Nil Özalp: Çocuğun eşcinselse de seveceksin!

''ŞÜPHECİ VE SORGULAYICIYIM'

Bize kendi cümlelerinle kendini tanıtır mısın?

Hayatı kendini tanıma yolculuğu olarak gördüğüm için hala kendimi tanımaya çalışıyorum. Beni ben olarak ifade eden şeylerin başında şüphecilik ve sorgulama gelir. Hayatı sorgulayan ve birçok şeyden şüphe duyarım. İyi bir insan olmaya çalışıyorum. Büyük hırsları olmayan, beni mutlu eden şeylerin peşinden koşmaya çalışan, düzgün biri olmaya çalışan insanım. Her şeyi dibine kadar öğrenmek zorundayım. Beni en çok motive eden güdü merak.

Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

Çocuk yaşlarda müziğe bir yeteneğim olduğunu keşfetmiştim. Bu hikaye hep aynıdır, müzik öğretmeni vs. hep klişedir. Şanslıydım dedemin orkestrası vardı. Üniversite yüzünden İstanbul’a gelince hayallerim için çabalamaya devam ettim.

Aileniz ne tepki verdi?

Boşanmış bir ailenin çocuğuyum. Annemle kalıyorum ve korkuları vardı. Memur bir kadın, gece geç saatlerde sahne alırdım. Bana hep sahip çıktı, sahnelerimi sabahlara kadar başımda bekledi. Babamla 15 yaşından beri görüşmüyorum. Annem ve ailemin geri kalan tüm üyeleri bana büyük destekti.

''İLK ZAMANLAR GÖZÜ KARAYDIM''

Peki, çocukken hayaliniz neydi?

Hayallerim hiç bitmez, kurduğum hayalleri de gerçekleştiririm. Çocukken dünyayı keşfetmek isterdim. Hayat bana bu yolları da açtı.

Keşfettiğiniz en güzel ülke hangisiydi?

Uzak Doğu’ya çok büyük merakım var. Tropik yerleri çok severim, Karayipler muhteşemdi. Sessiz ve huzurlu.

İlk albümünüz ‘Acıkolik’ ile müzik piyasasına adım atarken en büyük korkunuz neydi?

Aslında o zamanlar daha gözü karaydım. Korkularım yoktu, albümüm çıkmaz diye korkmuştum. Şimdi gelecek kaygıları oluşmaya başlıyor. Hayatın ne getireceğini bilmiyoruz, bu yüzden elbette hayatla ilgili endişelerim var.

''ALLAH KARŞIMA İYİ İNSANLAR ÇIKARDI''

O dönemki müzik piyasasıyla şimdiki müzik piyasası arasındaki farklar neler?

O zamanlar sosyal medya etkinliği aktif bir şekilde yoktu. Daha televizyon, gazete ve magazin odaklıydı. Şimdilerde sosyal medyanın gücü çok etkin. İnsanlar artık şanslı, bireysel olarak kendi şarkılarını, kendi videolarını kendi kanallarında paylaşabiliyor.

Sosyal medyada aktif misin?

Twitter’ı özlüyorum,ama  elim artık çok fazla gitmiyor. Sanırım her şey daha görselleşti. Duygu ve düşüncelerimi artık Instagram sayesinde yayımlıyorum. Çok fazla story atıyorum.

Piyasaya adım atarken ilginç bir anınız oldu mu?

O kadar çok anım var ki. Çok sevdiğim insanlarla tanıştım; Tarkan, Tan ve Serdar Ortaç. Allah bir şekilde o insanları iyi ki benim karşıma çıkarmış. Deniz Erdem demo çalışmamı dinlediğinde çok beğenmemişti ve çok üzülmüştüm. Şu anki yapımcım kendisi. Seneler sonra Serdar’ın ve Tarkan’ın şarkısıyla yeniden geldim Deniz Erdem’e ve 10 yıldır birlikte çalışıyoruz. Hep ilginç tesadüfler yaşadım.

''TAN İLE AŞK İDDİALARI DOĞRU DEĞİLDİ''

Serdar ve Tan ile nasıl tanıştın?

Albüm yapmayı hep isterdim, arkadaşlarım bilirdi. Sergen Yalçın ile kafede otururken beni Serdar Ortaç ile tanıştırdı. Sonra çok iyi arkadaş olduk, müzik ile alakalı tanıştık. Daha albümüm çıkmadan önce Tan ile bir müzik stüdyosunda karşılaşmıştık, samimiyetimiz albüm sonrasında oluştu.

Sosyal medyadan iki tane soru geldi; Tan ile aşk iddiaları doğru muydu?

Tan ile aşk iddiası şöyle oldu, dışarı çıktığımız bir gün fotoğraflarımız çekilmişti. Klasik, aramızda hiç öyle bir şey olmadı, hiç birbirimizden o anlamda hoşlanmadık. Serdar ile de öyle. Beğenmediler mi beni acaba?  (Gülüyor)

Albüm sonrası ‘Durma’ adlı maxi single çalışman çıktı, sana neler kattı?

Single düşünüyorduk, kendi şarkılarımı ekleyeyim diyordum. Cover yapmak istiyordum. Tan’dan şarkı almak istiyordum. Hepsi denk gelince maxi single çalışmasına döndü iş.