Bakan Çavuşoğlu: Garantör olmayan ülkelerin o bölgede bir hakkı yoktur

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ikili görüşmelerin ardından basın açıklamasında bulundu.

Bakan Çavuşoğlu: Garantör olmayan ülkelerin o bölgede bir hakkı yoktur
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 12:04
10 Temmuz 2019 Çarşamba 15:39

Irak Dışişleri Bakanı Muhammed Ali el-Hekim, Savunma Bakanı Necah eş-Şammari ve Ulusal İstihbarat Başkanı Mustafa el-Kazimi, Dışişleri Bakanlığında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan'dan oluşan heyetle bir araya geldi. Görüşmelerin ardından Bakan Çavuşoğlu açıklamalarda bulundu.

Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları;

DEAŞ ve diğer terör örgütlerine karşı birlikte neler yapabileceğimizi değerlendirdik. Başika konusunda birlikte neler yapabileceğimizi değerlendirme fırsatı bulduk. Ortak bir komite kurma kararı aldık. Yardımcılarımız düzeyinde bir komite kuracağız. Arkadaşlarımız bu konularda teknik görüşmelerini yapacaklar. Daha sonra bu formatta bir görüşme daha yapmayı uygun bulduk.

Esasen Türkiye'nin kıta sahanlığında sürdürdüğü sondaj faaliyetleri Türkiye'nin egemenlik hakkıdır. Kıta sahanlığında ne yapmak istediğine ancak Türkiye karar verir. Biz her zaman uluslararası hukuka uygun bir şekilde adımlar atıyoruz. KKTC'nin ruhsat verdiği TPAO'ya alanlarda da faaliyetlerimizi yoğunlaştırmaya başladık. Fatih gemimizden sonra Yavuz gemimiz de bölgeye gitti.

Rum tarafı tek taraflı sondaj çalışmalarına başlayınca gerek kendilerine, garantör ülkelerine, AB'ye ve BM'ye tek taraflı çalışmaları doğru bulmadığımızı söyledik. Sadece Rum tarafı çalışmaları durdursun demedik, Türk tarafının haklarının garanti altına alınması gerektiğini söyledik. KKTC'nin 2011'de bir teklifi olmuştu. BM çatısı altında bir komisyon kurup paylaşım planı yapılmasını önermişti. KKTC'nin bu teklifi masadadır. Biz sondaj çalışmalarına başlayıncaya kadar, hiç kimse bu konuda adım atmamıştır. Biz bu çalışmaları başlatınca yerli, yersiz açıklamalar görüyoruz. Garantör olmayan ülkelerin söylediklerini zaten umursamıyoruz.

"AB Rum yanlısı bir tutum sergiliyor"

Biz Kıbrıs sorununun çözümünde, Avrupa Birliği'ni her zaman bir gözlemci olarak gördük. Ama bu süreçte tamamen Rum yanlısı bir tutum sergiliyorlar. Maalesef bugün AB, özellikle üyeleri bakımında bu çifte standarta düşmektedir. Biz bu anlamdaki dayanışmayı doğru bulmuyoruz. Dayanışma hakkı ve haklıyı savununca güzel oluyor.

Dayanışma uğruna taraf tutarak Rum kesiminin yanında olurlarsa hata yaparlar. Türkiye, KKTC'nin ve Kıbrıs Türk halkının haklarını sonuna kadar korumakta kararlıdır. Ya bu zenginlikler hakça paylaşılır, ya da biz KKTC'nin hakkını koruyacağız.

"Miçotakis'i yakından tanıyoruz"

Miçotakis'i yakından tanıyoruz. Yunanistan için iyi işler yapacağına inanıyoruz. Dışişleri Bakanı Dentias da Avrupa Konseyi'nden benim yakın arkadaşımdır. Ege'de gerginlikleri tırmandırmak yerine, samimi bir şekilde görüşerek çözüme kavuşturmak istiyoruz. Umarım Yunanistan'daki yeni hükümet daha yapıcı bir şekilde ilişkileri sürdürmemize vesile olur.

"AB'nin bize yönelik attığı bir adımın faydası olmaz"

Mogherini'yle daha önce görüştük. Diğer muhataplarla da görüştük. Arkadaşlarımız, AB üyesi ülkelerin büyükelçilerine bilgilendirmede bulundular. Brüksel'de arkadaşlarımız bilgilendirmede bulundu. Gerek daimi üye ülkelerin dışişleri bakanlarına, gerek AB ülkelerinin dışişleri bakanlarına 4 sayfalık mektup gönderip, neler yapılması gerektiğini izah ettim. Diğer taraftan Rum kesiminin ve Yunanistan'ın Türkiye'ye yönelik bazı kararlar aldırmaya çalıştığını biliyoruz. AB'nin bize yönelik attığı bir adımın faydası olmaz, ters teper. AB yanlış adımlar atmaya devam ederse bu konuya bir çözüm getiremeyiz. Kıbrıs Türk halkının hakları garanti altına alınsın. Esasen Kıbrıs Türk halkının hakkının olduğunu herkes teslim ediyor. Neden garanti altına almıyorsun diye sorduğumuz zaman Anastasiadis'e, 'şimdi yapamam' diyor. Ne zaman yapacak? Sattığı zaman yapmak istiyorsan. Sattığın zaman yapacağının bir garantisi var mı?

"PKK tüm Irak'tan temizlenmeli"

Sadece Sincar'dan değil PKK'nın tüm Irak'tan temizlenmesi konusunda hemfikiriz. Sadece Sincar yetmez. Sadece Bağdat yönetimi değil, Erbil'in de işin içinde olması gerekiyor. En son Erbil'den yapılan açıklamada, PKK'nın Irak'ı terk etmesi gerektiği vurgulanmıştı. Irak'ta PKK'nın yerleştiği bölgeler Kürtlerin yaşadığı bölgeler. Oradaki siyasi partilere ve Kürt kardeşlerimize de baskı yapıyorlar.

"Gerekli adımlar atılır"

Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı çalışmalarını yapıyorlar. Denizin altındaki zenginlikler, doğal gaz ve petrol kaynaklarının değerlendirilmesi bakımından kıta sahanlığı esastır. Deniz üstündeki kaynaklar için münhasır ekonomik bölgenin avantajları var. Alınması gereken tedbirler için Milli Savunma Bakanlığımız ile askerlerimiz görüşüyorlar. Daha sonrasında gerekli adımlar atılır.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar