Özgür Özel’den adaylık işareti: Kılıçdaroğlu’yla yarışabiliriz, bu hainlik değil
CHP Genel Başkanlığı’na aday olması beklenen Grup Başkanı Özgür Özel, “CHP’nin iyi yönetilmeye ihtiyacı var. Amacım CHP’yi Türkiye’nin en iyi yönetilen kurumu yapmak. Biz kurultayda Kemal Bey ile yarışabiliriz. Bu hainlik değildir” dedi.
CHP’nin bu hafta sonu yapacağı kuruluş yıldönümü törenlerinin
ardından haftaya açıklayacağı “tutum belgesi” ile resmen olmasa da
adaylığını ilan etmesi beklenen Grup Başkanı Özgür Özel, dün sabah
Halk TV yayınında konuştu.
“CHP’nin iyi yönetilmeye ihtiyacı var. Amacım CHP’yi Türkiye’nin en
iyi yönetilen kurumu yapmak. (Aday mısınız?) Ben buradan adayım
dersem kamuoyuna, partiye ve Genel Başkan’a karşı bu açıklamayı
yapmak doğru olmaz. Bunu eşzamanlılıkla, belki bir basın toplantısı
ile kadrolarımızla birlikte önce tutum belgemizde açıklamayı
yapacağız. Yani adaylık ilanımı Genel Başkan televizyondan
duymayacak. Ondan sonra da kurultayla ilgili gerekli süreci
başlatacağız. Kem küm ediyor değilim ama bir süreç var, onu
tamamlayacağız. Bugün Genel Başkan’a rakip çıkan, yarışan,
siyasetin devam edebildiği tek parti CHP’dir."
'Tutamadım kendimi ağladım'
Özgür Özel “Yenmek, yenilmek değil. Biz kurultayda Kemal Bey ile
yarışabiliriz. Bu hainlik değildir” diyerek şöyle devam etti:
“Bazıları diyor ki ‘Kemal Bey’e ihanet mi ediyorsun?’ Kemal Bey’in
başarısı için bir şeyleri eksik yapmak ihanettir, ben yapmadım.
Kemal Bey’in başarısı için, en yakını kimse en yakını kadar
inandım. Kemal Bey, ‘Bu kürsüde son kez sesleniyorum, bir yolculuğa
çıkıyorum’ dedi. Babam gibi hissettiğim bir insan, tutamadım
kendimi ağladım. ‘Ağlıyordun, aday olamazsın’ diyorlar. Ben üç kez
ağladım siyasette. İmamoğlu, İstanbul’u kazandı. 19 gün sandık
üstünde yattık. Haber geldi, mazbatayı veriyorlar, oradan İBB’ye.
Balkona çıktım, bir gürültü başladı. İzmir Marşı çalıyor, İmamoğlu
arabadan indi. O anı gördüm ve hüngür hüngür ağladım. Kemal Bey
adaylığını açıkladı, tutamadım kendimi ağladım. Bir de Soma davası
bitti, büyük haksızlık yaptılar, kapının önünde ağladım.“