Zübeyde Hanım ölümünün 95. vefat yıl dönümünde anıldı

Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım 95. vefat yıl dönümünde mezarı başında anıldı.

Zübeyde Hanım ölümünün 95. vefat yıl dönümünde anıldı
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:47
14 Ocak 2018 Pazar 15:07

Zübeyde Hanım 1857 yılında Selanik’te doğdu. Aslen Karamanlıdır. 14 Ocak 1923’de İzmir’de vefat etmiştir. Ali Rıza Efendi’nin eşi, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Makbule Atadan’ın annesidir. 95. ölüm yıl dönümünde saygıyla anılan Zübeyde Hanım hakkında merak edilenler haberimizde. Mustafa Kemal Atatürk’ün annesinin hayatı ve ailesine dair ayrıntılar.

AİLESİNİN KOKENİ Osmanlı devrinde, II. Mehmed zamanında Karaman’dan Rumeli'ye göçen ve Selanik yakınlarındaki Langaza'da toprak işleri ile uğraşan bir Türkmen ailesi olan Hacı Sofu ailesindendir. Mustafa Kemal Atatürk’ün anne soyu da, Karaman’dan gelerek Selanik ile Manastır’ın arasında bulunan Vodina Sancağı’na bağlı “Sarıgöl” de denilen “Kayalar” Nahiyesine yerleştiler. Aile, sonradan Selanik yakınlarında bugün de kaplıcaları ile meşhur olan Langaza’ya yerleşmiştir. Dedesi Feyzullah Efendi’in taşıdığı “Sofu-zade” (Sofular) lâkabı, yerleştikleri Sarıgöl bölgesindeki yer adları ve ailedeki hatıraların gösterdiği üzere, Mustafa Kemal Atatürk’ün anne soyu Karaman’dan Rumeli’ye gelen ve bundan dolayı da “Konyarlar” olarak Rumeli’de anılan Yörük Türkmenlerdendir. Zübeyde, 1857’de Lankaza’da dünyaya gelmiştir. Babası Sofuzade Feyzullah (Sadullah) Ağa, annesi Molla Hanım olarak anılan Ayşe Hanım'dır. Döneminde kadınların okula gitmesi yaygın olmadığı için, okur yazar oluşu nedeniyle kendisi de Zübeyde Molla olarak anılırdı.

Hacı Sofu gibi dinine bağlı bir aileden geldiği için kendisi de öyleydi. Türk tarih kitaplarında sıkça geçen, eğitim sisteminin karışık olduğu bir dönemde, Mustafa Kemal’in ne tür bir okula gideceği konusundaki tartışmalarda Zübeyde’nin, dini eğitim veren Mahalle Mektebi’ne gitmesinde ısrarcı oluşu bu yüzdendir.

Selanik’te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur Ali Rıza ile 1871 yılında henüz 14 yaşında iken evlendi. Ali Rıza, sarışın ve mavi gözlü bir kadınla evlenmeyi düşlerken, kendisinden 20 yaş küçük olan, siyah saçlı ve derin mavi gözlü bu kadına sevdalandığını belirtmiştir.

Yeni çift Selanik Yenikapı semtinde yeni hayatını başlatmış ve Zübeyde Fatma, Ömer ve Ahmet adlı çocukları doğmuştur. Ancak Fatma bu dönemde ölmüştür. Eşi Ali Rıza’nın Yunanistan sınırında Çayağzı (ya da Papaz Köprüsü)’na tayin ediliği için taşınmış ve orada Ömer ve Ahmet ölmüş. 1881'de dördüncü çocukları Mustafa, 1885'te Makbule, 1889'da Naciye doğdu. Naciye'yi de küçük yaşta veremden kaybettiler. Ali Rıza Efendi de 1888 yılında öldü.

İKİNCİ EVLİLİĞİ Zübeyde Hanım eşinin ölümünden sonra, çocuklarını da alarak abisi Hüseyin Bey’in Langaza’daki çiftliğine gitti. Babasının erken ölümünün ve dayısının çiftliğinde ailenin erkeği olarak yaşadıklarının Mustafa Kemal üzerinde derin etkileri olduğu düşünülür.

Abisine daha fazla yük olmak istemeyen Zübeyde, ikinci evliliğini Selanik Gümrükler Başmüdürü Ragıp Bey ile yaptı. Ragıp’ın da önceki evliliğinden dört çocuğu vardı. Bu evlilik, babasının hatırasına saygı gösterilmediğini düşünen Mustafa Kemal’i kızdırdı. Zübeyde Balkan Savaşı'ndan sonra Ragıp Bey'den ayrıldı ve artık Osmanlı toprağı olmaktan çıkan Selanik'i terk ederek kızı Makbule ile birlikte İstanbul'a göç edip Beşiktaş Akaretler'de bir eve yerleşti.

Mustafa Kemal, Ali Fuat Cebesoy’a, Ragıp Bey hakkında “Bana karşı hep çok saygılı davranmış, büyük adam muameleleri etmiştir. Nazik ve kibar bir insandır.” demiştir.

1919'da Anadolu’ya çıktığından beri görmediği ve üstelik Osmanlı Padişahı tarafından hakkında ölüm emri verildiğini öğrendiği oğlu Mustafa Kemal ile ancak 14 Haziran 1922'de Adapazarı'nda tekrar buluşan Zübeyde, onun yanına Ankara'ya yerleşti. Ancak bu şehrin sert iklim koşulları sağlığını olumsuz etkileyince tedavi amacıyla İzmir'e gitti. 14 Ocak 1923 günü 66 yaşında hayatını kaybetti. İzmir'in Karşıyaka ilçesinde 1940 yılında yaptırılan anıt mezarda yatmaktadır.

Zübeyde Hanım ölümünün 95’inci yıl dönümünde kabri başında anıldı 14 Ocak 1923 tarihinde İzmir’de hayata gözlerini yuman Zübeyde Hanım için Karşıyaka’daki kabri başında anma töreni düzenlendi. Anma törenine kentteki resmi kurum ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu da katıldı.

Çoğunluğu kadınlar olmak üzere çok sayıda İzmirlinin ilgi gösterdiği tören, Zübeyde Hanım’ın kabrine çelenklerin sunulmasıyla başladı. Türkegül Kocaoğlu, törende yaptığı konuşmada Türk tarihinin en büyük devlet adamını yetiştiren Zübeyde Hanım’ı ölümünün 95. yılında bir kez daha saygı ve özlemle andıklarını söyleyip, "Ne mutlu ki ona, erken yaşta babasız büyüttüğü bir evlada vatan sevgisi, insan sevgisi yanında bir millete önderlik yapacak özgüveni ve cesareti vermeyi başarıp, Türk ordusuna ve dünyaya armağan etti" dedi.

İçerisinde bulunduğumuz Ortadoğu coğrafyasında komşularımızın gıpta ile baktığı çağdaş bir ülkenin bireyleri olmaktan gurur duyduklarını ifade eden Türkegül Kocaoğlu, "Sevgili Zübeyde Hanım, senin çocukların olarak bizler sevgili oğlun Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yolda ve bunun en doğru yol olduğunu bilerek ilerlemekte ve azimle yürümekte kararlıyız. Çünkü gelecek nesillere aydınlık ve çağdaş bir Türkiye bırakmak boynumuzun borcudur" dedi

Zübeyde Hanım'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yazdığı mektupta şu ifadelere yer verdi;

Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruz'a giderken annesi Zübeyde Hanım'a nereye gittiğini söylemez. Arkadaşlarla çay davetine gidiyorum diyerek annesiyle vedalaşır.

Oğlu gittikten sonra Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal'in emir eri Ali Çavuş'a, "Ben bilmezmiyim nereye gitmiştir oğlum. Anayım ben! Cepheye gitti. Yüreğim öyle der. Ama o istemez hiç kimse bilsin nereye gittiğini. İşte yazdığım bir mektup bunun için Musafa'ma" diyerek elindeki mektubu uzatır ve oğlu Mustafa Kemal'e iletmesini ister.

Zübeyde Hanım mektupta şöyle yazmıştır: Mustafam bilirim gelmeyeceksin. Çay davetine gidiyorum dedin ama molla annen nereye gittiğini bilir. Sen cepheye gidersin. Benim yüreğim bunu bilir. Senin için dua ediyorum bilesin. Bil! Ve de Mustafam, zaferi ele almadan dönme. Ben seni beklemeyi bilirim.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar