Ali Rıza Demircan: Tarikatların yüzde 80'i İslam'a zarar veriyor

İlahiyatçı Ali Rıza Demircan: “Tarikatların yüzde 80’i İslam’a zarar veriyor, çoğu cahildir, MİT’in denetimindedir." açıklamasında bulundu.

Ali Rıza Demircan: Tarikatların yüzde 80'i İslam'a zarar veriyor
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:47
14 Ocak 2018 Pazar 10:23

İlahiyatçı Ali Rıza Demircan, Gazete Habertürk'ten Kübra Par'ın sorunlarını yanıtladı.

‘KURAN ÇOCUK YAŞTA EVLİLİĞE MÜSAADE ETMEZ, AYETLERİ YANLIŞ YORUMLUYORLAR’

Çocuk gelinler problemi Türkiye’de kanayan yaralarımızdan biri. Geçen hafta, Diya­net İşleri Başkanlığı’nın sitesindeki bir yazı tartışma yarattı. İslam, kız çocuklarının evlendi­rilmesine izin verir mi?

İslam dininin ana kay­nağı Kuran-ı Kerim’dir ve bu kaynakla bağlantılı ola­rak, Peygamber’imizin sözleri, davranışları ve işle­ridir. Tarihi dönemlerde yapılan içtihatlar arasında, maalesef üzülerek ifade edeyim, kız çocuklarının evlendirilmesini onaylayan görüşler var. Ama bunlar Kuran onaylı değildir. Aziz Peygamber’imizin uygulamalarında da yoktur.

Peki, neden birtakım din adamları çıkıp bazı ayetlere dayanarak “Kız çocukları buluğ çağına geldiyse 9 yaşından itiba­ren evlendirilebilir” diyor?

İslam bilginlerimizin bir bölümü Kuran-ı Kerim’de bir ayet buluyor, o ayet üzerinde sathi bir değerlendirme yaparak hüküm veriyor. Oysaki Kuran-ı Kerim’de hiçbir konu tek bir ayetle ifade edilmez. Konuyla ilgili bütün ayetler toplanır, ortaya konulur ve ondan sonra konu üzerinde hüküm verilir. Kuran-ı Kerim’de, 5 ayrı ayetler kümesiyle, evlilik için yalnızca ergenliğin değil ayrıca ruhsal olgunluk olan “rüşt”ün aranması emredilir. Örneğin “Yönetiminiz altındaki yetimleri ergenlik çağına erişinceye kadar deneyin. Eğer onlarda kendileri ve mallarını yönetebilecek bir olgunluk görürseniz geciktirmeksizin mallarını onlara teslim edin...” der. Malın teslim alınması için gerekli olan ergenliği içeren rüşdün, mehir alıp vermeyi ve cinsel ilişkiyi içeren evlilik için daha çok gerekeceği açıktır. Ama bütün bu ayet kümeleri dikkate alınmıyor, Talak Suresi’nin 4. ayetine gidiliyor. Bu, Kuran kültüründen yoksunluğun tezahürüdür. Talak Suresi’nin 4. ayetinde, Rabb’imiz ayrıntılara inerek boşanma konusunu açıklıyor. Ayet, “Âdetten kesilmiş olan kadınlar veya hiç âdet görmemiş olan kadınlar boşanması halinde ne kadar iddet bekler?” sorusuna cevap veriyor. Kuran’da “lem” edatı olumsuzluk edatıdır. Kuran, “Âdet görmemişlerin iddeti de 3 aydır” diyor. “Henüz âdet görmemişlerin...” demiyor. Bunu yanlış yorumluyorlar. Ayrıca, 4-5 ayet kümesi daha varken bir tek buraya dayanıyorlar.

Bahsettiğiniz ayete dayanarak Nurettin Yıldız gibi birtakım hocalar çıkıp “İşte bu yüzden, Kuran çocuk yaşta evliliklere müsaade ediyor” diyor.

Hayır, yanlış! Süleyman Ateş, bütün mealcilerin kaynağıdır, o da yanlış yorumluyor. Cumhuri­yet döneminde ve önce­sinde, bizde yetişmiş en büyük Kuran müfessirle­rinden bir tanesi Elma­lılı Hamdi Efendi’dir. Elmalılı Hamdi Yazır, “Âdet gör­meyenlerin” diyor, onun tefsirini sade­leştiren ilahiyatçı­lar “Henüz” ekleyip tercüme ediyor. Biyolojik nedenlerle bazı kadınlar âdet görmez. Ayette onlar kastediliyor.

Ama Hz. Ayşe’yi daya­nak göstererek de çocuk evliliklerine izin verildiği tartışmaları yapılıyor.

Siz Türkiye’de evrensel bir dinin ölçülerine Cum­huriyet Türkiye’sinin 2017 yılından bakıyorsunuz. Bundan 50 sene evvel Anadolu’ya çıktığınızda, 14-15 yaşında bir tane evlenme­miş kız bulamaz­dınız. Toplumsal ihtiyaçlar bunu gerektiriyordu. Ama bir doğruyu anlatmak için de yanlış anlama­lara sebebiyet vermemeliyiz. 
Kuran’a göre ergenlik ve rüşt şartları var. Yani kendi lehine ve aleyhine olabilecek gelişmeleri ya da anneliğin gerekliğini fark edebilecek, evliliğin getirdiği problemleri çözümleyecek bir durumda olmalı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilgili mevzuatındaki evlilik yaşı 18’dir. Ben de kız çocuğu ve torun sahibiyim. Bundan 100 sene evvel Türk toplumunda, 12 yaşındaki kız çocuk için “Daha kıvam bulmadı. Vücut gelişmedi, aklen tekabül etmedi. Bu artık evliliğin yükünü taşıyamaz” diyorduk. Şimdi anneler, 18 yaşındaki kız çocuklarının dahi arkasından çoraplarını topluyor. Bunlar farklı olgulardır. İslam evrensel, Yaradan’a ait bir yapıdır ve evren düzeninin yıkılacağı kıyamet olgusuna kadar da genel bir ölçü verir.

‘DİYANET NEDEN FETÖ’YÜ İNCELEDİĞİ GİBİ YAŞAYAN TARİKATLARI DA İNCELEYİP ESERLERİNDEKİ YANLIŞLARI ANLATMIYOR?’

Son dönemde “FETÖ’den boşalan yerlere belli başlı tarikatlar yerleşmeye çalışıyor” iddiası gündeme geliyor. Siz buna dair bir şey gözlemliyor musunuz?

Tarikatların yüzde 80’i İslam’a zararlıdır. “İslam’a zarar veren devlete de zarar verir mi?” tartışması benim alanımın dışında. Diyanet İşleri Başkanlığı, Fethullah Gülen’in konuşmalarını dinlemiş, kitaplarını, makalelerini incelemiş ve “İslam Dışı Görüşleri” diye bir kitap yayınladı. Edindiğim bir habere göre, 6 dilde FETÖ tanıtılacakmış. Buradan açık çağrı yapıyorum: Diyanet neden yaşayan tarikatları inceleyip onların eserlerindeki yanlışları anlatmıyor?

Toplumu da cahilleştiriyorlar mı? Tabii ki cahilleştiriyorlar. Sorgulayacak güç yok. Tarih boyunca güçlü hocalardan, İslam âlimlerinden mürit olmamış.

“Tarikatların yüzde 80’i zarar verir” dediniz. Şimdi hepsi kendini yüzde 20’nin içinde görecek.

Ben devleti de Diyanet’i de samimi bulmuyorum. Özel sektöre ait büyük kanalların dışında, en az 500 tane de mahalli kanal var. Bu kanalların bir tanesinde sağlam bir din anlatılmıyor. Peki, bu millete dinini kim öğretecek? “Konuşayım, para istemem” diyorum.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar