için kaldı

Cülus nedir? Osmanlı'da Cülus bahşişi nedir, kimlere verilir?

Osmanlı döneminde kullanılan bazı kelimelerin ne anlama geldiği merak ediliyor. Merak edilen kelimelerden biri de Cülus nedir? Osmanlı'da Cülus bahşişi..

Cülus nedir? Osmanlı'da Cülus bahşişi nedir, kimlere verilir?
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:51
3 Nisan 2018 Salı 10:56

Mehmeh Bir Cihan Fatihi dizisinin başlamasıyla birlikte Osmanlı dönemindeki bazı kelimelerin anlamı merak edilmeye başladı. Konusu geçen Cülus nedir? Osmanlı'da Cülus bahşişi nedir,kimlere verilir?

Cülus nedir?

-Tahta çıkma, hükümdarlık tahtına oturma.

-Cülus, Osmanlı İmparatorluğu'nda, padişahlığa seçilen şehzadenin padişahlığının ilan edilmesi için yapılan törene verilen addır.

Osmanlı dönemine ait bir çok terim bulunmaktadır ve bunların çoğu Arapça kökenlidir. Her terimin ifade ettiği anlam farklıdır. Osmanlı döneminde yapılan şeyler günümüzden çok farklıdır. Padişahlık dönemi olduğundan birbirinden farklı terimler kullanılmıştır. Farklı bölümlere ayrılan askerler, farklı ünvan isimleri şimdikiyle asla benzer değildir. Bu kelimelerden bir tanesi de cülus kelimesidir. Cülus Arapça’da oturmak anlamına gelir. Türk sözlüğünde ise tahta çıkma anlamına gelmektedir.

Osmanlı döneminde padişah tahta çıkarken Saadet Kapısı denilen yani Topkapı Sarayı’nın bir kapısında yapılan törene cülus denir. Bir padişah vefat eder ve bir başka padişah tahta çıkar. Bu sırada yapılan bu törenle padişah olduğu gösterilmiş olur. İlk olarak kapıda tahta çıkartılır. Bu sırada askerler ve devlet adamları etrafta bulunurlar. Tahta oturan padişahın elleri öpülür. Dua edilir. Ve her görevden asker, adamlar farklı mevkilerden insanlar gelip, ellerini ve eteklerin öperler. Bazısı edep icabı eteğini öpmezler. Bu sırada sultanlar balkondan töreni izlerler. Hutbe okunur. Tahta çıkan her padişahın; “Kullarımın bahşiş ve terakkileri makbulümdür, derhal verilsin” suretinde bir belgeyi onaylaması gerekir. Osmanlı tarihinde ilk defa cülus bahşişi, 1389 tarihinde Kosova’da padişah seçilen Yıldırım Bayezid tarafından verilmiştir. Tören ardından kapıkulu askerlerine verilen bir miktar paraya cülus bahşişi denilir. Cülus bahşişini Fatih Sultan Mehmet bir kanun haline getirmiştir.

Cülus Bahşişi nedir?

Osmanlı İmparatorluğu'nda törenler arasında önemli bir yeri olan Cülus-i Hümayun'un kökü, Türk törelerine ve İslam kültürüne dayanmakta ve Oğuz töresinin izlerini taşımaktadır.Cülus Bahşişi ise, cülus töreni sırasında Yeniçerilere verilen bahşişdir.

Cülus Bahşişi kime verilirdi? Cülus Bahşişi özellikleri neler?

Cülus Bahşişi; Padişahın ölümü veya tahttan indirilmesi üzerine tahta geçen yeni padişah tarafından askerler ve memurlara verilen hediyenin adıdır. Osmanlılarda iki çeşit cülûs bahşişi vardı. Birisi bir defaya mahsus olmak üzere verilir diğeri ise askerlerin ulûfelerine zam yapılmasıyla gerçekleştirilirdi. Tahta çıkan padişahın “kullarımın bahşiş ve terakkileri makbulumdur” şeklindeki karar ve bu kararın açıklanmasını askerin işitmesi kural olmuştur. Cülûs bahşişi her asker için aynı değildi. Yeniçeriler üçer bin, sipahiler biner, acemi oğlanları ikişer, cebeciler ve topçulara biner akçe verilmesi kanundu. Memurlardan sadrazama otuz bin, müderrislere üç bin, defterdara yirmi bin, nişancıya otuz bin, reisü’l-küttaba yedi bin akçe cülûs bahşişi verilirdi.

Cülûs bahşişi uygulamasına Yıldırım Bayezid devrinde başlandığı iddia edilmekte ile de kanun haline Fatih Sultan Mehmet zamanında getirilmiştir. XVI. yüzyıl sonunda dönem dönem, cülûs bahşişini yeterli bulmayan Yeniçeriler sık sık ayaklanmışlar, çeşitli olaylara sebep olmuşlardır. Bu olaylar Osmanlı maliyesini zor durumlara sokmuştur.

Cülus Bahşişi: Tahtadaki padişahın ölmesi veya indirilmesi sonucunda yerine geçen padişahın verdiği hediyedir. Asker ve memurlara verilen maaştır. Cülus dağıtımında yeniçeriler üç bin, sipahiler bin, acemi oğlanlara ikişer bin ve topçulara biner akçe verilirdi. Memur sınıfında olan kişilere otuz bin, müderrislere üç bin, defterdarlara yirmi bin gibi ödemeler yapılırdı. Yeniçeriler tarafından maaşlar beğenilmediği zaman isyan çıkartılırdı. Cülus bahşişi almak için bir çok kez isyanları desteklemişlerdir.

Ulufe Bahşişi: Osmanlı İmparatorluğunda uygulanan sistemle kapıkulu askerlerine üç ayda bir kez verilen maaştır. Üç ayda bir maaş alırlar. Padişah değiştiği zaman ulufelere tekrardan ikramiye verilir. Maaşın karşılanması için hazine kaynakları kullanılır. Dağıtılan maaş ana kütük defterine kaydedilerek ulufelere sunulur. Defterde kayıtlı ulufelerin sayısına göre maaşları verilir. Verilen kişiler hakkında detaylı bilgi tutulur. Ulufe maaşı alacak kişilerde bulunan “esame” kağıdına göre derecesine göre verilirdi.

Osmanlı'da Yeniçeriler Kimdir?

Osmanlı Devleti’nde askeri bir sınıf olarak kurulmuş olan Yeniçerler, Dünya tarihindeki ilk sistemli ve çağdaş ordudur. 15. yüzyılda oluşturulan ve birçok savaş kazanan bu askeri birlik, aynı zamanda çağının en etkili askeri gücü olarak kabul edilmiştir. 16. ve 17. yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nin duraklama ve gerileme dönemlerinde askeri başarılarını yitirmiş ve zamanla imparatorluğa uygulamış oldukları baskı ve isyanlar nedeniyle ortadan kaldırılmıştır.

Yeniçeriler, genellikle savaş alanlarında bulunmamışlardır çünkü ayaklanmaları ve iç huzursuzlukları bastırmak onların temel görevlerinden biri olmuştur. İtibarları gittikçe yayılmış olan bu askeri birliğin, sayı olarak fazlalaşmaları güçlerini gittikçe arttırmıştır. Padişahı, sarayı, merkez alanını ve uç bölgeleri gibi devletin kilit noktalarını korudukları için çok itibar görmüşlerdir. Bu ocak sayesinde Türkler, Rumeli’ye çok kolay bir şekilde yerleşmişlerdir. Barış zamanında genellikle İstanbul’u korumakla görevlendirilmişlerdir. İlk olarak Edirne’de kurulan bu ocak, devletin merkezinin İstanbul’a taşınması sebebiyle İstanbul’a yerleşmiştir. Yeniçerilerin birçoğu İstanbul’daki at meydanındaki Şehzadebaşı’na, diğerleri ise Aksaray tarafındaki kışlalara yerleştirilmişlerdir.

Yeniçeri Duası

Allah, Allah, İllallah
Baş üryan, sine püryan
Bu meydanda nice başlar kesilir
Hiç olmaz soran
Kulluğumuz padişaha ayan
Üçler, yediler, kırklar
Gülbengi Muhammedi
Nur-ı Nebi
Kerem-i Ali
Pirimiz, sultanımız
Hünkar Hacı Bektaşi Veli
Demine devranına hü diyelim! hüüüüüüüüü…..

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar