İstanbul’da su krizi derinleşiyor: Doluluk oranı yüzde 20’ye geriledi

Marmara Bölgesi’nde yağışların yetersiz kalması İstanbul’daki su kaynaklarını kritik seviyelere çekti. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, bugün itibarıyla kent genelindeki barajların ortalama doluluk oranı yalnızca yüzde 20,29’a düştü. Bu oran, son 5 yılın aynı dönemine göre en düşük seviye olarak kayıtlara geçti.

BEŞ BARAJDA SEVİYE YÜZDE 20’NİN ALTINDA

Kente su sağlayan 10 barajdan 5’inde doluluk oranı yüzde 20’nin altına indi. Kazandere Barajı, yalnızca yüzde 1,97’lik doluluğuyla en düşük seviyede yer aldı. Pabuçdere’de bu oran yüzde 3,89, Alibey’de yüzde 12,5, Sazlıdere’de yüzde 19,76, Ömerli’de ise yüzde 17,83 olarak ölçüldü. İstanbul’un en büyük barajlarından Terkos’ta su seviyesi yüzde 22,61, Büyükçekmece’de yüzde 22,13, Istrancalar’da yüzde 20,78 olarak tespit edildi. Darlık’ta doluluk yüzde 22,99, Elmalı’da ise yüzde 50,68 seviyesinde bulunuyor.

Kentin toplam baraj ve gölet kapasitesi 868 milyon 683 bin metreküp iken, bugün itibarıyla depolardaki kullanılabilir su miktarı yalnızca 176 milyon 12 bin metreküple sınırlı.

SON 10 YILIN KASIM VERİLERİ

İSKİ’nin geçmiş yıllara ait istatistiklerine göre, 21 Kasım itibarıyla barajlardaki doluluk oranları 2016’da yüzde 35,27, 2017’de yüzde 55,09, 2018’de yüzde 48,61, 2019’da yüzde 37,13, 2020’de yüzde 26,43, 2021’de yüzde 41,95, 2022’de yüzde 35,4, 2023’te yüzde 23,08 ve 2024’te yüzde 27,49 seviyesindeydi. Bu yıl ise aynı tarih itibarıyla oran yüzde 20,29’a kadar düştü.

“ALARM SEVİYESİNE YAKLAŞIYORUZ”

İstanbul Aydın Üniversitesi’nden meteoroloji mühendisi Dr. Öğr. Üyesi Güven Özdemir, Türkiye genelinde özellikle nisan ayından itibaren etkili olan kuraklığın kentteki su kaynaklarını ciddi biçimde etkilediğine dikkat çekti. Eylül ve ekim aylarından umutlu olsalar da beklenen yağışların alınamadığını söyleyen Özdemir, sadece Doğu Karadeniz’de sınırlı yağış gözlendiğini ifade etti.

Özdemir, “İstanbul’daki barajlara baktığımızda yüzde 20 civarında bir doluluk var. Bazı barajlarımızda da yüzde 20’nin altında bir doluluk gözüküyor, bu büyük bir tehlike. Yavaş yavaş risk büyüyor, alarm seviyesine yaklaşıyor. Çünkü barajlar yüzde 10’un altına düştüğü zaman artık kullanma şansımız kalmıyor. Çünkü oradaki çamur ve dip suyu olduğu için arıtması daha maliyetli olacaktır.” dedi.

ARALIK VE OCAK BELİRLEYİCİ OLACAK

Özdemir’e göre, İstanbul’un su kriziyle karşı karşıya kalmaması için aralık ve ocak aylarında yeterli yağışların alınması gerekiyor. Aksi takdirde kenti çok daha ciddi bir tehlikenin beklediğini vurgulayan uzman, su tasarrufunun yalnızca musluklardan akan suyla sınırlı düşünülmemesi gerektiğini ifade etti:

“Su tasarrufu sadece musluktaki suyumuzun az kullanılması değil, elektriğimizi de ona göre kullanmamız lazım. Çünkü elektrik biliyorsunuz hidrolojik santrallerinden de elde edilebiliyor. Mümkün olduğu kadar enerjimizi az kullanmamız gerekiyor. Tarım alanlarının sulamasında artık normal vahşi sulama değil de damlalık sulamaya geçmemizde fayda var. Çünkü çok büyük tatlı su harcamamız var.”