Bakan Koca: Önümüzdeki en büyük tehdit beslenme ve gıda güvenliği
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) en üst karar alma organı 75. Dünya Sağlık Asamblesi'nde genel kurula hitap eden Bakan Koca, insanlığın önündeki en büyük küresel tehdidin beslenme ve gıda güvenliği olduğunu ifade ederek, DSÖ'nün bu alanda alacağı tedbirlerin hayati önem taşıdığını söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) en üst karar alma organı olan 75. Dünya Sağlık Asamblesi'nde (DSA) genel kuruluna hitap eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dünyanın önündeki en büyük küresel tehdidin beslenme ve gıda güvenliği olduğunun altını çizerek, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) bu alanda atacağı adımların hayati önem taşıdığını söyledi.
“BİZ SAĞLIKÇILARIN ROLÜ, ÇATIŞMALARIN DOĞURDUĞU OLUMSUZ
ETKİLERLE MÜCADELEDEN ÇOK DAHA ÖTE OLMALIDIR”
Her iki durumda da sağlığın uluslararası ilişkilerin vazgeçilmez
bir bileşeni olduğunu açıkça ortaya koyduğuna değinen Koca, “Bugün
geldiğimiz noktada enerji ve ticaret gibi sağlığın da sorunların
çözümünde etkili bir araç olduğunu kabul etmek zorundayız. Ancak bu
noktada bir samimiyet testine de ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Biz sağlıkçıların rolü, çatışmaların doğurduğu olumsuz etkilerle
mücadeleden çok daha öte olmalıdır. Bizim insan sağlığı temelindeki
duruş ve kararlılığımız, telafiden ziyade caydırıcı bir unsur
olmalıdır” dedi.
“PANDEMİNİN İLK GÜNÜNDEN İTİBAREN TÜM GÖZLER DÜNYA
SAĞLIK ÖRGÜTÜ’NE ÇEVRİLDİ”
Covid-19 salgını ve Ukrayna’daki savaşın tüm dünyaya insanı odağa
alan bir yaklaşımın ve uluslararası dayanışmanın önemini
gösterdiğini vurgulayan Koca, “Sağlık söz konusu olduğunda çıkar ve
tahakküm çabalarının terk edilmesi gerektiği, aksine bir tutumun
doğrudan insan hayatına mal olduğu bir kez daha anlaşıldı.
Pandeminin ilk gününden itibaren tüm gözler Dünya Sağlık Örgütü’ne
çevrildi. DSÖ tarihinde belki de ilk kez bu kadar büyük bir ilgi ve
sorumlulukla karşı karşıya kaldı” dedi.
“ZAMAN ZAMAN BU ÇABALARI GÖRDÜK VE TAKDİR ETTİK ANCAK
YETERLİ OLMADIĞINI BUGÜN BU PLATFORMDA KONUŞMAMIZ
GEREKİYOR”
Bakan Koca, “Doğal olarak DSÖ’nün bu süreçte dünyadaki her milletin
ve bireyin sağlık hakkını koruması beklenmiştir. Ayrıca bilgiye,
ilaca, aşıya, sağlık hizmetine erişimde adaletin sağlanmasında
liderlik yapması da beklenmiştir. Evet, zaman zaman bu çabaları
gördük ve takdir ettik ancak yeterli olmadığını bugün bu platformda
konuşmamız gerekiyor. Halk sağlığı acil durumlarında, fikri
mülkiyeti düzenleyen daha insan temelli somut adımları hızla
atmamız gerektiğine inanıyorum. Covid-19 pandemisiyle mücadele
süreci, başlangıcından itibaren her bir anıyla üzerinde çalışılması
gereken bir dersler bütünüdür” dedi.
TÜRKİYE’DE 161 ÜLKE VE 14 ULUSLARARASI KURULUŞA
YARDIM
Türkiye’nin pandeminin ilk gününden itibaren tüm aşamalarda
başarıyla geçtiğini ve sağlık sisteminde hiçbir aşamada aksama
olmadığına dikkat çeken Koca, “Türkiye, Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yalnızca kendi vatandaşlarına en üst
düzeyde hizmet sunmakla kalmamış; 161 ülke ve 14 uluslararası
kuruluşa koruyucu ekipman bağışı, bilgi ve tecrübe paylaşımı ve
AVAT aracılığıyla aşı yardımı gibi farklı alanlarda uluslararası
dayanışmanın güçlü bir örneğini ortaya koymuştur” dedi.
Bakan Koca, “Geldiğimiz noktada kendi geliştirdiğimiz aşımız olan
Turkovac’ın uluslararası dayanışmanın bir parçası olması için de
aynı niyeti taşımaktayız” ifadelerini kullandı.
“RUSYA-UKRAYNA ÇATIŞMASINDA TÜRKİYE, İLAÇ VE TIBBİ
MALZEME BAŞTA OLMAK ÜZERE İNSANİ YARDIM GÜCÜNÜ BÖLGEYE
YÖNLENDİRMİŞTİR”
Türkiye’nin Ukrayna’daki insani krizin en yakın muhataplarından
biri olduğunu belirten Koca, “İkisi de komşumuz olan Rusya-Ukrayna
çatışmasında Türkiye, ilaç ve tıbbi malzeme başta olmak üzere
insani yardım gücünü bölgeye yönlendirmiştir. Başta hasta ve
yaralıların tahliyesi olmak üzere güvenli bir tıbbi koridorun
oluşturulması gerekmektedir. DSÖ, başta olmak üzere uluslararası
toplumdan bu teklife destek talebimi bildirmek istiyorum. Türkiye
tahliye ve tedavi noktasında üzerine düşeni yapmaya hazırdır”
dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ EN BÜYÜK KÜRESEL TEHDİT, BESLENME VE GIDA
GÜVENLİĞİDİR”
Pandeminin oluşturduğu etkiler tamamen ortadan kalkmadan geleceğe
ilişkin somut adımlar atılması gerektiğine vurgu yapan Koca,
“Önümüzdeki en büyük küresel tehdit, beslenme ve gıda güvenliğidir.
Buna yönelik DSÖ’nün bugünden alacağı tedbirlerin hayati önemde
olduğunu düşünüyorum. Türkiye her zaman, uluslararası müzakere
sürecinin yapıcı bir parçası olma gayreti içerisinde olacaktır.
DSÖ’nün dayanışma ve hakkaniyet temelinde güçlendirilmesi, yasal
bağlayıcı bir pandemi anlaşmasının oluşturulması, Uluslararası
Sağlık Tüzüğü'nün güçlendirilmesi ve finansal bağımsızlığının
desteklenmesi gibi tüm tartışmalara da bu perspektif doğrultusunda
yaklaşmaktayız” dedi.