Mahir Ünal, Erdoğan’ın anket çıkışının perde arkasını anlattı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, 31 Mart’taki seçimler için ‘Anketlere güvenmiyorum’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkışının perde arkasını anlattı.

Mahir Ünal, Erdoğan’ın anket çıkışının perde arkasını anlattı
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 12:02
8 Mart 2019 Cuma 09:51

Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı bir programda, “Manipülasyon var. Artık anketlere inanmıyorum" ifadelerini kullanmıştı. AK Parti Tanıtım ve Medya'dan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Habertürk’e Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anket çıkışının perde arkasını anlattı.

"Bununla ilgili konuştuğumuz her şey anketler için de geçerli. Akışkanlığın, anlık interaktif iletişimin, her bir bireyin cep telefonundan anında bilgiye ulaşmasının doğurduğu bir sonuç var" diyen Ünal, şunları kaydetti:

"Seçmen psikolojisi ve gündem hızla değişiyor. Sahadan anket yoluyla çektiğiniz bir veri, sadece o andaki algıyı ve psikolojiyi yansıtıyor. Bu bir iki gün içinde kaçınılmaz olarak değişmiş oluyor. Yüz yüze anketlerde anket firması saha firmasına sipariş eder. 2 gün sorular hazırlanır. Sonra 1 hafta sahaya çıkılır. 2 gün sonuçlar bilgisayara yazılır. 2 gün de analizi sürer. Anket firması size 15 gün sonra bir sonuç sunar. O sonuç, on beş gün öncesinin sahasını yansıtır, bugünü değil."

 Mahir Ünal’ın verdiği röportaj şöyle:

Seçmen davranışları o kadar değişken mi?

Tam da onu söylüyorum. Seçmen davranışına etki eden faktörler artık akışkan ve değişken hale geldi. Dünyada artık seçmenin ilgilerine ve isteklerine yönelik veri çekmeye dönük dijital platformlar var. Bu verilerin sağlıklı olabilmesi için de gerçek kişilerle yapılması gerekir. Mesela araştırma şirketlerinden biri olan KONDA anket sonucu açıklamayacağını duyurdu çünkü sahayı okuma yöntemlerinin değiştirilmesi gerekiyor. Bazılarını bunu şöyle okuyor; Türkiye'de seçim belirsiz olduğu için saha okunamıyor. Hâlbuki bunun sebebi araştırmalarda kullanılan araçların ve yöntemlerin yetersizliğidir. Anlamak için kullandığımız yöntemler ve anlaşmak için kullandığımız dil değişiyor. Eski araç ve yöntemlerimizle bugünü okumaya çalışmamız artık işlemiyor. Peki sahaya dönük bir çalışma yapmıyor muyuz? Çok amaçlı, boyutlu ve katmanlı araştırmalar yapıyoruz ve sahada bir sorun görmüyoruz.

Peki yaptırdığınız anket sonuçları ne gösteriyor? AK Parti oyları Cumhurbaşkanlığı seçimine kıyasla yerel seçimlerde artacak mı azalacak mı?

Uzun dönemden beri muhalefete dönük dile getirdiğimiz bir ifademiz vardı, ‘siyasetsizlik.' Bu artık ‘iletişimsizlik'e dönüşmüş durumda. Artık kamuoyuna da bir şey söylemiyorlar. Biz iki aydan beri sahadayız. Peki CHP ve İYİ Parti ne yapıyor? Sahada bir iletişim ve kampanya yürüten birilerini görüyor musunuz? Yoklar. Dolayısıyla ilk defa garip bir şekilde muhalefet ortada yok.

Yaptığınız araştırma sonuçlarında da bunu görüyor musunuz?

Kararsız seçmen sayısında yüksek bir artış var. "Peki bu seçmen önceki seçimlerde kime oy vermiş" diye bakıyoruz. Daha önce muhalefete oy vermiş. Bu kararsızlığının nedeni siyasi düşüncesini paylaştığı partinin siyasetsizliği ve iletişimsizliği.

Kimi yorumcular seçime katılımın az olacağını düşünüyor. AK Parti seçmeninde de kararsız bir kesim olduğuna dair bulgular var mı?

Ne sahada ne de araştırmalarda böyle bir şey yok çünkü AK Partili seçmen, muhalefetin tavrına rağmen, olup bitenlerin son derece farkında. Vatandaş, meselenin bir memleket meselesi olduğunun ve siyasetsizliği, iletişimsizliği, beceriksizliği hat safhada olan muhalefetin herhangi bir şekilde Türkiye'yi sırtlayıp taşıyacak bir gücünün ve çözüm kapasitesinin olmadığını görüyor. Seçmen 17 yıldan beri sorunları çözen ve bu kapasiteye sahip olan AK Parti'yi ve Recep Tayyip Erdoğan'ı net bir şekilde görüyor. Dolayısıyla burada, seçmenin kanaatiyle ilgili bir sorun yok. Hangi siyasi görüşten olursa olsun insanlarda ‘AK Parti ne söylüyorsa yapar' anlayışı var. Araştırmalarda da AK Parti'ye icraat ve güvenilirlik konusunda çok yüksek bir destek var. Bir siyasi parti için en kıymetli olan budur. Seçmen dünyadakine benzer sorunlar yaşandığını görüyor ve zaman zaman daralıyor ancak bu sorunları kim çözer diye baktığında yine Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti'yi görüyor.

AK Parti ilk kez bir yerel seçime ittifakla girecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan ittifakla ilgili ilginç bir açıklama yaparak "Konsolidasyon tam olarak sağlanamadı" dedi. İttifakla seçime giriyor olmanızın sahada dezavantajlarıyla karşılaşıyor musunuz? "Konsolidasyon tam olarak sağlanamadı" sözü ne anlama geliyor?

İki farklı siyasi partinin, Cumhur İttifakı başlığı altında, siyasi kimliklerini koruyarak bir yol arkadaşlığı yapmasını konuşuyoruz. Cumhur ittifakı bir seçim ittifakı değil, 15 Temmuz gecesi bir beka ve memleket meselesinin doğal sonucu olarak ortaya çıkan bir ittifaktır. Bunu nasıl yönetmek gerekir? Biz seçim büroları, çalışmaları, koordinasyonu nasıl olacak, ortak aday gösterdiğimiz yerlerde ne yapılacak, aynı yerlerde farklı adayların durumu nasıl olacak, bütün bunlar üzerine on maddelik bir genelge oluşturduk ve hem MHP hem de AK Parti teşkilatlarına bu genelgeyi gönderdik.

Bütün bunların amacı iki partinin konsolidasyonu ve ortak hareket etme becerisini en üst seviyeye çıkarmak. Her iki partinin de genel başkan yardımcıları olarak sürekli görüşme halindeyiz ve illerimize bir sorun çıktığı zaman "Birbirinizle konuşmak yerine AK parti ve MHP il başkanı bunu kendi genel merkezine iletsin, genel merkezler de bunu konuşsun" diyoruz. Çünkü bunu bir sistemle yönetebilirsiniz ve bu da bir süreç gerektiriyor haliyle”

 

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar