Saldırıya uğrayan Abdullah Karacan kimdir? Ahmet Karacan öldü mü?

Saldırıya uğrayan LASTİK-İş Genel Başkanı Abdullah Karacan kimdir? Ahmet Karacan öldü mü?Ahmet karacan neden öldü? Ahmet karacan kimdir? sorusu merak edildi.

Saldırıya uğrayan Abdullah Karacan kimdir? Ahmet Karacan öldü mü?
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:58
16 Kasım 2018 Cuma 10:40

Saldırıya uğrayan LASTİK-İş Genel Başkanı Abdullah Karacan kimdir? Ahmet Karacan öldü mü?

LASTİK-İş Genel Başkanı Abdullah Karacan, Sakarya'nın Arifiye ilçesinde bulunan lastik fabrikasına ziyarete gittiği sırada silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda, Karacan ile yanındaki iş yeri temsilcisi Osman Bayraktar, vücutlarına aldığı kurşunlarla yaralandı. Saldırıyı fabrikada çalışan işçilerden Sedat U'nun yaptığı belirtildi. Saldırıya uğrayan Ahmet Karacan hayatını kaybetti

Ahmet Karacan kimdir?

Saldırıya uğrayan Ahmet Karacan Lastik-İş Sendikası Genel Başkanlığı görevinde bulunuyordu.

Karacan, Brisa Pirelli, İzmit ve Sakarya Goodyear fabrikalarındaki 4 bin işçiyi kapsayan görüşmelerde çalışanların hak ve menfaatleri doğrultusunda, memnun olacakları toplu iş sözleşmesi imzaladıklarını söylemişti.

Lastik-İŞ Yönetim Kurulu Üyeleri

Abdullah KARACAN (Genel Başkan)

Alaaddin SARI (Genel Sekreter)

Nejdet ULUSOY (Genel Başkan Yardımcısı)

Muharrem ÖZEN (TİS ve Örgütlenme Daire Başkanı)

İhsan MALKOÇ (Mali İşler Dairesi Başkanı)

Denetim Kurulu Üyeleri

Ayhan TOKSÖZ

Levent TUNÇ

Melih ÖZKAN

Disiplin Kurulu Üyeleri

Muharren Rıdvan BULUT

Yusuf Cengiz SEVİM

Hasan KIRGEÇ

Erşan Mehmet GÖNÜLALAN

Alperen ŞAKACI

Güvenlik görüntüleri ortaya çıktı

Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun’un görevlendirdiği 2 savcı, olayla ilgili soruşturmayı yürütürken, dün emniyetteki sorgusu tamamlanan Sedat Uzunlar, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak, cezaevine konuldu. Soruşturma kapsamında şüpheli ve yaralılardan alınan ifadelerden, kavganın, işçinin birim değişikliği yüzünden çıktığı belirtildi.

 Lastik- İş Genel Başkanı Karacan’ın tabancayla vurularak, öldürüldüğü kavganın güvenlik kamerasına yansıyan görüntüleri de ortaya çıktı. Görüntülerde, sendika binasında çıkan kavgada işçinin birkaç kez dövülerek, dışarı çıkarıldığı ve daha sonra tekrar binaya götürüldüğü anlar yer aldı. Kavga sırasında olay yerinden geçenlerin, bu anları uzaktan izlediği ve işçinin darp edilmesine rağmen müdahale etmediği görüldü.

 İşçinin dövülerek, binadan dışarı çıkarıldığı sırada 5- 6 kişi tarafından üzerindeki kıyafetlerin çıkarıldığı da görüntülere yansıdı. Giriş kapısındaki güvenlik kamerasınca kaydedilen kavga anlarında, bina içinde boğuşma olduğu da görüldü. Kavganın sonunda yaralı Mustafa Sipahi’nin koşarak, dışarı çıktığı, diğer kişilerin de yine koşarak, güvenlik görevlilerini çağırdığı kameraya yansıdı. Genel başkan ve ekibinin darp ettiği işçinin ise olay sonunda elinde tabancayla binadan kaçtığı görüldü.

Zanlının ifadesi ortaya çıktı

İfadesinde önceki sendikanın bir önceki yönetim döneminden kalan işçilerin, yeni yönetim tarafından zorlanacağı işlere gönderildiğini iddia eden S.U., "Bu fabrikaya bir önceki Lastik İş Sendikası başkanı döneminde girdim. Bu başkanla genel başkanın arasının bilmediğim bir nedenle bozuk olduğunu biliyorum. Önceki şube başkanının fabrikaya kabullerin yaptığı, işe aldığı kişilerin çalışmayacakları, zorlanacakları birimlere yönlendirildiler. Bu şekilde mobbing uygulayarak bu işçilerin işten çıkarılmaları sağlandı. Biz de bu durumu anlamak için sendikayla görüştük. Sendika yaşananların kendileriyle ilgili olmadığını bizlere söyledi. Kısım amirlerine dile getirdim. Yaşananların arkasında sendikanın olduğunu ve sendikanın talepleri fabrika müdürüne ileterek gerçekleştirdiğini anladım. Bu sürede benim de yerimin değiştirileceğini duydum. Benim bağırsaklarımda sağlık problemim vardı. Bu yüzden beni gönderdikleri bölümde iyi bir performans göstermem mümkün değildi. Bu performans eksikliği de beni zorlayacak belki de işten ayrılmama neden olacaktı. Bu yüzden ben de geçen hafta sendika genel başkanını aradım, görüşmek istediğimi söyledim. O da bana 'Yurt dışındayım, bakarız' dedi. Kısım amirim bana kendilerinin benden memnun olduklarını ve beni göndermek istediklerini gerekirse sendikayla yüzleşebileceğini söyledi" dedi.

Görüşmek istediği genel başkanın kendisine silah doğrulttuğunu iddia eden S.U., "Olay günü sendikaya 11.20 sıralarında kapıdan uğradım. Sendika temsilcisine kısım amirimin kendileriyle görüşeceğini benim kendi bölümümde kalma fikrinde olduğumu söyledim. O arada sendika binasında tüm görevliler vardı ancak ben genel başkanı görmemiştim. Biz toplantı yapıyoruz geleceğiz dediler ben de işime döndüm. Bu görüşme gayet normal gerçekleşti. Ben çalışırken sendikanın temsilcisi bana çabuk gel genel başkan seni çağırıyor dedi. 5-10 dakika sonra peşinden şubeye gittim. Genel başkan bu sırada arkasında birden çok fotoğrafın olduğu bilgisayarın olduğu masada oturuyordu. Temsilcilikte birçok isim ve genel başkan bulunuyordu. 'Merhaba genel başkanım' dedim.

Henüz 1-2 adım atmıştım ki genel başkan, belinden silahı çıkararak silahın ağzına mermiyi verdi ve bana 'Gel lan' dedi. Kendisi oturur haldeydi. Silahı bana doğrultmadı elleri masanın üzerindeydi ve silahta elindeydi. Ben silahı görünce korktum benim dışarıya çıkmam lazım dedim ve dışarıya çıktım. Koşar adım güvenlik bölümüne doğru ilerlemeye başladım. Bu sırada peşinden Osman Bayraktar geldi ve 'Sakin bir tavırla konuşacağız' dedi. Ben de beni eninde sonunda yakalarlar diye düşündükten sonra tekrar geri döndüm. Genel başkan yine bir önceki şekilde masada oturuyor ve elinde silahı tutuyordu. Sonra ayağa kalktı elinde hala silah vardı, bana doğrultulmuş değildi bana doğru yürümeye başladı 'Tutun bu pezevengi bu kayıt yapar telefonu elinden alın'dedi. Bunun üzerine elimde olan telefonu aldılar, bu sırada yanındakiler bana yumruk attılar. Ayrıca kollarımdan tutuyorlardı. Ben de kendimi kurtarmaya çalışıyordum ve başımı sallıyordum" diye konuştu.

Sendika üyeleri tarafından tehdit edilerek darp edildiğini söyleyen S.U., "Genel başkan iyice yanıma yaklaştı. Bu sırada biz genel başkanın oturduğu tam iç kısmındaydık. 'Sen bu işi neden karıştırıyorsun ' dedi. Ben de 'Bu iş ekmek meselesi' dedim. Bu defa bana 'Senin ekmeğini ben veriyorum pezevenk, bana mı dikiliyorsun. Ben yaptım hesap mı soruyorsun' dedi ve bana doğru kafa attı. Ben başımı çevirdim sağ gözümün altına kafası geldi. Hatta şu anda darp izi de gözükmektedir. Bunun üzerine ben de kendimi kurtarmak için manevra yapmaya çalışıyordum. Bu sırada hepsi birden bana doğru saldırdı. Ben de can havliyle kendimi dışarıya atabildim. Kaçmaya çalışıyordum bu sırada peşimden geldiler. Kıyafetlerimi üzerimden çıkardılar ve beni içeri soktular. Daha önce ismini verdiğim herkes bu eylemlere katıldı. Beni dövmeye devam ediyorlardı. Biri bana 'Başkanın elini öp sen başkana nasıl diklenirsin, nasıl konuşursun' dedi. Genel başkan bana yaklaştı, 'Öp lan elimi' dedi. Silah hala elindeydi. Ben de 'Kimseye biat etmem' dedim. Bunu üzerine silahı bana doğru kaldırmaya başladı ve 'Seni öldürürüm' dedi. Karşılıklı bir haldeydik" şeklinde konuştu.

Darp edildiği sırada silahın namlusunu tuttuğunu belirten S.U., "Ben can havliyle silahın namlusunu tuttum. Benim her iki elimden tuttular diğerleri de beni çekiştiriyorlardı. Bu şekilde masanın arka tarafına doğru hep birlikte birbirimizi sürükleyerek gittim. Benim elim hala silahın namlusundaydı. Silahın kabzasını hala genel başkan tutuyordu. Ben silahı çekiştirmeye çalışıyordum. Hatta namluyu ters tarafa çevirebilmiştim. Namlu sürekli dönüyordu ama bana dönük değildi. Ben spor yaptığım için güçlü bir bünyeye sahiptim. Bu yüzden silahın namlusunu kendimden uzaklaştırabilmiştim. Bu sırada silah patladı. 3-4 kez pat pat diye ses geldi silah benim elimde kaldı başkan yere düştü. Ben de silahla birlikte temsilcilikten yere doğru kaçtım" ifadelerini kullandı.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar