Bahçeli Kılıçdaroğlu'na yüklendi: İhanete methiyeler düzmek şerefli bir tavır mı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı konuşmada "Demirtaş'a sahip çıkmanın insani bir görev olduğunu açıklayan CHP Genel Başkanı Allah için bize söylesin bu açıklamayı yapmak insanlık mıdır? İhanete methiyeler düzmek şerefli bir tavır mıdır?" dedi.

Bahçeli Kılıçdaroğlu'na yüklendi: İhanete methiyeler düzmek şerefli bir tavır mı?
Son Güncelleme: 4 Haziran 2022 Cumartesi 16:43
4 Haziran 2022 Cumartesi 16:15

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Siyaset Okulu Sertifika Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Bahçeli, cezaevinde tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı. Kılıçdaroğlu'nun Demirtaş ile ilgili sözlerine tepki gösteren Bahçeli, "Demirtaş'a sahip çıkmanın insani bir görev olduğunu açıklayan CHP Genel Başkanı Allah için bize söylesin bu açıklamayı yapmak insanlık mıdır? İhanete methiyeler düzmek şerefli bir tavır mıdır?" diye sordu.

Bahçeli, "Teröriste terörist diyemeyenler bölücü terör örgütüyle arasına duvar öremeyenler siyasetçi olmadığı gibi bu milletin gerçek evlatları da olamazlar." ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Siyasetin de bir ahlakı, bir aklı, manevi bir çatısı vardır ve olmalıdır, aksi halde siyaset ve icracısı olan siyasetçi en sert kavgaların, en çetin krizlerin hem müellifi hem de müşterisi olmaktan yakasını kurtaramayacaktır. Bu durum bir tuzaktır derin bir uçurumdur. Bazı siyasi zihniyetlerin hali pür melali tıpkısının aynısı budur. Düştükleri uçurumun farkına varamadıklarından dolayı yanlışa gömülmüşlerdir.

Türkiye'nin aleyhin siyaset içinde olanlar, çarpacak sahil arayan dümeni kırık metruk tekne gibidirler. İradesine yabancıların emanetine bırakmış siyasi devşirmelerin kafa ve vicdan hürriyetleri de maalesef askıya alınmıştır.

Türkiye'nin siyaset ve demokrasi hayatının en ciddi sorunlarından birisi muhalefetin şahsiyet ve basiret yoksunluğudur. Şahsiyet yoksa şuur da yoktur. Şuursuz bir siyaset çamurluktur, çürümüşlüktür. Kendi kendini yiyip bitiren organizma ne ise tek kelime ise odur.

KAMYON FARINI GÖRÜP OLDUĞU YERDE ÇAKILAN TAVŞAN GİBİDİR

Güven vermeyen gücünü milletten ziyade millet dışı aktör ve küresel mihraklardan aldığını zanneden böylesi bir teslimiyete böylesi bir sömürüye istekli ve iştahlı olan siyasetçiler ruhen iflas etmiş, esasen zilletin dibini boylamışladır. Bunlar aslında kamyon farını görüp olduğu yerde çakılan tavşan gibidir.

Bizim irademizin kaynağı Türk milleti himaye edenimiz ise Cenabı Allah'tır. Bizim için siyaset yıkımın ve yozlaşmanın kılıfı değil millete hizmetin onuru ve omuz başıdır. Dışımız alemle içimiz de Allah'la beraberdir.

Gölge oyununun oyuncuları bizim siyasetimizi anlayamaz. Siyasetin özü irade öznesi insandır. Ve insan yaratılmışların en şereflisi olmasının yanı sıra gelişime değişime açık bir varlıktır. Biz siyasetin geleceğini düşünüyorken aynı anda geleceğin siyaset yapma şartlarını bugünden araştırmak, analiz etmek, üzerinde gece gündüz düşünmek mecburiyetindeyiz. Çünkü biz saman alevi değiliz.

TÜRKİYE'NİN TALİHSİZLİĞİ BU KİRLİLİĞE MUHATAP KALMASIDIR

Egoizm bir hastalıktır, dahası psikolojik bir hasardır. Bu hastalığa yakalananlar yüksek bir hedefle bağlanamaz. Bencilliğin esiri olanlar nefsine boyun eğenler siyaseti çıkar ve ikballerinin aracı yapanlar ne ülkesine ne de milletine yürekten muhabbet duyamaz. Kalbi temiz olmayanın siyaseti kirlidir. Türkiye'nin talihsizliği bu kirliliğe muhatap kalmasıdır. Ne yapalım kaderimiz böyle deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Çok şükür cahillerden olmadık bunda da asla niyetimiz yoktur.

İHANETE METHİYELER DÜZMEK ŞEREFLİ BİR TAVIR MI?

Siyaset özelde insana genelde millete fedakarca hizmetin demokratik vasıtasıdır. Siyasetçi ise hem milletin gönlünü hem de Allah'ın rızasını kazanmakla mükelleftir. Hainden siyasetçi olamaz. Gerçek bir siyasetten hain çıkamaz. İhanetin siyasetten asla açılamaz. Siyaset suç ve suçlunun sığınma kampı saklanma ve palazlanma sahası sayılamaz. Bu nedenle teröriste destek veren, terörün izinden gideni askerlerimize polisimize saldıran, ve kurşun atanlarla can ciğer kuzu sarması olan eniği cücüğü kim varsa siyasetin değil bizatihi adaletin ve hukukun konusudur. Teröriste terörist diyemeyenler bölücü terör örgütüyle arasına duvar öremeyenler siyasetçi olmadığı gibi bu milletin gerçek evlatları da olamazlar. Terörist Demirtaş'a sahip çıkmanın insani bir görev olduğunu açıklayan CHP genel başkanı Allah için bize söylesin bu açıklamayı yapmak insanlık mıdır? İhanete methiyeler düzmek şerefli bir tavır mıdır?

Üzülerek görüyorum ki bazı siyasetçilerin beyni kendi kendini çoktan öğütmüş, bunun yanı sıra vicdan ölümleri de maalesef gerçekleşmiştir. Bunları uyarıyorum kontrol edilemeyen her şey insan için tehlikedir.

Bunların siyasetlerinde ahlak yoktur millet yoktur dürüstlük yoktur gelecek yoktur vatandaşlarımıza huzur yoktur. Karamsarlık aşılamaları kesinlikle tutmayacak hiç kimse de itibar etmeyecektir.

Küresel tertipler boşa çıkacak. bölücü terör örgütünün kafası ezilecek bir kere yükselmiş al bayrak asla inmeyecek. Ne diyordu aziz Atatürk bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederse yıldırımı alsınlar yapıversinler.

BİR DAVA ADAMI ASLA VAZGEÇMEZ

Bir dava adamı asla vazgeçmez. Biliniz ki kaybettiğinizde değil vazgeçtiğinizde yenilirsiniz.

Bazı icazetli ve iradesiz siyaset temsilcileri köşeye sıkışında fikir ve düşünce hayatımızın mimarlarına yalandan sahip çıkıyorlar. Zaman zaman Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Erol Güngör Ve Mehmet Eröz'e atıf yapmak suçluluk psikolojilerini bastırmaya çalışıyorlar. Anlayacağınız inanmıyorlar ama buna da hissettirmeden uyum göstermeye çalışıyorlar. Halbuki yırttıkları yama tutmuyor siyasetleri sözlerini teyit etmiyor. Kafası karışık olanların kararları da karma karışıktır. Milliyetçi olmak önce özümsemek önce hissetmekle olacaktır. Yüzeyde milli, dipte kozmopolit, sözde milliyetçi özde işbirlikçi olanların ne Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Erol Güngör'ü ağızlarına almaya yürekleri yetecektir. Siyasi ömürlerine bakmaksızın mazisi yarım asrı aşan milliyetçi ülkücü hareketle boy ölçüşmek hiç kimsenin harcı olamaz.

ETRAFIMIZ FİTNE KUŞATMASI ALTINDADIR

Görüyorsunuz etrafımız fitne kuşatması altındadır. Yunanistan Başbakanı Bodrum açıklarındaki adalara gelme kararı aleni bir tahriktir nitekim her ihtimali gündeme taşıyan bir provokasyondur. Bu şahsın Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne veya ABD'ye şikayeti NATO'ya da şikayet etme hazırlığı karşımızdaki husumet cephesinin gün geçtikçe genişlediğine işarettir. Müttefik zannettiğimiz ülkelerin kahir ekseriyeti bölücü terör örgütüyle iç içedir. Türkiye'nin var oluş mücadelesi bir yandan terör örgütüyle diğer yandan emperyalizme piyonluk yapan Yunanistan vasıtasıyla engellenmek istenmektedir. Bu vatan bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuştur.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar