Portekiz'de binada yangın: 8 kişi hayatını kaybetti

Portekiz'in kuzeyinde bir binada sobanın patlaması üzerine çıkan yangında 8 kişi hayatını kaybetti.

Portekiz'de binada yangın: 8 kişi hayatını kaybetti
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:47
14 Ocak 2018 Pazar 11:06

Portekiz'in başkenti Lizbon'un 250 kilometre kuzeyinde bulunan Tondela'nın Belediye Başkanı Jose Gomes Jesus, gazetecilere yaptığı açıklamada, bir derneğe ait iki katlı binada odun sobasının patlamasıyla çıkan yangında 8 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi.

Sivil Savunma Dairesinden Paulo Santos da yerel TSF radyosuna,  yangında en az 50 kişinin yaralandığı açıklamasını yaptı.

Görgü tanıkları, olay sırasında binada amatör bir kart oyunu turnuvasına katılan 60 kadar kişinin bulunduğunu bildirdi.

Portekiz'in tarihçesi 

Portekiz, 5 Ekim 1143’te Kastilya ve Leon kralı VII. Alfonso’nun Portekiz Kontluğu’nun bağımsızlığını tanıması ve I. Afonso’yu Portekiz Kralı olarak kabul etmesiyle bağımsız bir ülke olarak kurulmuştur. Günümüzdeki topraklarının yarısı kadar bir alanda kurulduktan sonra Afonso ve kendisinden sonra gelen krallar Hristiyan tarikatlarının askerî desteğiyle Endülüslüler’den daha fazla toprak koparabilmek için sürekli güneye doğru ilerlemişlerdir. 1249 yılında Algarve’nin güney kıyılarına ulaştıktan sonra Portekiz Reconquistası (Fetih) sona ermiştir.

1383 yılında erkek vâris bırakmadan ölen Portekiz Kralı’nın kızıyla evli olan Kastilya Kralı Portekiz tahtında hak iddia edince ortaya çıkan halk ayaklanması 1383-1385 Krizi’ne yol açtı. Sonradan I. João olarak Portekiz tahtına geçen Avizli João ve general Nuno Álvares Pereira yönetimindeki bir kısım soyludan ve halktan oluşan birlikler Aljubarrota Savaşı’nda Kastilya birliklerini yendi. Bu savaş hâlâ komşu İspanya ile olan bağımsızlık mücadelesinin bir sembolü olarak görülmekte ve Portekiz tarihinin en ünlü savaşı olarak değerlendirilmektedir.

1373 yılında İngiltere ile yapılan ittifak günümüzde de devam etmekte ve muhtemelen tarihin en uzun ittifakı sayılmaktadır. Bu ittifakı izleyen yıllarda Portekiz Dünya’nın keşfi için öncülük yapmış ve Keşif Çağı‘nı başlatmıştır. Kral I. João’nun oğlu Prens Infante Henrique o Navegador (Denizci Henrique), bu çağın başlangıcında büyük rol oynamış ve keşif gezilerinin ana destekleyicisi olmuştur.

1415 yılında bir Portekiz filosunun Kuzey Afrika’daki zengin ticaret merkezi Ceuta’yı ele geçirmesiyle Portekiz İmparatorluğu başlamıştır. Bunu Atlas Okyanusu’ndaki ilk keşifler izlemiş, Azorlar ve Madeira’nın keşfiyle ilk sömürgecilik hareketleri başlamıştır.

15. yüzyıl boyunca Portekizli kâşifler, Avrupa’da çok aranan değerli baharatların ülkesi Hindistan yolunu ararken Afrika kıyıları boyunca güneye doğru seyahat ettiler ve yol boyunca ticaret noktaları kurdular. Sonunda 1498 yılında Vasco da Gama deniz yoluyla Hindistan’a ulaştı ve günümüzün onda biri olan bir milyon nüfusa sahip Portekiz için refah dönemi başladı.

Portekiz İmparatorluğu 1410-1999 1500 yılında Brezilya'ya ayak basan Pedro Álvares Cabral burayı Portekiz topraklarına kattı. On yıl sonra Afonso de Albuquerque, Hindistan’daki Goa’yı, Basra Körfezi’ndeki Hürmüz’ü ve günümüz Malezya’sındaki Malakka’yı işgal etti. Dolayısıyla Portekiz İmparatorluğu Hint Okyanusu ve Güney Atlas Okyanusu’ndaki ticaret yollarının egemenliğini eline geçirdi.

1580 yılından 1640 yılına kadar Portekiz’in bağımsızlığı bir süre sekteye uğradı. Fas’taki Osmanlı Fas kuvvetleriyle yaptığı Vadi's seyl savaşı sırasında ölen Portekiz Kralı I. Sebastião ardında erkek vâris bırakmayınca İspanya Kralı II. Felipe taht üzerinde hak iddia etti ve Portekiz Kralı I. Filipe olarak tahta geçti.Bu savaş Portekiz'i büyük devletler sınıfından çıkardığı gibi Kuzey Afrika'ya ve Fas'a tehdidi ortadan kaldırmış,Osmanlıdevletini Kuzey Afrika'nın tartışmasız hakimi haline getirmiştir. Ancak bundan hoşnut kalmayan Portekiz soylularının desteğiyle ayaklanma başlatan IV. João 1640 yılında kral ilan edilerek Bragança hanedanını başlattı. Aynı dönemde Britanya ve Hollanda, Portekiz İmparatorluğu’nun denizaşırı topraklarını ele geçirmek için saldırmaktaydı ve Portekiz özellikle 1822’de Brezilya’nın bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte, 20. yüzyıla kadar sürecek olan bir çöküş dönemine girdi.

5 Ekim 1910 tarihindeki cumhuriyetçi devrim Portekiz monarşisini ortadan kaldırdı. Ama devam eden kaos ortamı ve I. Dünya Savaşı’na askerî katılımın artırdığı önemli ekonomik problemler 28 Mayıs 1926'daki askerî darbeye neden oldu. Bu darbe sonucunda António de Oliveira Salazar ekonomik dengeyi ve toplumsal düzeni sağlayarak 1933 yılına kadar sürecek olan sağ eğilimli askerî diktatörlük tarafından başa getirildi. Gelenekçi otoriter bir rejim olan ve faşizme yakınlığıyla tanınan Estado Novo (Yeni Devlet) yeni bir anayasanın kabulüyle Salazar tarafından kuruldu. II. Dünya Savaşı’nda İttifak Devletleri’ne yaptığı yardımlar nedeniyle bu rejim ayakta kalmaya devam etti. 1961 yılında Angola’da, 1963 yılında Portekiz Ginesi’nde ve 1964 yılında Mozambik’te başlayan bağımsızlık hareketleri Portekiz Sömürge Savaşları’na yol açarak yönetimdeki rejimi zayıflattı. 1968 yılında Salazar yönetimden ayrıldı ve yerine Marcelo Caetano geçti. 25 Nisan 1974 tarihindeki kansız solcu askerî darbe Afrika sömürgelerine bağımsızlıklarını verdiği gibi günümüzün demokratik rejiminin kurulmasına da önayak oldu. Avrupa Birliği’ne tam üyeliğe 1986 yılında kabul edilen Portekiz 1999 yılında da Euro para birimini kullanmaya başladı.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar