Serdar Turgut: Kudüs’ün arka planı

Habertürk yazarı Serdar Turgut, Kudüs’te yaşanan olayları köşesine taşıdı.

Serdar Turgut: Kudüs’ün arka planı
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:52
16 Mayıs 2018 Çarşamba 08:39

 ABD Başkanı Trump’ın onayı ile elçilik Kudüs’e taşınmış ve Filistinliler bu durum karşısında gösteri düzenlemişti. Gösteride 50’den fazla Filistinli hayatını kaybetti.

Yazar Serdar Turgut ‘Kudüs’ün arka planı’ başlıklı bir yazı kaleme aldı.

 Turgut, “ABD, elçiliğini neden Kudüs’e taşıdı? Gösterilerde 60’tan fazla kişi planlı ve acımasızca neden öldürüldü? Trump çıktığı ilk yurtdışı gezisinde neden Suudi Arabistan’da global küre önünde “savaş dansı” yaptı? Bu danstan sonra Trump tarafından ortaya atılan “nihai barış” ne anlama geliyordu? Bugün Washington’da iç ve dış siyasi kararların önemli bölümü, hangi gizli örgüt gibi çalışan vakıf tarafından kontrol ediliyor? Trump tüm Batılı müttefiklerini karşısına alarak bölgemizde bir büyük savaş çıkarmaya neden bu kadar kararlı? Amerikan yönetiminin derinliklerinde yatan Türkiye ve Erdoğan nefreti nereden kaynaklanıyor?” ifadelerini kullandı.

Bu soruların birbirine bağlı ve ortak nedenleri olduğunu belirten Turgut, “Bunu çözebilmek için Washington’un bilindik kurumlarının işleyişine bakmak yetmiyor. Asıl cevabı bulabilmek için Washington’daki farklı karanlık mekanizmalara bakmak gerekiyor. Bunları anlayıp çözümlemek bizler açısından çok önemli; çünkü bu karanlık mekanizmalar bizleri yani Türkiye’yi direkt hedefe koyuyor. Bu böyle diye kızmak, sinirlenmek yerine sabırla olayı çözümlememiz gerekiyor” açıklamasını yaptı.

Turgut’un yazısı şöyle:

“Aslında şu anda Türkiye’de ve dünyada yaşanmakta olan kaosa doğru gidişatın tam nedenini anlayabilmek için doğrusu bende fazla bulunmayan dinler tarihi bilgisi de gerekiyor. Çünkü Amerikan devletinde son dönemde yaşanan dönüşümün temelinde bir dini fraksiyonun etkisi var.

Washington’da neo-con’ların yönetim içinde güçlenmeleri yıllar öncesine, ABD’nin Irak’a asker gönderme kararından önceye kadar uzanıyor.

O güne kadar Amerikan dış politikasında belirleyici öğe olarak sunulan “dışarıda demokrasiyi geliştirmek” ilkesinden vazgeçildi ve yerine güç kullanılarak ABD ve İsrail’in arzularını gerçekleştirmek yeni global politikaların esasını oluşturdu. Hıristiyan Siyonistler, Evanjelik taban ve neocon bürokratlar, yönetimlere damgalarını vurmaya başladılar.

DEVLETİ KİM YÖNETECEK?

Bunlar Ortadoğu politikalarını İsrail’in korunması ve büyümesi üzerine kurmaya başladılar. Kürdistan projesi ve Türkiye’ye yaklaşımlar da bu çerçevede ele alınmaya başlandı. (Projeyi Pentagon’daki odasında gördüğüm kişi İsrail/ABD çifte vatandaşı bir neo-con’du.)

Bu grup devletin politikalarına yeniden yön verirken, tabanda da Evanjelikler devletin ideolojisine damga vurmaya başladılar.

Trump’ın yönetime gelmesinin biraz öncesine gelirsek, esas amaçları İsrail’in çıkarlarını savunmak olan neo-con’cuların kurduğu “Foundation for Defense of Democracies” (FDD) vakfı, tabandan aldığı güç ve içinde bulunan güçlü insanlarıyla Washington’u ele geçirmeye başladı.

DERİN HÂKİMİYET SAVAŞI

FDD’nin yükselişi, aynı zamanda Amerikan derin devletinin içinde de bir savaş çıkardı. Eski geleneksel derin devletin unsurları, bu “savaşçı” ya da “şahin” tanımlı kişilerin derin devlet mekanizmalarını ele geçirmelerine direnmeye çalıştı, ama başaramadılar ve Trump’ın da Başkan seçilmesiyle FDD hâkimiyetini garantiledi.

Gina Haspel’in CIA Başkanlığı’na, Mike Pompeo’nun da Dışişleri Bakanlığı’na atanacağının açıklandığı gün Beyaz Saray’ın çok yakınındaki FDD merkezinde kutlama partisi vardı.

Aktif üyeleri arasında eski Türkiye Büyükelçisi ve Türkiye karşıtı Eric Edelman, Türkiye’ye karşı sert politikalar isteyen Frank Gaffney, Türkiye’den devşirdiği Evanjelik ajanları kullanan Trump’ın eski danışmanı Sebastian Gorka, Erdoğan’a karşı olan eski başstratejist Steve Bannon, Türkiye’ye karşı politikaları destekleyen şimdiki Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Netanyahu’nun arkadaşı milyarder Sheldon Adelson da bulunuyor.

Bunlar bir yandan Evanjelik tabanın nabzını tutarken bir yandan da neo-con görüşlerini devlete yayıyorlar.

VE ARMAGEDDON

O savaş dansının ve Kudüs kararının temelinde bu neo-con’ların, Evanjeliklerin beklediği Armageddon’u çıkarma arzularının payı büyük. Onlara göre bir yeni düzen kurulmadan önce nihai büyük savaş olacak ve iyi ile kötü karşı karşıya gelecek.

Evanjelik taban ve neocon’lar, iyi tarafın kendileri ve İsrail olduğunu düşünüyorlar. Kötü tarafın da Türkiye olduğunu yaymaya başladılar. Çünkü bu kaos planlarına Türkiye’nin engel çıkaracağını düşünüyorlar.”

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar