21 Şubat 2020 Cuma Hutbe’sinin konusu nedir?

21 Şubat 2020 Cuma Hutbe’sinin konusu nedir? sorusu arama motorunda çok araştıran konular arasında yerini aldı. Peki 21 Şubat 2020 Cuma Hutbe’sinin konusu nedir? Detaylar haberimizde…

21 Şubat 2020 Cuma Hutbe’sinin konusu nedir?
Son Güncelleme: 20 Şubat 2020 Perşembe 15:29
20 Şubat 2020 Perşembe 15:15

21 Şubat 2020 Cuma Hutbe’sinin konusu nedir? Müslümanları bir araya getiren birlik ve beraberlik feyzini almasını sağlayan Cuma namazında okunan hutbenin bu haftaki konusu belli oldu. Müslümanların Cuma Hutbesini, Diyanet İşleri Başkanlığı hazırlayarak hem tüm camilere gönderiyor hem de resmi internet sayfasında erişime açıyor. 21 Şubat 2020 Cuma Hutbe’sinin konusu nedir? Detaylar haberimizde…

21 Şubat 2020 Cuma Hutbe’sinin konusu nedir?

Her hafta Müslümanların kıldığı Cuma namazında okunan hutbenin bu haftaki konusu da belli oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı’n sitesinde yer alan bilgilere göre hutbenin bu haftaki konusu ‘Üç ayların manevi iklimine yaklaşırken’ oldu.

Hutbe şu şekilde;

“Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: “Rabbinizin mağfiretine ve genişliği göklerle yer kadar olan, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun.”  

Okuduğum hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) bizlere şu duayı öğretiyor: “Allah’ım! Sen affedicisin, Kerîm’sin, affetmeyi seversin, beni de affet.”

Aziz Müminler!

Yüce Rabbimizin sayısız lütuf ve ihsanı ile ömrümüze bereket, ruhumuza sükûnet katan üç ayların gölgesi üzerimize düştü. Önümüzdeki Salı günü Recep ayına kavuşmuş olacağız. Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece ise inşallah Regaib gecesini idrak edeceğiz.

Bizleri bu manevi günlere ulaştıran Cenâb-ı Allah’a hamd ü senalar; ümmetine ibadet ve itaati, tevbe ve istiğfarı, dua ve niyazı öğreten Resûl-i Ekrem’e salat ve selam olsun.

Kıymetli Müslümanlar!

Üç aylar, gafletten uyanmanın, kulluk bilinciyle arınmanın adıdır. Üç aylar, her yıl heyecanla gelişini beklediğimiz nadide zamanlardır. İlahi rahmet ve mağfiretin varlık âlemini kuşattığı, müminlerin topluca ibadete yöneldiği aylardır.

Rabbimizin kulları için açtığı sonsuz lütuf kapılarının ilki Recep ayıdır. Bu ay, Cenâb-ı Hakk’a iman ve ilticamızın, Resûlüllah’a itaat ve muhabbetimizin nişanesidir.

Değerli Müminler!

Recep ayında, iki mübarek gece gönül hanemize misafir olur. Bunlardan biri Regaib gecesidir. Regaib, bütün istek ve arzularımızı Allah’ın rızasına bağlamaya çalışmak demektir. Bu gece, akıp giden hayatımızda asıl kazancımızın Rabbimize yönelmek, kulluk sözümüzü tutmak olduğunu bize öğretir.

Diğeri ise Sevgili Peygamberimizin ümmetine emaneti olan Mescid-i Aksa ile bütünleşen Miraç gecesidir. Miraç, maddi heveslerden manevi değerlere geçmeyi, fani olandan baki olana yücelmeyi bizlere hatırlatır.

Muhterem Müminler!

Recep ayından sonra, ruhen ve bedenen Ramazan’a hazırlandığımız Şaban ayı karşılar bizi. Şaban’ın ortasında parlayan Berat gecesi, kederden ve ilahi cezadan kurtulmanın, af ve afiyete kavuşmanın Allah’a kullukta gizli olduğunu hatırlatır bize.

Üç ayların sonuncusu, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan Ramazan-ı şeriftir. Ramazan; oruç, Kur’ân, infak, zekât, arınma ve tefekkür ayıdır. Ramazanın son günlerinde kadrini bilenler için bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini ihya ederiz. Ve nihayet Rabbimize itaatkâr bir kul olmanın mutluluğuyla bayrama erişiriz.

Aziz Müslümanlar!

Rabbimize gönülden bağlanmak, O’na hakkıyla ibadet etmek ve güzel ahlaka uygun bir hayat sürmek için üç ayları fırsat bilelim. Hata ve günahlarımıza tevbe edelim. Varsa kötü alışkanlıklarımızı terk edelim. Haktan ve hakikatten, iyiden ve güzelden yana yeni bir sayfa açalım. Mahzun gönüllere neşe ve sevinç taşıyalım. “Ben” duygusundan sıyrılıp “biz” olmanın şuuruna varalım. Böylelikle dünyada ve ahirette huzura erelim.

Bu vesileyle mübarek üç ayların ve Regaib gecesinin milletimize ve ümmet-i Muhammed’e hayırlar getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Cenâb-ı Hak, Recep ve Şaban ayını bizim için mübarek kılsın ve bizi Ramazan’a kavuştursun.

Hutbe ne demek?

Cuma ve bayram namazları başta olmak üzere bazı ibadet ve merasimlerin icrası esnasında topluluğa hitaben yapılan konuşma.

Sözlükte "bir topluluk karşısında yapı­lan etkileyici konuşma" anlamına gelen hutbe, dinî literatürde başta cuma ve bayram namazları olmak üzere belirli iba­detlerin icrası esnasında irat edilen, ge­nelde vaaz ve nasihati içeren konuşmayı ifade eder. Konuşmayı yapan kimseye de hatip (hatîb) denir. Câhiliye devri Arap toplumunda çok yaygın olan bu konuşma sanatı, İslâm döneminde de bir yandan sosyal hayatın bir parçası ve edebî sanat­ların bir türü olarak devam etmiş (bk. Hitabet) öte yandan dinî bir muhteva ka­zanarak bazı ibadetlerin şekil şartı veya tamamlayıcı unsuru olmuştur.

Hutbe kelimesi Kur'ân-ı Kerîm'de geç­memekle birlikte hem sözlük hem terim anlamıyla birçok hadiste yer almış, Hz. Peygamber'in hutbelerinden çeşitli ör­nekler zamanımıza ulaşmıştır. Fıkıh âlim­leri, "Ey iman edenler! Cuma günü na­maz için ezan okunduğu zaman Allah'ı zikretmeye koşun (Cum'a 62/9) me­alindeki âyette geçen "Allah'ı zikir"den maksadın hutbe olduğunu belirtip Resûl-i Ekrem'in hutbesiz cuma namazı kıl­dırmamasını ve, "Namazı benim nasıl kıldığımı görüyorsanız öyle kılın emrini dikkate alarak cuma hutbesinin farz olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.

Cuma Hutbesi'nin okunmasının amacı nedir?

Cuma namazının sıhhat şartlarından birisinin de hutbe olduğu hususunda fakihler görüş birliği içindedirler. Ancak cuma namazının sıhhat şartlarından olan hutbenin rükünleri ve geçerlilik şartları konusunda mezhepler arasında görüş farklılıkları vardır.

Hutbe, birilerine hitap etmek, bir şeyler söylemek demektir. Haftada bir gün bir mekânda toplanmış olan müminlerin başta dinî konular olmak üzere, onların hayatlarını kolaylaştıracak, ilişkilerini uyumlu hale getirecek her konuda aydınlatılması için hutbe bir vesile ve bir fırsattır. Hutbe esasen bu amacı gerçekleştirmek için düşünülmüştür; bu sebeple cemaatin bilip anladığı bir dille irad edilir. Cuma namazının bir parçasını teşkil eden hutbenin varlığı, fıkhen geçerliliği veya en güzel şekilde ifası için bazı şartlar aranır. Bunlar ilmihal dilinde hutbenin rükünleri, şartları ve sünnetleri olarak anılır.

Cuma Hutbesi'nin önemi nedir?

Ebû Hanîfe'ye göre hutbenin rüknü yani temel unsuru Allah'ı zikretmekten ibaret olduğu için, hutbe niyetiyle "elhamdülillah" veya "sübhânallâh" veya "lâ ilâhe illallah" demek suretiyle hutbe yerine getirilmiş olur. Fakat bu kadarla yetinilmesi mekruhtur. Ebû Yûsuf ve Muhammed'e göre ise hutbenin rüknü, hutbe denilecek miktarda bir zikirden ibarettir ki, bu zikrin uzunluğunun da en az teşehhüd miktarı kadar yani Tahiyyât duası kadar olması gerekir. İmam Mâlik'e göre hutbenin rüknü, müminlere hitaben müjdeli veya sakındırıcı ifade taşımasıdır.

 

 

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar