Brunson davasının gerekçeli kararı yayımlandı

Türkiye'de yargılanan ABD'li Rahip Brunson davasının gerekçeli kararını İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti açıkladı.

Brunson davasının gerekçeli kararı yayımlandı
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:58
31 Ekim 2018 Çarşamba 22:15

Davaya ilişkin kararını 12 Ekim'de veren İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi  heyeti, 124 sayfalık gerekçeli kararın yazımını da tamamladı.

Gerekçeli kararda Brunson'ın "kazan kazan" prensibiyle hareket ederek  Fetullahçı Terör Örgütü'nden (FETÖ) yardım aldığı ve bu örgütle iş birliği  içerisinde olduğun, örgütün hiyerarşisinde bulunmadığı ancak örgüte yardım ettiği  kaydedildi.

Brunson'ın 15 Temmuz sonrası mesajları

Brunson'ın, aralarında FETÖ'nün sözde eski Ege Bölgesi imamı ve firari  Bekir Baz ve yardımcısı Murat Safa'nın da bulunduğu çok sayıda örgüt mensubuyla bağlantısına işaret edilen kararda, sanığın 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin hemen ardından 21 Temmuz'da "General Dan" diye yazdığı, "Bir süreden beridir Türkleri sarsacak bazı olayları bekliyorduk" ifadesinin yer aldığı mesajında  darbe girişimine ilişkin bazı değerlendirmelerde bulunduğu hatırlatılarak "Söz  konusu mesaj içeriğinde yer alan bazı hususların sanığın 15 Temmuz 2016'daki  darbe teşebbüsü ile ilgili düşüncelerini ve bu bakış açısının FETÖ ile  paralelliğini ortaya koyması bakımından altının çizilmesinde mahkememizce fayda  mülahaza edilmiştir." denildi.

Sanığın aynı mesajda "Ve darbe sonrası tasfiye, tek adam yönetimine  doğru ivme, bu da başka bir sarsıntı" değerlendirmesinde bulunduğu vurgulanan  kararda, şu ifadelere yer verildi:

Sanığın, darbe sonrası devletin bütün siyasi organları, kendi  içindeki terör hücrelerine karşı gelen Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet  kuvvetleri, yargı organları ve diğer kamu, kurum ve kuruluşları ile topyekûn  ortaya koymuş olduğu tedbirleri tasfiye olarak nitelemesi bir yana demokratik bir  sistemde halkın büyük çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş bir hükümete ve dahası tüm  siyasi aktörleri içerisinde bulunduran ve bütün Türk milletini temsil eden  TBMM'ye karşı gerçekleştirilmiş bir darbe girişiminin başarısızlığından ortaya  çıkan sonucu 'tek adam' yönetimine doğru bir hız kazanma olarak değerlendirildiği  her türlü izahtan yoksundur.

"YPG/PKK  gibi örgütlere yardım sayılabilecek faaliyetler içerisinde bulunduğu  değerlendirmesi yapıldı"

"Dua" kod adlı gizli tanık ile açık kimlikleriyle tanık olanların,  Brunson'ın görev yaptığı Diriliş Kilisesi'nde Kürt kökenli Suriye veya Türkiye  vatandaşlarından oluşan ayrı bir cemaatin bulunduğu, Mesih'in Kürdi veya Kürt  kilisesi olarak anılan kiliseleri kontrol ettiğine yönelik ifadelerine yer  verilen kararda, sanığın, bu etnisiteye dayalı ayrımcılığı besleyerek YPG/PKK  gibi örgütlere yardım sayılabilecek faaliyetler içerisinde bulunduğu  değerlendirmesi yapıldı.

Buna ilişkin bazı tanıkların ifadesine de yer verilen gerekçeli  kararda, Diriliş Kilisesi'nde Kürt kökenli cemaatin lideri konumuna getirilen  Suriyeli Muhammed Ahmad'in ayinlerde, Türkiye'yi katil devlet olarak tanımladığı,  PKK ve YPG'nin terör örgütü olmadıklarını, bunları desteklenmeleri gerektiği  konusunun Brunson tarafından bilindiğinin altı çizilirken, sanığın, "Kürt  halkının Türkiye'de ezilen halk olduğu, Kürt halkından ziyade PKK'nın özgürlük  mücadelesi verdiğini ve buna destek verilmesi gerektiğine" dair konuşmalar  yaptığına dikkat çekildi.

Kilisedeki "bölücü" faaliyetler gerekçeli kararda

Brunson öncülüğünde kurulan Kürt Kilisesi'nin Suriyeli mültecilerin  "dil bilmezlik" sorununu aşmak için oluşturulmuş bir pratikten daha fazla anlam  taşıdığına vurgu yapılan gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi:

"(Brunson'ın kontrolündeki kilise kastedilerek) YPG/PKK terör  örgütleri özgürlük savaşçıları olarak tanıtılmaktadır. Türkiye'nin milli misak  ile belirlenen sınırları içerisinde kalan topraklarının en azından bir kısmını  Kürdistan olarak kabul eden anlayışı kilise katılanlarına empoze edilmiştir.  Halkların kendi kaderlerini tayin etme haklarının bulunduğu şeklindeki evrensel  söylemlerin popülist çekiciliği kullanılarak açık açık bu örgütlerin  desteklenmesi gerektiğinin dillendirildiği kabul edilmiştir."

Yazılan gerekçeli kararda, sanığın bunu düşünce açıklamasından öteye  taşıyarak dile getirdiği bu düşüncesini hayata geçirmek için terör sorununun  yoğunlaştığı bir bölgede adeta siyasi bir aktör gibi Kürt yöneticilerle temas  kurduğu kaydedildi.

Dini öğretileri aşan gayeler

Sanığın bölgeden kilisesine sevk edilen bir etnik kitleyi misyonerlik  adı altında eğitime aldığı belirtilen kararda, "Geldikleri yerde bu örgütün  (YPG/PKK) zulmüne uğramış bazı Suriyeli mültecilerin dahi kilisede PKK terör  örgütüne verilen destekten rahatsızlık duyarak kilisedeki toplantılara  katılmaktan vazgeçtikleri anlaşılmıştır. Böyle siyasi bir mülahazanın egemen  olduğu kilisede sanığın ve destek verdiği kişilerin dini öğreticiliğini aşan  gayelerinin olduğu, tıpkı FETÖ ile olduğu gibi 'kazan kazan' prensibi ile PKK  terör örgütü ve uzantıları ile girdiği iletişim ve etkileşim içinde bu örgütlere  yardım ettiği kabul edilmiştir."

"Siyasal ve askeri casusluk"  suçlaması

İddianamede Brunson'a isnat edilen "Siyasal ve askeri casusluk"  suçlamasına ilişkin yeterli delil bulunmadığını belirtilen kararda, "Sonuç olarak  sanık hakkında, 'örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' eylemi  nedeniyle, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 220/6 maddesi delaletiyle, TCK'nin 314/2.  maddesi uyarınca ve 'Siyasi veya askeri casusluk' eylemi nedeniyle TCK'nin 328/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de yukarıda ayrıntıları ve delilleri ile birlikte tartışılan eylemleri bütünün TCK'nin 220/7  maddesinde düzenlenmiş bulunan, 'Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla  birlikte terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçunu oluşturacağı  kanaatine varılmıştır." ifadeleri yer aldı.

Önce 5 yıl hapis cezasına çarptırılan Brunson'ın bu cezasının TCK'nin  220/7 maddesinin son cümlesi uyarınca yarı oranında indirime gidilerek 2 yıl 6  aya çekildiği ancak Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) ilgili maddesi gereğince bunun 3 yıl 9 aya yükseltildiği vurgulanan kararda, sanığın, yargılama sırasında gözlenen olumlu tutum ve davranışlarının da göz önünde bulundurularak cezanın 3  yıl 1 ay 15 güne düşürüldüğü belirtildi.

Kararda ayrıca Brunson hakkında 28 Temmuz 2018'de verilen "Konutunu  terk etmekten yasaklanması" ve "Yurt dışına çıkmaktan yasaklanması" gibi adli  kontrol tedbirlerinin hükümle kaldırıldığı da yer aldı.

Terör örgütleri FETÖ ile PKK adına suç işlediği ve casusluk yaptığı  iddiasıyla 35 yıla kadar hapis cezası istenen Amerikalı din adamı Andrew Craig  Brunson, 12 Ekim'de görülen karar duruşmasında 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası  almış, hakkındaki adli kontrol hükümleri kaldırılarak serbest bırakılmıştı.

 

 

 

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar