Az Önce! Ali Koç son noktayı koydu? Cocu ile yollar ayrılıyor mu?

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç gündeme dair FBTV'de açıklamalar yaptı.

Az Önce! Ali Koç son noktayı koydu? Cocu ile yollar ayrılıyor mu?
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:57
10 Ekim 2018 Çarşamba 14:09

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, FBTV'de günde dair değerlendirmelerde bulundu. Başkan Koç, "Tahminimizden çok daha ötesinde olumsuz tablo var. Büyük hayallerden bahsettik, bunların içerisinde de riskler var, engeller var, mücadeleler var. Puan tablosuna bakınca, olmamamız gereken bir noktadayız. Hocamız, sportif direktörümüz, yönetimimiz, transferlerimiz hepsi tartışılıyor, eleştiriliyor. Bunları da anlayışla karşılıyorum. Bu eleştiriler taraftarı etkiliyor, tribünlere kadar geliyor. Olumsuz hava camiamızı etkisi altına almış. Ne kadar değişim yapmak isterseniz isteyin, top çizgiyi geçmeyince yaptığınız birçok şey gözükmüyor. Hatalar yapmadık mı, yaptık. Hatalar yapacağız, bunun bir okulu yok, tecrübeyi iş başında kazanıyorsun. Hayatın her anlamında bu böyle. Yaratılan algı gibi zincirleme hatalar yok." şeklinde konuştu.

"Sonuç 8 maçta 8 puan"

Fenerbahçe'nin şansız bir dönemden geçtiğinin de altını çizen Koç, "Üç maçta gol yedik ve mağlup olduk. Bu maçları kazansak işler farklı olacaktı. Ancak oynadığımız oyun aynı olacaktı. Beşiktaş ve Başakşehir'i ağırladık. İkisi de iyi ve organize oynayan takım. bana sorarsanız iki maçta da galibiyeti kaçırdık. Sonuç ise 8 maçta 8 puan! Bu bizim için sıkıntılı durum ama bu durumun içerisinde çıkacağız. Dört ay önce göreve geldik, neyi devraldığımızı unutmayalım. Fenerbahçe sadece 8 haftalık futboldan ibaret değil. Biz hayal satmadık. Elimizden gelenin en iyisini yapacağımızı söyledik" dedi.

"İyi bir transfer sezonu geçirdik"

İyi bir transfer dönemi geçirdiklerini de vurgulayan Koç, "11 transfer yaptık, hem gençleştirme oldu hem de ücretlerde azalmalar oldu. Gençleri Slimani ve Ayew gibi tecrübeli oyuncularla besledik. Transferleri eleştirmek için çok erken. Lugano'yu hatırlayın, Edu'yu hatırlayın. İlk geldikleri sene oynadıkları futboldan dolayı gözlerimize inanamıyorduk. Ancak sonrasında nasıl oynadığını hatırlayalım. Skor medyacılığı, skor taraftarlığı yaparsak kısa sürede olumsuz şeyler söylenebiliyor. Transferde çıtayı düşürdüğümüz yönünde eleştiriliyoruz ama buna katılmıyorum. Yüksek paralar harcayarak ses getirmeyi biz de biliriz ama bunu yapacak lüksümüz yok. Biraz daha sabredilmesi gerekiyor. Transferlerin doğru olup olmadığını zaman gösterecek. " ifadelerini kullandı.

"2 performansı kabul edemiyorum"

Futbol takımının üzerine koyarak devam ettiğini vurgulayan Koç, "Beşiktaş, Başakşehir maçlarındaki performanslardan mutluyum, üzerine koyacağız. Dinamo Zagreb ve Rizespor maçlarını kabul edemem. İnşallah ilerleme sürecimiz hızlanır ve Kasım ile Aralık ayı hepimiz adına güzel geçer. Taraftarımızın üzgün ve kızgın olmalarını iyi anlıyorum. 7 yaşından beri maçlara gidiyorum. Onların ne hissettiklerini iyi biliyorum. Hatta zaman zaman fazla taraftar gibi hareket için eleştiriliyorum. Kabul edemediğim bir şey var, buna ağır tepki vereceğim. Çubuklu sahada mücadele ettiği zaman yuhalamak, olumsuz tezahüratta bulunmak, girene yuh, çıkana yuh, bunlar Fenerbahçeliler olarak bizim alışık olmadığımız bir ortam. Son bir iki yıldır ortaya çıkan bir durum, ben bu tutumu reddediyorum. Dört senedir başarı yok, belki ondan dolayı kızgınlık var ama şartlar ne olursa olsun bir tane Fenerbahçe'miz var, ona sahip çıkmamız lazım. Olumsuz tezahürat olacaksa, maçın bitmesini beklesinler. Bu yapılanlar sadece Fenerbahçe'ye verir, bu tavırları kınıyorum. Lütfen aynaya bakın, haklı olabilirsiniz ama böyle tepki vermekte haklı değilsiniz" şeklinde konuştu.

"Ersun Yanal planlarımızın arasında yok"

Ersun Yanal'ın Fenerbahçe'nin gündeminde olmadığını ifade eden Ali Koç, "Fenerbahçe aleyhine yapılan her türlü tezahürat takım üzerinde ciddi bir olumsuzluk yaratıyor. Dün olmadı, bugün de yok, yarın da olmayacak! Ersun Yanal hocamız bizim programımızda yok, bunun sebeplerini daha sonra da anlatırım ama bizim planlarımız bu. Kendisi ile konuşmadım, konuşmayacağım. Son dönemde Ersun Yanal hocamız için bir kampanya var, taraftarımız da istiyor ama olmayacağını söylüyorum. Şimdilik bu sevdaya son verin, şimdilik diyorum, çünkü benden sonra ne olacağını bilmiyorum" dedi. 

"Dostu, düşmanı gördük"

Başkan Ali Koç, "Kadro dışı kararlarına bir kısım öfkelendi, şaşırdı. Olumlu karşılayanlar da vardı. Detayları bilerek açıklamadık. Bunu da bir plan çerçevesinde yaptık. Kimin ne diyeceğini görmek istedik, medyada ne gibi sızıntılar yaşayacaktık bunu da görmek istedik. Dostu, düşmanı gördük. Herkes bir güzel içini döktü. Söz sırası bize geldi. Aykut Hoca ile görüşmelerimiz oldu ve herkesin bildiği gibi hoca değişikliğine gitmek istedik. Bugün futbol olarak bulunduğumuz duruma anlatacaklarımın çok etkisi oldu. Bu değişim sürecinde nelerle mücadele ettiğimizin anlaşılabilmesi için konuya detaylı girme ihtiyacı duyuyorum" vurgusunu yaptı.

"Ali Bey, hocaları kullanıyor, gündem değiştiriyor demesinler"

Ali Bey, hocaları kullanıyor, gündem değiştiriyor demesinler. Bu olay bizi demoralize etti, bu yüzden anlatacağım diyen Koç açıklamasının devamında şunları söyledi: Sezon başı Aykut Hoca ile teknik ekip hakkında konuştuk. Teknik ekibin iyi olduğunu söyledi. Damien Comolli de teknik kadro ile konuştu ve onunda raporu olumluydu. Yumuşak bir geçiş yapmak istedik, teknik kadronun kalmasının orta vadede bunun mantıklı olacağını, geçiş döneminde yardımcı olacaklarını düşündük. Sonra Aykut Hoca ile konuştuktan sonra 'Ekibimle yolları ayırırsanız ne olur onların haklarını koruyun. Ben bir yere gidersem onları yanıma alacağım' dedi. Sezonun başlamasına bir gün kala istifa ettiler. Aykut Hoca ile konuştuk 'Yanlış anlaşılma var galiba' dedik. Sonra Aykut Hoca, ekibine talimat verdi ve bizlerle çalışma kararı aldılar. Dört ay sonra 'Keşke yolları ayırsaydık' noktasına geldik. Ne yaparsak yapalım bir dirençle karşılaştık, en ufak bir değişiklikte yeni bir icat çıkarıyormuşuz gibi yaklaşımlar oldu. Eski düzenin daha iyi olduğu yönünde hava yayıldı. Bu Samandıra'da oyunculara ve çalışanlara yayıldı

Yardımcı antrenör neden gönderildi?

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç takımdan gönderilen 3 yardımcı antrenörle ilgili şu açıklamaları yaptı: Biz 28 haziranda başlıyoruz. Yeni ekip arayışına başladık. Arda Keskin adında bir arkadaşımız salon çalışmaları için görevlendiriliyor, ilerleyen haftalarda başarısız bulunuyor. Sonra yollar ayrılıyor. Ekipteki birkaç kişiye olumsuz etki yapıyor. Bu arkadaşlar kendilerine verilen konularda aksaklık yapıyor. İlerleyen günlerde Erwin Koeman geliyor. Turgay Altay'ın bazı yetkileri Koeman'a veriliyor. Bundan sonra isteksizlik başlıyor. Olumsuz sonuçlar geliyor maçlarda, takım içinde nasıl sorunları aşarız görüşmeleri yapılıyor. Turgay Altay, 'Banane, benim sorunum mu, Fenerliler düşünsün" diyor. Tesislerde bunu söylüyor. Bu süreçte sorumluluk almamaya çaba gösteriyorlar. Olumsuz tavırlar... Antrenman yüklemeleri sonucunda maça yorgun çıktıklarını söylüyorlar. Performans antrenörü Alper Aşçı'ya söylüyorlar. Teknik direktörün istediğini söylüyor. Oyuncularla teknik direktör arasında sıkıntı başlıyor. Bunun hocaya aktarılmadığı ortaya çıkıyor. Kayseri maçının ardından oyuncular çalışmalara tepki gösteriyorlar. Durumu teknik direktöre aktarıyorlar. Test ve antrenmanların tamamen yanlış olduğu, sakatlıklara sebebiyet vereceği ortaya çıkıyor. Sonra Konya maçı öncesinde Cocu tarafından Alper Aşçı'nın eksiklileri nedeniyle görev tanımı değiştiriliyor. Ve antrenmanlara karışmaması söyleniyor. Futbolcuların motivasyonunu bozacak davranışlar başlıyor. Bize göre mevcut işleyişi engellemek için çalışıyorlar.

Beşiktaş maçı öncesi takımın antrenmanından, yönetime kadar takımın tüm bileşenlerini olumsuz etkilemek istiyorlar. Bunu maç gününe taşıyorlar. Prim açıklanıyor, dağıtılış şekli, yetersiz olduğu şeklinde konuşuyorlar. Maça gidiyorlar. Soyunma odasında yerde halı var, arkadaşlardan biri diyor ki Beşiktaş bizi yenecek hocanın cenazesini halıya saracağız diyor. Dalga geçiyorlar. Oyuncular içinde bu takımı yenemeyiz, bu hoca işi bilmiyor diyorlar. Motivasyonu düşürmek için çaba harcıyorlar. Maç berabere bitiyor. Bu sonucun hiçbir işe yaramadığını söylüyorlar. Tüm maçlar süresince artıyor. Teknik direktörden personele kadar herkesi etkiliyor.

Spartak Trnava maçında kampı olumsuz etkiliyorlar. Safhınız belli edin diye söylemlerde bulunuyorlar. Ve maç öncesi Turgay Altay diyor ki, hocaya görevden alındığı söylenmiş. Halı vardı ya, bu sefer statta yere serilmiş. Bu sefer cenazeyi kesin kaldıracağız diyorlar. Maç kazanılıyor, yine istedikleri gibi olmuyor. Ertesi gün, "Fenerliler yüzünüz gülüyor, maçı kazandınız ya" diyorlar. Tabii ki Fenerbahçe'nin başarısını isteyen çalışanlarımız da var.

Bilgi sızdığıyla ilgili şüphemiz var. Mallarını, eşyalarını toplamasınlar diye cuma günü mesai sonu kararı bildirdik. Tesislere girmelerini de yasakladık. Hazırlıksız yakalansınlar diye... İyi ki yapmışız. Hala kabullenemiyorum. Fakat yaptılar.

Bu arkadaşların bilgisayarında 28 Haziran'dan itibaren idman programları, performans verileri, görüntüler, maç istatistikleri dışarıya sızdırıyorlar. Kulübün kendi sisteminden kendilerine yollayıp dışarıya sızdırıyorlar. Bir taraftan inanmıyorlar değişime diyoruz, zaman içinde köstek oluyorlar diyoruz, sonra eyleme döküyorlar, sonra sızdırmayı tespit ediyoruz. Niye olduğunu bilmiyoruz. Sonra daha ironik bir durum çıkıyor ortaya. Samandıra'daki bilgisayar sisteminde tüm veriler toplanıyor. Geçen senenin bütün idman verileri, performans dataları siliniyor. Niye diyoruz? Yeterli hafıza yok diyorlar. Bu çok basit bir işlem. Bugün atıyorum, oyuncunun geçen yılki idman performansı nasıldı, hangi metotla nasıl reaksiyon gösterdi, göremiyoruz. Söylemek istediğim bilgiler sızdırılıyor, geçen seneki bilgiler siliniyor. Belki de geç kaldık. 

3 futbolcu neden kadro dışı bırakıldı?

Fenerbahçe'de kadro dışı kalan futbolcular hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Ali Koç, "Oyuncularımıza gelelim. Aatif'la Dirar'ı genellemek gerekirse... Disiplinsizlik, ciddiyetsizlik ve disiplin ve performans yetersizlikten kadro dışı bırakıldılar. Gözlemlediğim kadarıyla en mutsuz günlerimizde bile bu iki oyuncu şen şakraktı. Aatif, Kayseri maçından sonra basına yansıyan da bir konuşma yapmış. Dedim ya biraz önce sızdırılıyor bazı bilgiler diye. Özelimizin sızdırılması benim kırmızı çizgilerimizden bir tanesidir. Konuştuk, dertleştik soyunma odasında... Bir tanesi de Aatif'ti konuşanlardan. Ben o konuştu diye ceza verecek biri değilim. 'Takım olamadık' dedi, olabilir, kendi görüşüdür. Dirar'ın kadroya girememesi Aatif için mutsuzluk sebebi oldu. Gruplaşmalar var takım içinde... Aatif da Dirar'ın oynaması için arkadaşlarına söyledi, söylettirdi. Ama arkadaşın oynamıyor diye de işini yapmamazlık olmaz. Takım ruhunu ve ahengini bozma, disiplinsizlikten dolayı kadro dışı bıraktık. Kontratları devam eden oyunculardır. Hala kulübün parçalarıdırlar." vurgusunu yaptı.

Volkan Demirel neden kadro dışı bırakıldı?

Volkan Demirel'in kadro dışı bırakılmasına ayrı bir parantez açan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı: Bu dünyanın her yerinde olan bir olay. Kulübe uzun süre hizmet vermiş, daha fazla sahiplenen, değişiklik olunca bir nebze pozisyon alan dünyada çok fazla yıldız oyuncu vardır. Bunun da başına gelelim... Fenerbahçe için Volkan, Ali Koç için Volkan... Aidiyet duygusu çok yüksek. 495 maça çıkmış, 16. senesinde, büyük bölümünde kaptan, Fenerbahçe'yi çok sevdiği için haksız yere hakaretler yemiş. Fenerbahçeliliği tartışılmayacak bir oyuncu. Ali Koç açısından... Ben Volkan'ı tanıdığımda 19-20 yaşındaydı, Volkan kişilik olarak da sevdiğim biri, lider karakterli, iyi bir baba, iyi bir eş. Ben nikah şahitliğini yaptım. O tarafı da özel. İlk ve tek evine gittiğim futbolcu. Çocuklarımın gönlünde çok farklı yeri var. Dolayısıyla her anlamda zor bir karardı. Ne Damien Comolli, ne Phillip Cocu benim inandığım bir şekilde bana böyle bir karar aldıramaz. Benim şahit olduğum şeyler yüzünden alındı bu karar. Cocu'yu yerden yere vurdular, modası geçti; şimdi Damien'ı vuruyorlar, Onur'a başladı. Bana vurmaya zemin hazırlanıyor.

Son 2 sezon Volkan'ın belki de en kötü 2 sezonu. Geçen sene şampiyonluğun kaybedilmesinde 1. neden kaleci performansı. Buna rağmen belki duygusal davrandım, performansına rağmen, yaşına rağmen Volkan'a inanarak, toparlayıcı olduğunu inandığım için kontratını uzattım. Hayali var, 40 yaşına kadar oynamak istiyor. Belki 1. kaleci olmayabilirsin dedik, lider olarak olmasın dedik. Bundan sonra da hizmet etmen lazım dedik. Dolayısıyla uzattık. Çok tenkit edenler de oldu. Sezon başında sanki kadro dışı bırakacağımızı biliyorduk da kontratı uzattık. Saçma sapan argümanlar.

Kaleci konusunda istenmesine rağmen hamle yapmadık, yapamadık. FFP, yabancı sayısı... Hocamız da sportif direktör de inandılar Volkan'ın büyük katkı sağlayacağına. Dolayısıyla 1. kaleci yaptık. İlk 6 maçta 1. kaleciydi. Fakat iyi başlamadı, işler iyi gitmedi. Sonra 1 kaleci lazım diye karar aldık. Harun'u aldık. Bence Volkan'daki durum, büyük kulüplerde yaşanan bir durum. Hiçbir zaman Fenerbahçe'ye zarar vermek istemez. Ama bilinçaltı olarak yeni ekip, yeni kadro, kendisinin yakın olduğu personellerin ayrılmasından sonra etkilendiğini düşünüyorum. Belki kaleye başka birinin düşünülmesi... Sonuçların kötü gitmesi de katkı yapmıştır.

Kayseri maçından sonra o da takım olamadık, gruplaşmalar var dedi. Ben içi dışı bir insanı severim. İfadeleri net. Ama biz Volkan'la uzatırken ana istediğimiz takım olunmasına, kaynaşmaya, yenilere yardımcı olmasıydı. Bu istediğimiz şekilde olmadı. Sonra kendisi de Kayseri maçından sonra böyle deyince, sen ne yaptın takım olunması için yemeğe çıkardın mı? Sportif direktörle konuştun mu? Bu sene farklı bir düzen var Samandıra'da. Oyuncuların her biri odalarında zaman geçiriyormuş. Kaptanların bu kaynaşmayı sağlaması gerekiyor.

Sonra 2 olay yaşadık. Volkan'ın üzgünlüğü, kızgınlığı arttı. Sistemle ilgili, oyuncularla ilgili fikirlerini iletti. Olmayınca küstüm olmaz.

Bardağı taşıran olaylar oldu. Dergi yazısının çıkacağı gün, Samandıra'dan bir haber geldi. Volkan Demirel, Erwin Koeman'ın üstüne yürümüş. Bir gün önce haber geldi ki, biriyle kavga edeceğim diye. Tam Volkan patlaması. Samandıra'ya gittik, ne oluyor diye. Anladığım kadarıyla Erwin niye bana öyle bakıyorsun diye kavga çıkıyor. Biz gidince 6 Türk futbolcumuzla konuştuk. Niye böyle diye... Orada Volkan, benim kabul edemeyeceğim şekilde tartışmalara girdi. İlk önce bana bir nebze saygısızlık yaptı, sonra Semih Özsoy'a saygısızlık yaptı. Bir tek kendi konuşsun istedi. Sesini yükseltti. Sonra kendisiyle bire bir görüştüm.

Cocu ile yollar ayrılıyor mu?

Ben evde yatarken bu sorumluluğu taşıyan bir birey olarak, bir taraftar olarak her şeyi düşünüyorum. Tartıyorum, herkesle konuşuyorum. Ben de çoğunluğun istediğini yaparım. Sonra da 'Alin siz istediniz Ersun Yanal'ı getirdim' derim. Ama kulüp böyle yönetilmez. Taraftar istediği için Ersun Yanal'ı getirmek istemiyor değilim ama şartlar değişti. Hocamız açısında da zamanlama açısında da uygun olmadığını düşünüyorum. İnsanların gazını almak tatmin etmek için değişim olmaz. Devre arasına kadar bir şey yapmak istemiyorum. içinde bulunduğumuz duruma baktığımız zaman en kolayı hoca değiştirmek olur.

Hocamız çok çalışıyor, ağır mesai yapıyor. Biz de onun tercihlerini sorgulamıyor muyuz? Sorguluyoruza ama değiştirmek başka bir şey... Hocaları bize öneriyorlar, maillerle ama biz cevap bile vermiyoruz.

Wenger'miş, Blanc'mış, Tayfun Korkut'muş... Bunların hepsi yalan...

 

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar