de bu konuyu takip ettim. Son günlerde bazı çevreler, 1 Temmuz itibariyle resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi'nde bir geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz bu sözleşmeyle başlamadığı gibi, bu sözleşmeyle de bitecek değildir. Sözleşmeden çekilme gerekçemizi zaten paylaştık. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadele çerçevesinde yaptığımız düzenlemelerin, uygulamaların kadınların haklarına, onurlarına sahip çıkmamızın tek nedeni insan sıfatıyla kendilerine olan saygımızdır.

Dün kadına yönelik şiddetle, kadınların insan olarak sahip oldukları haklarını kullanabilmesi için nasıl mücadele ediyorsak, bugün de yarın da aynı mücadeleyi sürdüreceğiz. Kadına yönelik şiddetin tamamen ortadan kalkması tüm kesimlerin inancı ve çabasıyla mümkündür.

Kadına yönelik şiddet pek çok faktörden etkilenen, genel şiddetten farklı dinamiklere sahip bir olgudur. Kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasına neden olan faktörlerin incelenmesi ve bertaraf edilmesi gerekiyor. Bu durum aile içinde vuku bulmuşsa, çocuklar da travmaya neden olabiliyor. Şiddeti bir davranış şekli olarak öğrenen çocukların yarının mağduru ve faili olarak karşımıza çıkma ihtimali artıyor.

Toplumsal sonuçları itibariyle şiddet depresyonun, suç oranlarının artmasına yol açıyor. Kadına yönelik şiddeti, salgınla mücadelede olduğu gibi siyasete malzeme etmeden objektif şekilde ele almamız gerekiyor. Kadına yönelik şiddet tüm ülkelerin sorunudur. Bu küresel sorunu tüm dünya gibi biz de yasal düzenlemeler, önleme, koruma ve kovuşturma alanlarında ihtisaslaşarak aşmaya çalışıyoruz. Sosyal politikalarımızı ilgili tüm kesimlerin desteğiyle kararlılıkla sürdürüyoruz.

"YENİ BAŞLIKLAR BULUNUYOR"

İlkini 2007 yılında hazırladığımız Ulusal Eylem Planımızı güncelleyerek bugüne kadar getirdik. Toplumsal, kültürel ve teknolojik değişimler çalışmaların geliştirilmesini gerektiriyor. Bugün sizlerle 4'üncüsünü paylaşacağımız eylem planımızda yeni başlıklar bulunuyor.

Nedenleri ve sonuçları itibariyle değerlendirdiğimizde kadına yönelik şiddetle mücadelede çok yönlü ve bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu görüyoruz. İlk idari ve somut adımı 2006 yılındaki başbakanlık genelgesiyle atmıştık. 3 ulusal eylem planını başarıyla uyguladık. Anayasal değişikliklerle mücadelenin hukuki zeminini güçlendirdik.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar