için kaldı

Okullar ne zaman açılacak?

Okulların açılış tarihini duyuran Bakan Selçuk, "17 Ağustos'ta öğretmenlerin, 6 Eylül'de öğrencilerimizin okula gelmesini bekliyoruz" dedi

Okullar ne zaman açılacak?
Son Güncelleme: 6 Temmuz 2021 Salı 08:13
6 Temmuz 2021 Salı 08:03

Habertürk TV'de Açık ve Net programında Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk önemli açıklamalarda bulundu.

 

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Habertürk TV'nin Gaziantep Gizem Doğan Yaşam Öğrenme Merkezi'nden yaptığı canlı yayında yaptığı açıklamalarda okulların 6 Eylül'de açılacağını duyurdu. Bakan Selçuk, "6 Eylül'den itibaren öğrencilerin gelmesini bekliyoruz" açıklamasında bulundu. Selçuk ayrıca LGS sonuçlarının 26 Temmuz'da açıklanacağını aktardı.


LGS sonuçlarının 26 Temmuz'da açıklanacağını duyuran Bakan Selçuk, hayat boyu öğrenmenin önemine işaret ederek, “Türkiye’de 15 bin mahalle belirledik. Bu mahallelerdeki birer okulumuzu, okul dışı saatlerde ve hafta sonlarında halk eğitim merkezine (HEM) dönüştürüyoruz” dedi. Atama bekleyen öğretmenlerle ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Selçuk, "Atama takvimi ilan edildi. Eylül başında atamalar yapılacak. Artık hangi il ve ilçelere yönlendirildikleri Eylül ayında ilan edilmiş olacak" ifadelerini kullandı. Bakan Selçuk ayrıca, öğretmen kadrolarıyla ilgili olarak da, "Öğretmenlerin üçte ikisi bu dönemde alınmış. Bazen kadrolarda bütçe kısıtından daralmalar sözkonusu oldu. Engelli öğretmenlerle ilgili yıl içinde dönem dönem atama yapıyoruz. Kadro geldiğinde bu sene ve önümüzdeki sene yine yapacağız. Türkiye'de maaşlarla ilgili genel tablo içinde tabii ki farklılaşma olacak ama şu an bir şey söylemimiz mümkün değil" diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un Habertürk TV'ye yaptığı özel açıklamalardan öne çıkan başlıklar şöyle:

"23 BİN OKULUMUZ TELAFİ EĞİTİM İÇİN BAŞVURUDA BULUNDU" 

Telafi meselesi hem akademik hem sosyal duygusal anlamında önemli kavram. Özellikle yaz aylarında sosyal duygusal faaliyetlerle çocuklarımızın özgüvenlerini, kültürlerini artırmaktır. 2 saatlik dilimler halinde yüzlerce öğrencimiz bu parkurlara geliyor. Daha sonra bir başka grup geliyor. Yaklaşık 55 bin civarındaki okulumuzdan 22-23 civarında okulumuz başvurdu.

Bu kamplardaki etkinliklerde akademik eksikten başka ihtiyaçları karşılayacağız.

Bütün belediyelerimizin hangi imkanları varsa, başta tesisler, halı sahaların olduğu yerler. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kültür Turizm Bakanlığımızın yerleri var. 493 bin faaliyet var bu etkinliklerde. Biz karar alırken öğretmen odalarına, il müdürlüklerine danışıyoruz. Bir okulun öğrencilerin ihtiyacını en iyi öğretmen ve okul müdürü bilir. Yazın sportif, kültürel, sosyal, duygusal faaliyetlere ağırlık verilmesi istendi. Buralarda akademik eksiklikten başka ihtayaçları da karşılayacağız.

"TELAFİDEBENDEVARIM.MEB.GOV.TR'YE BAŞVURABİLİRLER"

İstedikleri zaman, istedikleri hafta, istedikleri gün yapacakları tek şey, telafidebendevarim.meb.gov.tr'ye başvurabilirler. Orada il, ilçeler var. Oradan başvuru yapabilirler. 300 bin civarında öğretmenimiz de 'telafide ben de varım" diye başvuru yaptı. Öğrenci sayısı yaklaşık 8 milyon civarında. Bulunduğunuz ilde, ilçede etkinliğin hepsine katılabilirsiniz.Bizim görevimiz okulları açık tutmak. Bilim insanları önümüze tablo koyar da derse ki, 'sayısal veriler endişe verici, öğretmenlerimiz ve çocuklarımızın sağlığı endişe altında' o zaman biz MEB olarak 'okullar kapatılsın' diye bir karar vermiyoruz. MEB ilk defa başka bakanlıkların verilerini dikkate alarak kararlar almaya başladı.

"ÖYLE BİR RİSK OLMASA OKULU NİYE KAPATAYIM?"

Keşke kapatmasaydık ama bu siyasi karar olmanın ötesinde toplumumuzdaki yaşama biçimi, düğün, ziyaret, bayram, toplu taşıma araçları bütün buralarda her ülke insanının yaşama kültürü var. Vaka sayılarına ilişkin gördüğümüz tablolar tıp insanların somut kanıtların ortaya koyduğu tablolar. Milli Eğitim Bakanlığı 'önce sağlık' der. Öyle bir risk olmasa ben okulu niye kapatayım? Aşılamayla ilgili Allah'a şükür müthiş bir aşama kaydediyoruz, hızlı gidiyoruz. Yeni dalgalar, varyantlar ortaya çıkmazsa bu süreci çok rahat yönetiriz. Bilim insanları 'risk var' dediğinde 'hayır okulları açık tutmak istiyoruz, siyasal karar budur' deme hakkımız yok.

"OYUN VASITASIYLA FİZİK, KİMYA ÖĞRENEBİLİYORLAR"

Kayıp kuşak meselesi bana ilginç geliyor. Bir kuşağın kaybolması herhangi kanıtı olmayan, bilgi, belge, saha çalışmalarından kaynaklanmayan herhangi bir belge doğru değil. Bizim herhangi ilimizin, Mardin'in herhangi ilçesinin her birinin eksiği nedir? Biz bunları saha çalışmaları vasıtasıyla belirliyoruz, çok yakından takip ediyoruz. Diyelim ki ilkokul 1'ler. Okumada yüzde 90, yazmada yüzde 70'ler civarında. Okullar açılır açılmaz öğretmenlerimiz yazmaya ağırlık vermeye başladılar. İstiyoruz ki ekip çalışması, sosyalleşme, arkadaşlıklar, fikir alışverişleri, sporla, sanatla, bilim çalışmalarımız var. Bir taraftan oyunlar vasıtasıyla fizik, kimya öğretiliyor. Bilim sanat merkezlerimiz var. Zap suyunda geçen hafta rafting yaptık. Siz raftingte fizik, kimyayı bulursunuz, coğrafya bilgisini de verirsiniz. Bugün tüpün içerisine sıvı döktüm, boyumu aşan köpük çıktı. Bu aslında bir müfredattı.

"HER ÖĞRENCİMİZE ÜCRETSİZ KİTAP DAĞITTIK"

Türkiye'nin neresinde olursa olsun sınavlara hazırlanan her bir öğrencimiz için yüz yüze kurslarımız devam etti. Biz böyle kursu açmasak imkanı olan veliler belki özel ders işlemlerini yapacaklardı. Bizim EBA televizyonunun izlenmesinin verisi yok. Bizim öğrencilerimiz için EBA, destekleme kursları, canlı ders imkanları, zaman zaman okula gelmeleri. Bu öğrenciler ne kadar devam etti, hangi yaştalardı? Bu öğrenciler ilçe düzeyinde belirleniyor. Özellikle mezralarda, köylerde yaşayan öğrencilere ulaşımda zorlandılar. Sadece Kastamonu'da 4 bin mezra vardı. Bu çocuklar için soru paketleri, kitaplar hazırlandı. Her bir öğrenciye 17 kitap verdik. Yazın dağıttığımız kitaplar var. Her bir öğrencimize yaz için arkadaş kitapları dağıttık. Her bir sınıf için ayrı olarak. Burada hayat hikayesi okunurken matematik, Türkçe öğreniliyor. Bu kitapları bütün öğrencilere dağıtıyoruz.

"750 BİN BİLGİSAYARI ÇOCUKLARA ULAŞTIRDIK"

EBA destek merkezlerimiz var. 15 bin 300 tane. Evine en yakın okulda gidip, internet bağlantısı var. Çeşitli ortamlarda kitap, kaynak, dijital içerikler var. Bunlar daha çok imkanı zayıf olan yerlerde var. Buralarda herşey ücretsiz. Evinde bilgisayar olmama ihtimali olan her çocuğun hizmetindeydi. Hangisine ne kadar çocuk geldi bütün bunlar belli. Kesinlikle çok verim aldık. Bir kısım çocuklarımız oraya hiç uğramadı. Ya imkanı vardı, ya başka bir şey vardı. Bizim imkansız olarak tespit ettiğimiz yaklaşık 1,6 milyon çocuk var. Kardeşleriyle düşündüğümüzde 750 bin bilgisayar dağıttık. Öncelikle ekonomik durumu en zayıf öğrencilere dağıttık.

"HEPSİNİN EVLERİNE TELEVİZYON GÖNDERİLDİ"

Aile ve Çalışma Bakanlığımızın elinde veriler var. Hane hane tespit ediyoruz. 917 bin öğrencilik liste verdiler. En dezavantajlılar dediler. Hepsine ulaştık. Hatta televizyonsuz evler vardı. Hepsinin evlerine televizyon verildi. Şartlı nakit yardımı gibi, kızların okullaşma oranı gibi yardımlar verildi. Bunun daha fazlasını yapmamız lazım. Okullara bütçe gönderiyoruz. Okul aile birliği güçlü olan okullara daha az, imkanları sınırlı olan okullara daha fazla bütçe gönderiyoruz? Niye fırsat adaleti için.

"ÖĞRETMENLERİMİZİN YÜZDE 90'ININ AŞILARI TAMAMLANDI"

Sizin eleştiriniz yapıcı olup, şu şu eksiklikleriniz var şeklinde mi yoksa yıkıcı, yakıcı, yok edici mi? Bu eleştiriler insana sırtındaki akrebi göstermek gibidir. Eleştiriler bizim için gerçekten çok yararlı. Sahadan öyle eleştiriler geliyor ki bize. Bazen hakikaten bir yeri göremiyoruz. Salgın döneminde il müdürlerimizle en az 50-60 kez görüştük. Siirt'te şuna, Bilecik'te şuna dikkat etmek lazım deniliyor. Aşılama konusunda seçimlerden sonra ilk başlayan grup öğretmenlerdi. Şimdi tamamlanmak üzere. Yüzde 90'lar civarında. Hatta 3. aşılarla ilgili senaryolar çalışılıyor.

"HİÇBİR ÖĞRETMENİMİZ ÇOCUKLARI RİSKE ATMAZ"

Bizim ilk sayılar yüzde 15 civarında öğretmenimiz aşıya gelmedi. Zamanlama, lojistik nedenler olabilir. Yaptırmak istemeyebilir. Bu konuyla ayrıntılı analiz henüz bitmedi. Bizim 'aşı olmayan öğretmenin eğitim, öğretim yapması sözkonusu olamaz' diye bir yaklaşımımız hukuki olarak olamaz. Biz de gerekirse bire bir konuşur, dertleşiriz. Hiçbir öğretmenimiz hiçbir çocuğu riske atacak bir tercihte bulunmaz.

"6 EYLÜL'DEN İTİBAREN ÖĞRENCİLERİMİZİN GELMESİNİ BEKLİYORUZ"

Elbette bu gidişe bakıyoruz, dünyadaki gidişe de bakıyoruz. Kontrol artmaya başladı. Varyantlarla ilgili farklı çözüm senaryoları başladı. Türkiye'de de kontrol edilebilir düzeyde. Tereddütsüz Eylül'de başlayacak gibi yönetiyoruz. 6 Eyül'den itibaren öğrencilerin gelmesini bekliyoruz.

"ÖĞRENCİLERİNİZİN GÖZÜNE GÖZÜNÜZ DEĞMEDEN DERSE BAŞLAMAYIN"

Öğretmenlerimizle her görüşmemde şunu söylüyorum, ne olur ilk ders matemetik, fizik demeyin. Bunu şundan dolayı istiyorum. Benim arkadaşlarımla konuşurken şunu söylerim. Sınıftaki çocukların gözünüze gözünüz değmeden, kalbine ılık ılık akmadan derse başlamayın. Önce hemhal olalım. Sohbet edelim. Konuşalım. Adın ne, kaç yaşındasın?

"HANGİ DİLİMDE SOSYAL/DUYGUSAL EKSİLKİLER VAR BUNU TESPİT ETTİK"

Bunu salgından bağımsız istiyorum. Bu öğretim yılının tümünü güçlendirir. Aslolan öğretmen ile öğrenci açısından şefkat bağıdır. Bu kanalı açmadan ders öğretemezsiniz. Birden bire akademik şokla karşılaşmalarını istemiyoruz. Çocukların motivasyonu, beklentisi, sosyal duygusal özellikleri salgın döneminde farklılaştı. Gelir dağılımı düştüğünde öz yönetimin yükseldiğini, gelir dağılımı yükseldiğinde öz yönetimin düştüğünü görüyoruz. Hangi çocukların neye ihtiyacı var diye rehberlik notları, videolar hazırladık. Hangi dilimde sosyal duygusal eksiklikler var, bunları tespit ettik.

"BİZİM GENEL BİR ÖĞRETMEN İHTİYACIMIZ VAR"

Talim Terbiye Başkanlığı 'her sınıfın özel kazanımları var' diyor. Bazı örüntü kazanımlar var ki, o kazanımlar olmadan üst sınıfta olmaz. Her sınıfın kazanımları belirlendi. Bunu her öğretmenimizle paylaşacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın orada kalabalık içerisinde ayak üstü bir konuşma üzerinde ifadeleri sözkonusuydu. Genel bir öğretmen ihtiyacı yok şeklinde bir ifade değildi. Salgın dönemi için söylemişti. Yoksa bizim genel bir öğretmen ihtiyacımız var. Hem emekliye ayrılan öğretmenler açısından. Öğretmenlerin üçte ikisi bu dönemde alınmış. Bazen kadrolarda bütçe kısıtından daralmalar sözkonusu oldu. Engelli öğretmenlerle ilgili yıl içinde dönem dönem atama yapıyoruz. Kadro geldiğinde bu sene ve önümüzdeki sene yine yapacağız. Türkiye'de maaşlarla ilgili genel tablo içinde tabii ki farklılaşma olacak ama şu an bir şey söylemimiz mümkün değil.

"DEVLET OKULLARININ İMKANI GİDEREK ARTIYOR"

Türkiye 2002 Türkiyesi değil, milli gelirde artış var. Özel okulların öğrenci oranı yüzde 8, okul sayısı yüzde 20 düzeyinde. Özel okullarda bina sayısı, fiziksel mekanlar daha fazla olduğu için farklılaşma var. Ama bizim okullarımızın imkanları da giderek artıyor. Bugün bir meslek lisesine gittim o kadar güzel atölyeler, spor salonları var ki. Elbette her okulda yok. Başka ülkelerle karşılaştırıldığında yüzde 8'lik oran hala çok düşük. Ulusal gelir dağılımına baktığımızda aslında o oran çok yüksek.

"ÖZEL VE DEVLETTE OKUYANLAR BİZİM ÇOCUKLARIMIZ"

Okul türlerine göre bakıldığında, sınavla alınan okullarda başka, fen liselerinde başka, anadolu liselerinde başka tablo ortaya çıkar. Yüzde 90'lık gruptan bahsediyoruz. Karşılatırma yapabileceğiniz birtakım ölçütler sözkonusu olmalı. LGS sonuçlarına baktığımızda ya da üniversite giriş sınavlarında belirli aralıkta özel okulların belirli puanları, devlet okulların belirli aralıklarda yüksek puan aldıklarını görüyoruz. Bunların hepsi bizim evladımız, bizim okullarımız. Özel okullardaki evlatlarımız da diğer öğrencilerimiz de bizim evlatlarımız. Bugün tesadüfen özel okul ücretleriyle bir radyoda dinledim. Özel okullardan bahsettiğimizde diyelim ki yüksek denilen ücretlerin onda birine de, yarısına da özel okul ücretleri var. Yüzde 8'in ne kadarı yüksek okul ücretleriyle karşı karşıyadırlar?

"MEB'İN ÖZEL OKULLARA KARIŞTIĞI ALANLAR BELLİ"

Benim duyduğum en yüksek rakam 70-80 bin lira civarındaydı. Böyle baktığımızda o gelir dağılımındaki kişilerin altından kalkabileceği durumdur. Gerçekten sayıları çok fazla olmayan okullar bunlar. Milli Eğitim Bakanlığı özel okulların bütçesine karışmaz. Okulun açılış iznini verir, uyulması gereken kurullara uyup uymadığına bakar. Bütçesini nasıl kullanyor, nereye harcama yapıyor, servisi nereden alıyor, yemeği nereden alıyor gibi bunlara yetkisi yok.

"LGS SINAV SONUÇLARI 26 TEMMUZ'DA AÇIKLANACAK"

Geçen sene 1,5 milyon LGS'ye girdi 181 birinci vardı. Bu sene 1 milyon civarında girdi, 90 birinci var. Bugün başlayan tercih başvuruları 16 Temmuz saat 17.00'ye kadar devam edecek. Biz de yerleştirme sonuçlarını 26 Temmuz'da açıklayacağız.

"HAYAT BAŞARISI BAŞKA, OKUL BAŞARISI DAHA BAŞKA BİR ŞEY"

Merkez yerleştirmede robot tercihler yapabilecek. Bu okulların listesinden 10 okul tercih edilebilecek. Bir öğrenci sınav kağıdından çok daha başka bir varlıktır. Hayat başarısı başka, okul başarısı başka bir şeydir. İletişim beceriniz, kitap okmanız, kültürel birikiminiz, sporla ilgilenmeniz, birçok değişkenle birlikte hayat başarısı ortaya çıkıyor. Azim, IQ'dan daha önemlidir.

"DÜNYADA BÜYÜK BİR KIRILMA GERÇEKLEŞECEK"

Spor lisesiyle ilgili bir tercihte bulunacak veya ben bilimle veya sanatla alakalı bir şey yapmalıyım diyor. Geleneksel olarak bölümlerde bir değişim yaşanıyor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde mesleklerin dörtte üçe yakını otomasyon, robot, dijitalizasyon eşitleneceği gerekiyor. Çocukların anne babalarının mesleki gelişimi ile paralel olmayacağını bilmeleri lazım. Çocuk hayal ederse somutlaşma ortaya çıkar. Bundan dolayı da geleceğe dönük olarak çocuklarımızın ben bir meslek sahibi olup oradan emekli olacağım diye düşünmemeleri lazım. Onları her 5 yılda bir yeniden bir eğitim alma zorunluluğu geliyor. Büyük bir kırılma geliyor dünyaya.

"KREŞLERLE İLGİLİ KISIT ŞİMDİ AÇILMIŞ OLDU"

Bir defa MEB'in okul binası, kreş yapmasıyla ilgili bir konu değil. Başka kamu kuruluşları vardır. Belediyeler vardır. Bu dönemde kendi personeli için yeni kreş binaları yapmak istiyordur. Yasal olarak bu görev MEB'in. Belediyelerin yasal olarak kamuya yönelik kreş açmanın hukuksal temeli yok. Ama kendi personeli için birtakım çalışmalar yaptıklarını, eğitime destek verdiklerini biliyoruz. 2018 yılında tasarruf tedbiri açıklanmıştı. MEB yatırım bütçesini mevcutları bitirmekle ilgili tasarruf etmiştir. O tedbirlerle ilgili kısıt şimdi açılmış oldu. Diğer kamu kurum ve belediyeler açısından tasarruf tedbiri var.

6 EYLÜL'DE OKULLAR AÇILIYOR

Biz 6 Eylül'den itibaren okullarda yüzyüze eğitim alınmasıyla ilgili her türlü çalışmalarımızı tamamlıyoruz. Öğretmenlerimiz zaten gerekli hazırlıkları yapıyorlar, yapacaklar.

"BENİM ASIL SEVDİĞİM ŞEY KİTAP OKUMAKTI"

Ben biraz ders kitaplarını değil de başka kitapları daha çok severdim. Top oynamak, dışarıdaki işlere daha fazla yönelmek, okulu ikinci derecede düşünmek gibi bir yapım vardır. Ama sonrasında daha disiplinli çalışma geldi. Çok zayıfım olurdu benim. Pastanede, dolmuşta çalıştım, yaşam deneyim yüksekti. Üniversiteye giderken taksi şoförlüğü yapıyordum. Benim asıl sevdiğim şey kitap okumaktı. Bizim dönemimizde okula gitme oranı düşüktü. Oturup kitaplardan sınava hazırlandım. Özel ders, derhsane gibi çalışmalar olmadı. Son 2 yıldır sınavlarda kitap okuyan, okuduğunu anlaması yüksek olan öğrenciler başarılı oluyor.

"BURAYLI SINIRLI OLMAYIN DÜNYA SİZİN KÖYÜNÜZ"

Üç çocuğum var. Çocuğun hamuruna, potansiyeline, mizacına bakarım. O çocuk nereye yönelmek istiyor, bunu görürüm. Sınavlara disiplinli çalışan kızım ve oğlum var. Ama küçük oğlum asla sınavlara çalışmam diyen bir çocuktu. Ama sonuçta hepsi başarılı oldu. Çok farklı dünya görüşlerinden, çok farklı insanlarla tanışmalı, kitaplar okumalısınız. Ülkeniz için, dünya için evrensel sorumluluklarınız olmalı diye düşünüyorum. Kişisel olandan evrensel olana giderseniz o zaman bu topraklarda yaşamak ne anlama geliyor diye görüşünüz oluşur. Ezbere değil, sloganlarla değil kendi inşa ettiğiniz bir dünyanın olmasına çok dikkat edin. Bilimin rehberliğinde, bilim yolculuğu içerisinde olursanız size dünyanın kapıları açılır. Burayla sınırlı tutmayın kendinizi, dünya sizin köyünüz.

"ÇANAKKALE'Yİ GÖRMEDEN TÜRKİYE'Yİ TANIYAMAZSINIZ"

Öğrencilerin kişilikleri önemli. Özgüveni nedir, kendi başına yaşama potansiyeli nedir? Üniversitede kendi oğlum için değişim programı vardı. Hong Khong'a gitti. Sonra Avrupa'ya gitti. Buraları görme imkanı buldu. Bunları onayladım. Sonra Türkiye'ye geldiler, Türkiye'ye hizmet veriyorlar. Aileler çocukları kendi memleketine hapsetmesinler! Çanakkale'yi görmeden Türkiye'yi tanıyamazlar. Sizlerin dünyaya açık olmanızı isterim. Bu ülkenin evladı olarak ayaklarınızın biri bu topraklara diğer ayağınız dünyayı dolaşacak.

"SALGIN PİLOT UYGULAMA YAPMAMIZA MÜSAADE ETMEDİ"

İki sene önce ortaöğretim tasarımı yapmıştık. Dünyada liselerde ortalama 6-7 ders var. Bizde 13-14 ders var. Bizim öğrencilerimiz derinleşmede sorunlar yaşıyorlar. Biz bir çalışmanın pilotunu yapmadan ülkeye genellemek istemiyoruz. Çünkü bu deneme tahtası değil. Pilotu yapabilmek için salgın müsaade etmedi. İnşallah Eylül'de bu çalışmayı yapacağız. Müfredatı değiştir eğitim iyileşsin, böyle bir önerme yok. Burada önemli olan öğretmen eğitimi, öğretmen niteliği, zamanın ruhunu dikkate alan değişim. Okulların imkanlarını zenginleştirmek. Fırsat adaleti ile buna çalışıyoruz. Biz 3 sene oldu göreve geleli, 2 sene salgınla gitti.

"DİJİTAL ALANLA MUTLAKA BAĞLANTI KURUN"

Ne olmak istiyorum demeyin, ne yapmak istiyorum deyin lütfen. Artık tek disiplin alanından diğelim ki, mühendislik, tıp, tarih alanından yükselme dönemi kapandı. Bugün dünyanın en tepedeki üniversitelerine baktığımızda 2 ya da 4 diploma veriyorlar. Trans disiplin deniyor. Lisans başka yerde olabilir, sertifikalar alabilirsiniz. Ne olursa olsun dijital alanlarla bağlantınızı kurun. Diyelim ki hekimsiniz, öğretmensiniz, veterinersiniz mutlaka bu alanla bağlantınızı kurun. Artık diploma temelli bakış açınız yok. Senin hangi becerin, yetkinliğin var, soru bu. Üniversite mezunu olmasanız bile, lise mezununda beceri yetkinlik varsa onu da alıyorlar. Mesleğinizi dünya haritasında görmeye bakın, sadece bir şehirde bakmayın. Bugüne bakarak değil dünyanın geleceğine bakarak karar verin.

"ÇOCUKLARIN HAYVANLARLA İLGİSİ EĞİTİMİN HEDEFLERİ ARASINDA"

Ben Ziya öğretmen olarak bakanlığa başladığımda Pergel adında köpeğim vardı. Bir arkadaşım bakım merkezinde yardıma ihtiyacı var dedi. O kadar zayıftı ki, ayakları pergele benzediği için o ismi koydum. İnsanla hayvan arasında sahiplik ilişkisi olmamalı. O mu benim sahibim, ben mi onun? Bu belirsizdir. Çocukların hayvanlarla ilişkisi eğitimin en yüksek hedefleri arasında. Kul hakkı dediğimiz bir şey var. Bitkiler, hayvanlar hakkı olan varlıklar. Çocuklar hayvanlarla olduğunda çok güzel bir terbiye oluşuyor. Bu konuda elimden gelenin çok daha fazlasını yapmaya çalışacağım.

"ATAMA TAKVİMİ EYLÜL AYINDA İLAN EDİLMİŞ OLACAK"

Atama takvimi ilan edildi. Eylül başında atamalar yapılacak. Artık hangi il ve ilçelere yönlendirildikleri Eylül ayında ilan edilmiş olacak.Milli Eğitim Bakanlığı'nın okuyan balık diye bir sitemiz var. Görsel, sesli, işaret diliyle kitaplarımız var. Anadolu masallarımız sesli olarak dinlenebilir. Kültür Bakanlığımız e-kütüphaneyi ortaya koydu. Oraya ücretsiz erişim sözkonusu. Oralardan da sesli kitaplar, görsel olarak okumak için dijital kitapların binlercesine erişebilirler.

 

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar