Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Bizi karaya hapsetme oyununu bozduk

AA Editör Masası'nın konuğu olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Libya'yla olan anlaşma ile bizi karaya hapsetme oyununu bozduk." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay:  Bizi karaya hapsetme oyununu bozduk
Son Güncelleme: 1 Ocak 2020 Çarşamba 16:26
1 Ocak 2020 Çarşamba 16:17

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

1920'de kurulan Anadolu Ajansı'nın bu yıl 100. kuruluş yıl dönümü olduğunu anımsatan Oktay, "1920'den 2020'ye 100 yıllık bir serüven. 100 yılda çok şey başardınız." dedi. Fuat Oktay, Genel Müdür Şenol Kazancı'nın şahsında tüm AA çalışanlarını tebrik etti.

Geride kalan 2019 yılına ilişkin değerlendirmesi sorulan Oktay, birçok mücadelenin olduğu bölgede Türkiye'nin üzerinde oynanan oyunlara da bakıldığında ülkenin bunlardan farklı şekilde ayrışarak çıktığını söyledi.

15 Temmuz süreciyle başlayan, sonrasında 2018 Ağustos ayındaki ekonomik saldırılarla devam eden süreci anımsatan Oktay, Türkiye'nin, terör saldırıları ve ekonomik saldırılarla sıkıştırılmaya çalışıldığını dile getirdi.

Mülteci sorunu ve yaptırım söylemlerini de hatırlatan Oktay, "2019'un sonunu düşünün.. 'Şöyle olacak, böyle olacak' senaryolarının yazıldığı bir Türkiye, bütün bunları yırtarak 2019'dan 2020'ye girmiştir." diye konuştu.

Ekonomide yaşananlara değinen Oktay, 2019'un ciddi bir mücadele yılı olacağını ancak bu mücadeleden başarıyla çıkacaklarını söylediklerini belirterek, "Türkiye, 'şunu çok iyi öğrendi' demiştik, kendisine karşı oynanmak istenen her oyuna ve kendisiyle ilgili oluşturulmak istenen her krizden ders alarak, güçlenerek çıkan bir ülke vardır. 'Türkiye'ye ne yapılmak istenirse istensin buradan da güçlenerek çıkan bir Türkiye'yi göreceksiniz' demiştik. Bugün bu oldu." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin de verdiği dinamizmle, çok hızlı şekilde ekonomik saldırıların tamamen üstesinden gelindiğini, fırlayan enflasyon rakamları, faiz oranlarının tamamen aşağı çekildiğini vurgulayan Oktay, artık tek haneli enflasyon rakamlarının konuşulmaya başlandığının altını çizdi.

Geride kalan yılda büyümeyi negatif tamamlamayacaklarını söylediklerini anımsatan Oktay, "Pozitif bir büyüme beklentisine dönüşen bir Türkiye, kısmet olursa da bu yılı 0,5 büyümeyle tamamlayacağız inşallah." dedi.

 "2020 bizim yılımız olacaktır"

Ekonomi boyutuna bakıldığında Türkiye'nin tamamen dengelenmeyi ve disiplini sağladığını aktaran Oktay, "Değişim diye ifade ettiğimiz, 2020'de bizim kendi içimizde ifade ettiğimiz boyut, artık yeniden bir şahlanış dönemine geçmek durumundayız ve bunu yapacağız. Cumhurbaşkanımızın da bize, her birimize, kabine üyeleri olarak da kendi kabinesinin her bir üyesine talimatı budur. 2020 bizim şahlanış yılımız olacaktır." diye konuştu.

Siyasi gelişmeleri de değerlendiren Oktay, Suriye ve Irak'taki belirsizliğe işaret ederek, Türkiye'nin sınır boyunca güvenli bölgeler dışında tehdit alan bir ülke haline geldiğini, neredeyse bir terör devletinin kurulması aşamasına gelindiğini söyledi. Fuat Oktay, şöyle devam etti:

"Türkiye 2019'da, 'Ne işiniz var Suriye'de' diyenlerin kulaklarını çınlatmak için söylüyorum, kendisine hazırlanan bu planı da yırtarak çıkmıştır oradan. Barış Pınarı Harekatı'yla sadece bölgedeki terör devletiyle ilgili oluşturulan hattı yırtmayla kalmamış, onun ötesinde buralardaki haklılığını gerek Rusya ile gerek ABD ile de aynı masada oturarak ve aynı zamanda karşılıklı oturarak, oradaki haklılığını teyit etmiştir. Yapılan anlaşmalara uymuşlardır, uymamışlardır, bu başka bir konu. Biz şunu söylüyoruz, Türkiye olarak bir şeyin altına imza attıysak, biz büyük devletiz, binlerce yıllık bir devletiz, biz buna uyarız. Dolayısıyla bu tüm konularda böyle olmuştur. Burada da biz yaptığımız anlaşmalara uyduk."

Rusya ve ABD ile yapılan mutabakatları hatırlatan Oktay, "Orada da kendisine karşı yapılan çok farklı bir planı yırtarak çıkan bir Türkiye var." dedi.

Suriye ve dünyanın diğer yerlerindeki olaylarla ilgilenirken, bir taraftan Doğu Akdeniz'de aşama aşama etrafı sarılan bir Türkiye görüldüğünü anlatan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz bunu görüyorduk, buna göre de tedbirlerimizi alıyorduk zaten. Buradan da özellikle son dönemde Libya ile yapılan bu Münhasır Ekonomik İşbirliği Anlaşması ile birlikte burayı da yırtarak devam ettik. Buradan da yırtarak çıktık. İki şekilde yırtarak çıktık. Bir, Yunanistan'ın ve Güney Kıbrıs'ın gerek karşıdaki kıyı komşu ülkelerle yaptıkları anlaşmalar...Mısır'dır, daha önceden yapılan Lübnan, İsrail ile yapılan anlaşmalar, o çerçevede bölgedeki hidrokarbon kaynaklarını tamamen kendi çıkarları doğrultusunda kullanması ve oradaki Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan Türk toplumunu tamamen dışlaması ve Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs'ın çıkarlarını yok sayacak şekildeki harekatını biz orada Fatih ve Yavuz'u göndererek, Barbaros'u göndererek, hem sismik ama onun ötesinde sondajlara girerek bir o planı yırttık. Ama bunu yaparken de şunu söylüyoruz, 'Bunun riskleri varsa biz bunun risklerini alırız.' "

Bunun için de çok eleştirildiklerini belirten Oktay, "Ne işiniz var orada" diye sorulduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ayaklarımızı suya sokamayacak bir konudan bahsediyoruz" dediğini ifade eden Oktay, şunları kaydetti:

"(Libya'da ne işimiz var), 'Kıbrıs'ta ne işimiz var' diye soranlara sesleniyorum, biz ayaklarını suya atamayacak bir şekilde veya olta atamayacak şekilde, bize karşı oynanan oyunlar var, bunları yırtmak üzere oradayız. Bu oyunları bozmak üzere oradayız. Bence kamuoyunun da -bazılarının bu konuyu pek anlayabileceğini zannetmiyorum ama Meclis'te de gördük, durumlarını da performanslarını da gördük ne yazık ki- orada ne olduğunu, Cumhurbaşkanımızın ne demek istediğini biraz daha irdelemesi gerekiyor sanırım. Buradan sizlere de özellikle ifade etmek isterim. Bir Doğu Akdeniz'de bunu yırttık, bu oyunu bozduk, iki, Libya'yla olan anlaşma ile bizi karasularımıza hapsetme, sularımız da değil karaya hapsetme oyununu bozduk. Yunanistan'ın son zamanlarda gündeme getirdiği bir harita var. Adım adım... Türkiye, zannediyorlar ki sadece içeride, Türkiye içeride değil hem içeride hem dışarıda hem komşularıyla gelişmeleri anbean takip eden bir ülkedir. Dolayısıyla gelişmeleri çok dikkatle takip ettik, ediyoruz. Bunlara da müsaade etmeyeceğimizi ifade ettik. Ama bunu ifade ederken de şunu söyledik, sonucu ne olursa olsun. Biz tarihte de bunu yaşadık. Risk varsa alırız, gereği neyse yaparız."

Türkiye'nin yaptırımlarla tehdit edildiğini dile getiren Oktay, Barış Pınarı Harekatı'nda bütün dünyanın Türkiye'nin karşısına dikildiğini söyledi.

Türkiye'nin Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekatlarında olduğu gibi Barış Pınarı Harekatı'nda da PKK/PYD, DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadele ettiğini belirten Oktay, "Peki terörle mücadele eden devletler, hangi saikle hepsi birden karşımıza dikilir? Bir tanesi, iki tanesi, hadi 3-5'i dikilir karşımıza. Barış Pınarı Harekatı'nda bambaşka bir şeyi gördük, hep birlikte gördük bunu, bütün dünya karşımızdaydı. Peki içerideki muhalefet buna ne dedi? 'Görmüyor musunuz kardeşim bütün dünya karşınızda, yanlış yaptığınızı görmüyor musunuz?' Biz tam tersine ne kadar doğru yaptığımızı gördük burada. Bu terör örgütlerinin arkasında kim var ve bu terör örgütü devletini burada kim tasarlıyor, kim kuruyor dediğinizde adeta bize karşı çıkanlar el kaldırdılar, 'biz buradayız' diye." değerlendirmesinde bulundu.

"Yani bunun kasıtlı, bilinçli olarak, herhangi bir bilgi eksikliğinden kaynaklandığını düşünmüyorsunuz, bu taraf tutmanın." sorusu üzerine Oktay, "Kesinlikle değil." karşılığını verdi.

"Muhataplarınızla o masalarda neler konuştunuz?" sorusuna Oktay, şu cevabı verdi:

"Bütün her şeyi biz açıklığıyla konuştuk. Yani Cumhurbaşkanımızın herhangi bir masada dışarıda söylediği hiçbir şeyden eksik söylediği bir konu yoktur. Bütün açıklığıyla, bütün çıplaklığıyla muhatabına ifade eder. Biz de kendi görüşmelerimizde bütün açıklığıyla bunu konuşuruz. Ve masada bize yanlış olduğumuzu anlatan hiç kimseyi görmedik. Ama masadan kalktığımızda sahaya bakıyorsunuz aynı şeyler devam ediyor."

Oktay, Türkiye'nin ekonomik saldırılarda oyunu bozduğunu vurgulayarak, risk primlerinde ciddi bir düşüşle yeniden 300'ün altına inildiğini, bunun 2020'de daha da düşerek devam edeceğini söyledi.

Türkiye'nin Suriye'de ve Libya ile anlaşarak Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de oyunu bozduğunu yineleyen Oktay, "Bu, diğer alanlarda da devam edecek zaten. Türkiye'ye oyun kurmak isteyen her kim varsa bilsin ki bölgede Türkiye'ye karşı kurulan oyunlar başarılı olamaz. İki, bölgede her kim varsa bölgeye karşı bir niyeti varsa, kusura bakmasın. Türkiye, kendi çıkarları aleyhine herhangi bir faaliyete müsaade etmez. Türkiye'siz herhangi bir planın başarılı olma şansı asla ve asla yoktur. Kim olursa olsun. Bunu açıkça da söylüyoruz." dedi.

Yaptırımlara da değinen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçende bir yerde davetliydim, orada da sordular. 'Senatoya ne vermeyi düşünüyorsunuz' gibi çok ilginç bir soru vardı. Anlamadık, ne demek, senatoya ne vermemiz gerekiyor? 'İşte yani biliyorsunuz, Trump Türkiye tezlerini destekliyor, Trump'ın elini güçlendirmek için senatoya ne vermeyi düşünüyorsunuz?' Senatoya niye biz bir şey verelim anlamadık. Bizim senatomuz, bizim parlamentomuz yok mu? Siz bizim parlamentoya ne vermeyi düşünüyorsunuz? Siz bizim Cumhurbaşkanımıza ne vermeyi düşünüyorsunuz? Hiç bir ilişki tek yönlü değildir. Türkiye'yi ve Türk insanını iyi tanımak gerekiyor. Eğer ki bir şeyi yaptırmak istiyorsanız tehdit edin, bu kadar basit. Tehditlere boyun eğmeyen bir milletiz biz. Yaptırım koyacaklarmış, bilmem A, B, C şahsına, malvarlığına el koyacaklarmış... Orada zaten o listede olmadığımız zaman üzülen insanlarız, 'biz niye o listede yokuz' anlamında. Olduğumuz zaman da sevinen insanlarız. Aynı şeyi AB yapmak istedi. Kıbrıs'ta yapmak istedi ve bugün de bir karar geçirdi. Aynı şeyi söyledik, buyurun istediğinizi yapabilirsiniz. Sakın ola ki bizi tehdit etmeyin, Türkiye ile ilişki kurmanın yolu tehdit değildir."

Bir taraftan bunlar olurken, diğer taraftan da Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem Rusya ile hem de Amerika ile liderler seviyesinde, aynı zamanda İngiltere, Fransa, Almanya dahil ve Avrupa Birliği dahil en rahat görüşen, en sık görüşen, en kritik konularda ortak payda olduğunu belirten Oktay, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in birkaç gün sonra Türkiye'ye geleceğini, telefon görüşmelerinin diplomasi boyutunda sürekli devam ettiğini aktardı.

"Sessiz sedasız bir çok devrim"

Ekonomik boyutta sessiz sedasız birçok devrimin yaşandığını dile getiren Oktay, 27 Aralık'ta Türkiye'nin otomobili tanıtımını anımsattı.

Hiçbir çalışmanın durmadığını vurgulayan ve Devrim otomobilleriyle başlayan sürecin durdurulmamış olması halinde bugün bambaşka bir yerde olunacağına dikkati çeken Oktay, TANAP Projesi'ni hatırlatarak, "Aslında bu sadece bir enerji koridoru değil, bir barış koridorudur." ifadesini kullandı.

Yapımı süren projelere ilişkin bilgi veren Oktay, Türkiye'nin kendi uydularını ve fırlatma sistemlerini yapma anlamındaki çalışmaların da tüm gücüyle devam ettiğinin altını çizdi.

Savunma sanayindeki gelişmelere de değinen Oktay, şöyle devam etti:

"S-400 krizi yaşadık ve orada da aynı şeyi söyledik 'bizi tehdit etmeyin, bakın biz bir söz verdikse, imza attıksa bunun arkasında dururuz. Ama F-35? Ne alakası var F-35 ile S-400'ün? F-35 İsrail'de uçtuğu zaman bölgeden teknolojisi çalınmıyor da Türkiye'de uçtuğu zaman mı bölgeden teknolojisi çalınıyor? S-300'ler Yunanistan'da ve Güney Kıbrıs'ta konuşlandığı zaman teknoloji çalınmıyor da Türkiye'de S-400 konuşlandığı zaman mı teknolojiyi çalıyor? Orada da izah ettik durumu."

Bu konunun başka saiklerle gündeme getirilen bir konu olmadığını, Türkiye'nin ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkan bir konu olduğunu vurgulayan Fuat Oktay, şunları söyledi:

"S-400'lerle ilgili Patriotlarla vermediniz buradaydık, bugün F-35'lerle ilgili yaptığınız şey hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Hiçbir devletin bırakın büyük devlet olmayı, devletin, hatta şahsın bile yürütebileceği bir süreç değildir. Attığınız imzaya, çıkacaksınız her türlü taahhüdünüzü yerine getireceksiniz ülke olarak, ödemesini yapacaksınız, ondan sonra uçaklar çıkacak, dördü teslim edilecek, dördü teslim edilmiş durumda şu anda Amerika'da. Şu anda ikisi Türkiye'ye gelmiş olması gerekiyordu. Ondan sonra diyeceksiniz ki 'pardon biz sizi çıkarıyoruz'. Niye? 'S-400'le alakalı'. Ne alakası var kardeşim? Konuları birbirinden ayırabilecek kadar da tecrübeli olmanız gerekiyor büyük devletseniz."

Türkiye'nin Rusya ile birçok alanda iş birliği yaptığını ancak birçok alanda da hemfikir olmadığı konuların bulunduğunu anımsatan Fuat Oktay, "Libya gibi veya Suriye'de de birçok konuda. Ama iş birliği yapabiliyoruz, Amerika ile de öyleyiz, iş birliği yaptığımız birçok alan var aslında ama sorunlu olduğumuz alanlar da... Bunları ayırmasını bilecek kadar tecrübesi olan bir millet ve devletiz." dedi.

"Yaptırımları yapabilirsiniz ama biz geri adım atmayacağız." dediklerini aktaran ve "F-35'leri şimdi getirdiler, en son kendi bütçeleri ile ilgili bir yasadan yaptırımları geçirdiler." ifadesini kullanan Oktay, konunun Türkiye'yi nasıl etkileyeceğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

"Etkileyecek bizi. Bizi kendi savaş uçağımızı bir an önce yapmamız konusunda çok ciddi şekilde kamçılamış durumda bu. Biz böyle bir milletiz. Fazla rahatı da pek sevmeyen, özellikle böyle teknolojik konularda, ekonomik konularda falan hafif tehditvari bir şey gelince, yani 10 günde yapacaksak 5 gün de yaparız, 5 günde yapacaksak 3 gün de yaparız. Şimdi bizi çok ciddi kamçılamış durumda. Aynen İHA'larda ve SİHA'larda olduğu gibi. Yarın Türkiye savaş uçağını da yapacak. Şu anda da hamdolsun programı da oldukça iyi gidiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da konuyu çok yakinen takip ediyorlar. Bunu da yapacağız hem insanlısını hem insansızını hem de F-35 veya ötesindeki bir özellikle bunu yapıyor olacağız. Yaptırımlar gelecekmiş, 1915 olaylarıyla ilgili yaptırım gelecekmiş... Getirebilirsin kardeşim, o da siyasi yaptırım, bağlayıcılığı yok."

Tüm bunların Türkiye'yi kamçılayan olaylar olduğunu vurgulayan Oktay, "2019'da savunma sanayinde de savunma bu S-400 uzun menzilli ama kısa menzilli alanda da ciddi başarı sağladığımız bir dönem oldu. Orta menzilli savunma sistemleri ile ilgili çalışmalarımız ve uzun menzilli başlamış oldu. O da bizi kamçılamış oldu. Şu an onlar da başladı, onları da elde edeceğiz." diye konuştu.

Akıllı mühimmatlar konusunda da benzer bir durum olduğunu, sonrasında Türkiye'nin bunu kendisinin ürettiğini anlatan Oktay, Türkiye'nin yıl içerisinde kendi motorunu da yaptığını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2019'un birçok alanda ciddi ilerlemelerin olduğu bir yıl olduğunu kaydederek, "Eğer biz negatif bakıyor olsaydık 27 Aralık'taki yerli otomobili çıkaramazdık, biz hiçbir şeye negatif bakmıyoruz. Olan her krize biz fırsat olarak bakarız. Ne öğreniriz, bunun üstesinden geçip, gelip Türkiye'nin çıkarlarına bunu nasıl dönüştürebiliriz? Hamdolsun ikisini de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde de yapabilecek güçte ve kabiliyette bir Türkiye var." dedi.

"Sorunların yüzde 98'inin uygulamadan kaynaklandığını gördük"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili Oktay, "Sorunların yüzde 98'inin uygulamadan kaynaklandığını gördük, sistemden değil." diye konuştu.

"Bugün itiraz edenler, yarın o araçlara ilk binenler olacak"

Türkiye'nin Otomobili hakkında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Bugün klasik teknolojiyle çıksaydık bir anlamı yoktu ama farklı teknolojiyle, doğru zamanlamayla pazara giriyoruz." dedi.

Oktay, "Bugün itiraz edenler, yarın o araçlara ilk binenler olacaktır." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye'nin Otomobiliyle ilgili, "Minimum yüzde 50-51 yerlilikle başlıyoruz." dedi.

Oktay, "Devrim araçlarıyla kaçırdığımız bir fırsatı, şimdi elektrikli ve akıllı araçlarla yakalamış durumdayız." diye konuştu.

Kanal İstanbul Projesiyle ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Tamamen kendi kanunlarımıza göre oluşturduğumuz bir alternatiftir. Buranın daha avantajlı olduğunu herkes görecek." dedi.

Yerel Yönetimler Yasası hakkında Oktay,"Genelde gelir artırıcı önlemlerle ilgili talep olduğunu görüyoruz." diye konuştu.

Libya tezkeresi TBMM'de olmasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Ümit ediyoruz onay alarak çıkacaktır. Tezkere bir yıl için geçerlidir, ihtiyaç ne zamansa gerektiği şekilde gerektiği miktarda gönderilir."" ifadelerini kullandı.

Oktay, "Libya tezkeresinin içeriğine baktığınızda tezkere, insani yardımdan askeri katkıya kadarki aralıkta her şeye müsaade ediyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Libya ile mutabakat hakkında, "Bölgenin de çıkarına olan bir şey, bir barış projesi. Burası Türkiye'nin hareket sahasıdır." dedi.

Oktay, "Ümit ediyoruz ki bu derece bir davete gerek kalmaz, caydırıcı bir rolü olur, taraflar bu mesajı doğru anlar." diye konuştu.

 

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar